Sadece bir fikir translate English
443 parallel translation
Bu sadece bir fikir.
It's an idea.
Bu sadece bir fikir tabii.
But that's only an opinion.
- Sence öyle mi Sam? - Sadece bir fikir.
It is a suggestion, a necklace of rubies.
Sadece bir fikir.
Just an idea.
- Ben bunun sadece bir fikir olduğunu düşündüm.
I thought it was only an idea.
Sadece bir fikir çalışması, hayatım.
- Just an idea, Rose dear.
Sadece bir fikir.
Just a thought.
- Sadece bir fikir, bir hisse.
– Just an idea, sir. It's a share.
Şu an için sadece bir fikir, henüz hayata geçirmedim.
It's only an idea, not a proven fact.
Şimdilik sadece bir fikir.
No, it's just an idea.
Sadece bir fikir.
Just a passing thought.
- Sadece bir fikir.
- Just a thought.
- Bu sadece bir fikir.
- It was just an idea.
Sadece bir fikir.
It's an idea.
Sadece bir fikir.
It's just an idea.
Sadece bir fikir.
Just a thought, sir.
Bu sadece bir fikir.
It was just an idea.
- Bu sadece bir fikir.
- That's just an opinion
Ama bu sadece bir fikir Kate.
but, that's just the point, kate.
Bunun sadece bir fikir Ayrılığı olduğunu sanıyordum!
I thought this was a difference of opinion!
Ama bu sadece bir fikir Kate.
where are you going? to get some milk.
Benimki sadece bir fikir önerisi.
I've just suggested a possible motive
Sadece bir fikir, düşünceni öğrenmek istiyorum.
It's just an idea. I want your opinion.
Sadece bir fikir.
It's just kind of an idea.
Sadece bir fikir.
Just a theory.
Sadece ona yanlış fikir verecek bir şey olmasından çekiniyorum.
I just hope that nothing will happen to give him any false impression.
O sadece kafasındaki bir fikir.
That's just an idea in her head.
İyi bir fikir, ama sadece...
It's a good idea, but it's just...
Sadece çılgınca bir fikir olmadığını biliyordum, fakat Arkadin'e ulaşabilmem için olabilecek... en kısa yol, bu tekneydi.
I not only knew it was crazy, but the closest I could even get to Arkadin... was that yacht of his.
- Aslında, bu sadece çabuk bir fikir.
- Well, it was just a quick idea.
Bir planlamacı olarak sadece becerikli değil, aynı zamanda da fikir dolu.
He's not only smart as a whip but he's thoughtful, too.
Haklısınız. Ama hayatı boyunca bir kez sadece bir kez, annesiyle hem fikir olmadığını toplum içinde göstereceğini düşündüm.
I thought I might get her once, just this once, in the whole of her life, to publicly disagree with her mother.
- Bir fikir sadece.
- Just an idea.
Sadece bilgim olsun diye soruyorum Bay Holden..... bir fikir adamı, bir otelde ne yapar?
Just for my information... What does an idea man do in a hotel?
Sadece yararsız bir fikir.
Just an idle idea.
Şimdi sadece bir fikir, dinle bak.
Now, it's just an idea, mind you.
Sadece bir fikir.
Just the opposite.
Bana sadece kaba bir fikir verebilirseniz.
If you could just give me a rough idea.
Sadece iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum, hepsi bu.
I don't think it's a good idea, that's all.
Böyle bir fikir sadece hasta bir kafadan çıkar.
An idea like that could only come from a sick mind.
- Bana gerçekten her şeyi anlatmak zorunda değilsiniz. Sadece genel bir fikir verin yeter.
You don't have to actually tell me, just point me in the general direction.
saldırganlığını bırakması için sadece ona izin vermek gerek, bütün bu cinayetler, çelişkili hipotezler, fikir saptamak bir canavarın iç geriliminden dolayı.
Just need to let him, to let out his agression. All those murders, contradictory hypothesis, idee fix about some strangler caused in him internal tension.
Sadece düşük seviyeden insanların düşünebileceği bir fikir bu.
A cheap idea that only low class humans would think of.
Bu sadece öylesine bir fikir. Sersemlerin ulaşamayacağı bir çukura batmak istiyorsun.
you want to sink... into a pit where the contempt of fools can't reach you.
Evet, ben sadece bilirsin, düşündüm de programımıza bu şekilde devam etmemiz iyi bir fikir...
I thought, the way our schedule is, it might be a good idea...
Sadece soyut, romantik bir fikir değil bu.
It's not just some abstract, romantic idea.
Sadece bir fikir.
Um, well... just a thought here, Niles.
Aklıma bir fikir geldi sadece ama...
I have an idea, more not at all.
Ben sadece güneşin konumu hakkında fikir veriyorum eğer batmadıysa bize zaman hakkında kabaca bir fikir verir.
I merely suggest the position of the sun... if it is out, would give you a rough idea of the time.
Neden sadece ağaçların üzerine bir çadırbezi gerip sonra da onu maviye boyamıyorsun...? - Hiç fena fikir değil.
Then why don't you just hoist a canvas over the trees, paint it blue...?
Ama, ah, sadece bu fikir aklıma geldi diye... otobüs durağında olduğum tamamen başka bir gerçeklik... şu saniyede varlığını sürdürüyor... ve muhtemelen sen başka birini arabayla götürüyorsundur, bilirsin.
But, uh, just'cause that thought crossed my mind... there now exists at this very second... a whole'nother reality where I'm at the bus station... and you're probably giving someone else a ride, you know?
sadece bir fikirdi 32
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20