Sen bekle translate English
2,477 parallel translation
Hayır, sen bekle.
No, you wait. And you know what?
- Sen istersen bekle.
Stay if you want to
Sen bekle, tamam mı?
Just hold on, okay?
Sen bekle.
You wait.
Sen bekle, biz geliriz Abdullah..
You wait there Abdullah, we'll come to you...
- Sen bekle.
You wait.
Bekle sen Chloe değilsin.
Wait, you're not Chloe.
Sen burada bekle.
Okay. You wait here.
Sen dışarıda bekle
Come on, let's get back to homework, hon.
Esas sen, benimkilerle tanışana kadar bekle.
Wait till you meet mine.
Tamam, sen burada bekle.
Okay, just stay here.
Bekle, kimsin sen?
Wait, who are you?
Raylan, sen de hazırlan ve bekle.
Raylan, you set up and wait.
Sen burada bekle.
You just stay right there.
Arabada bekle sen, hemen geliyorum.
You need to... Can you wait in the car? Yeah, sure.
Bekle, yani sen ISP sorumlusu değil misin?
Wait, so you are not an ISP supervisor?
Bekle, sen onun ikinci yaşantısısın diye düşünmüştüm.
Wait, I thought that you were his double life.
Bekle sen.
Just sit tight.
Bekle bir saniye Walt. Sen simdi bana yilda 7.125.000 dolar mi kazandigini söylüyorsun?
But, walt are you telling me you make $ 7,125,000 a year?
O zaman sen burada bekle.
No? Well, then, hang tight, I'll be right back.
Sen burada bekle.
You look for it.
- Sen burada bekle.
You wait here.
Burada bekle sen.
You stay here.
Bi saniye bekle, Sen 5inci geceye bak.
Wait a little, have to answer. Find it on the fifth.
Sen yedek kulübesinde bekle.
You... You wait on the sidelines.
Ve sen de burada çocuklarla bekle.
And you can stay here with these guys.
Sorun değil, sen sadece biraz bekle burada, aşağıda keyfine bak.
Yeah, no worries, you just hang a left here, just head down there.
Sen yarına kadar bekle, Hele şu çılgın yaşlı kadınlar aradan çıksın.
Wait till tomorrow, when these old crazy ladies aren't here.
Sen en iyisi kenarda bekle.
Next time, just point to the dugout.
Bekle sen Beverly'i bilgisayar sisteminden attığını söyledin.
Wait, you said that you kicked Beverly out of the computer system.
Sen Rose teyzenle bekle, hemen dönerim.
You stay with your aunt Rose.
Sen burada bekle, olur mu?
Just wait here a sec, okay?
Sen şu adamımı iş üstünde görene kadar bekle.
You wait till you see my man here in action.
İkimizin de ziyafet çekeceği kadar meyve verecek bekle sen.
- Your mad schemes may yet bear fruit. - For allowing such thrilling event...
İkimizin de ziyafet çekeceği kadar meyve verecek bekle sen.
Enough for both of us to feast upon.
Sen burada kal ve bankacını bekle, ama seni uyarıyorum... O geç gelecek.
You stay here and wait for your banker, but I warn you... he'll be late.
Bekle, Sen şuanda hiç iç çamaşırı giymediğini mi söylüyorsun?
Wait. Does that mean you're not wearing any right now?
Sen burada bekle, ben Gary ile ilgileneyim. Ve sen-
You wait here, I'll go take care of Gary, and you...
Sen bir efsa- - Bekle babasın!
You are legen- - wait for it- -... daddy!
Merhaba, binbaşı gelmişti, ama sen biraz otur bekle, Sten Ström.
Hello, majors have visited, but take a seat for a moment, Sten Ström.
Bekle, bekle, bekle, sen neden bahsediyorsun Başka kim var?
Wait wait wait, what are you talking about? Who else is there?
Sen arabayı bekle.
You wait for the car.
Sen git arabada bekle.
Why don't you, uh... Why don't you hang out in the car?
Pekâlâ, sen burada bekle.
All right, you wait here.
bekle ne diyorsun sen.J.J., Daphne'nin başı gerçekten belada.
Wait, whoa, whoa, whoa. J.J., Daphne could be in real trouble.
- Sen arabada benden haber bekle. - Tamam.
Get in the car, I'll give you directions.
Bekle, sen... 911'i aramadın, değil mi?
Wait, you... You didn't call 9-1-1, did you?
Sırf sen herhangi bir ilişkiyi yürütemeyecek kadar erkek orospususun diye... d Bekle, güneş ışıyana kadar bekle d d Gökyüzü mavi olana kadar bekle d d Ve sen çok uzun bekleyeceksin d d Gitmiş olacak Gitmiş olacak d
Just because you're too much of a man-whore to make any relationship work it doesn't mean you get to make a life... # Wait # Wait till the sun shines through
d Artık kuşku duymayana kadar bekle d d Emin olana kadar bekle d d Ve sen fazla beklemiş olacaksın d d O da gitmiş olacak d
# Wait till you doubt no more # Wait till you know you're sure # And you will wait too long
Sen burada bekle!
You wait here!
Sen burada bekle. Arabadan anahtarı alayım.
You wait here, I'll get the house key from the car
bekle 9205
beklemek 37
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemek 37
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
bekle bir saniye 289
beklesene 61
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17
bekle biraz 541
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
bekle bir saniye 289
beklesene 61
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17
bekle biraz 541