Sadece birkaç günlüğüne translate English
198 parallel translation
Sadece birkaç günlüğüne.
Only a few days.
Sadece birkaç günlüğüne başkasının yerine geçtim.
Just filling in for a couple of days.
Ama Leon, ben sadece birkaç günlüğüne buradayım.
But, Leon, I'm only here for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne.
It's just for a couple of days.
Sadece birkaç günlüğüne.
I'll only be here a few days.
- Sadece birkaç günlüğüne.
It'll only be a few days.
- Sadece birkaç günlüğüne.
Just a few days. No.
Sadece birkaç günlüğüne.
Just for a couple of days.
Lütfen, seni bulmamaları için sadece birkaç günlüğüne.
Mother, please, it's just for a few days. Just for a few days so they won't find you.
Sadece birkaç günlüğüne Roma'ya gitmeyi umuyorum.
It's just for a few days. I hope to go to Rome.
- Burası biraz sıkışık, ama bu sadece birkaç günlüğüne böyle olacak. - Teşekkür ederim efendim.
- Thank you, sir.
- Sadece birkaç günlüğüne.
- Just for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne gitmek istiyorum.
I just want to go for a couple of days.
Sadece birkaç günlüğüne.
It's only for a few days
- Sadece birkaç günlüğüne.
- Only a few days.
Bu köpekbalığını sadece birkaç günlüğüne inceleyelim, ve sonra senin sevgili salyangozlarına dönelim.
We study that shark, just for a few days, and it's back to your lovely snails.
Sadece birkaç günlüğüne geliyor.
But it's only for a couple of days
Dinle, sadece birkaç günlüğüne ayrılacağım.
Listen, I'll only be gone a couple of days.
Biliyorum, sadece birkaç günlüğüne burada olacağım.
I'm only gonna be here a couple of days.
- Sadece birkaç günlüğüne.
- It's only for a few days. - Come on.
Sadece birkaç günlüğüne.
It's just for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne değil, gerçek bir değişim gibi.
Not just a few days but for a real change.
Sadece birkaç günlüğüne.
Just for a few days.
Hadi ama sadece birkaç günlüğüne.
Just be for a few days. Come on.
- Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum.
- I'll only be gone a day or two.
Sadece birkaç günlüğüne.
It's only for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne. Bazı şeyleri halledene kadar.
It's just for a couple of days till he sorts himself out.
İş için sadece birkaç günlüğüne buraya geldim.
I'm only here for a couple of days on business.
Sadece birkaç günlüğüne.
It's just a few days.
Sadece birkaç günlüğüne gömüldüm.
Just grounded for a few days.
Hayır, hayır. Sadece birkaç günlüğüne kalıyorum.
I'm staying here for a few days.
Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum.
It's only for a couple of days.
Sadece birkaç günlüğüne bu gemide kalacağız.
We'll only be on this vessel for a few days.
Yalan söyleyen çocukların gittiği bir yer, ama sadece birkaç günlüğüne gitmezler.
That's where children go who tell lies... but they don't just go there for a few days.
Sen sadece kırmızı balığı canlı tutabilirsin o da sadece birkaç günlüğüne.
I'm not sure of anything right now.
Sadece birkaç günlüğüne. Tamam mı?
It's a deal for a few days.
Ama bu sadece birkaç günlüğüne.
But it's only for a few days
Alaska yolculuğun için gereken her şeyi aldım. - Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum!
I got you everything you need for your trip to Alaska.
Sadece birkaç günlüğüne gidebilsek bir yerlere.
If only we could get out for a few days.
Peki arkadaşlarımla nasıl görüşeceğim? Sadece birkaç günlüğüne.
- How am I supposed to see my friends?
Şehre sadece birkaç günlüğüne geldi.
He's only in town for a couple days.
Jude sadece birkaç günlüğüne gitti.
Jude's only gone for a couple days.
Sadece birkaç günlüğüne gidiyorum.
I'll only be away a few days.
- Büyük annem sizinle mi kalacak? - Sadece birkaç günlüğüne.
Just for a few days, um, while her floors are being redone.
"Sadece birkaç günlüğüne Nate" dedin.
You asked me to stick around. "Just for a few fucking days."
Ölmezsin ya sadece birkaç günlüğüne.
You'll live, it's only a few days.
Sonra da, "Sadece, birkaç günlüğüne eve geldiğinde anne rolüne soyunup benim hayatıma karışarak, beni yönlendirmeye çalışma."
But I said, "Just don't try and run my life..." when you happen to be around the house for a few days... "and feel like playing mom."
Evet biliyorum. Birkaç günlüğüne sadece, değil mi?
It's only for a couple of days, isn't it?
Sadece... Birkac günlügüne kafami dinledim.
Just... getting out of my own head for a few days.
O sadece onu birkaç günlüğüne ishal yapmak için yeterliydi, onu öldürmek için değil... eğer... ona alerjisi yoksa.
It was only enough to give her the trots for a couple of days...,... not enough to kill her. Unless she was allergic to it.
Sadece birkaç günlüğüne.
Just a couple of days.
sadece birkaç gün 16
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece bir adam 18
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113