Seninki de translate English
993 parallel translation
- Seninki de arabaları seviyormuş galiba?
- Your dad into cars then?
Seninki de benim yüküm olacak. Yine de...
His death is on my conscience, not yours.
Seninki de, Père Jules.
So do you, Père Jules.
Yvonne seninki de mahvolmadan ondan uzaklaş.
Yvonne, get away from him before he ruins your life as well.
Seninki de Duke.
And so do you, Duke.
Seninki de mi?
Yours, too?
- Seninki de.
- You too.
Artık nerede olursam olayım kanımın bir kısmı seninle, seninki de benimle.
And that is true, for now, wherever I am, some of my blood is with you and some of yours with me.
Seninki de onlardan biriydi, hileli olduğunu öyle anladım.
Yours is one of them, Garlopis. That's how I knew your claim was crooked.
- Seninki de Veda.
- And it says your name is Veda.
Bazen insanın şansı aniden dönüverir, bakarsın seninki de her an değişebilir.
A man's luck's bound to change sometime. You appear lucky to me.
"Hayır" demen seninki de dâhil bankaların birleşmesini durdurmayacak!
You understand your "no" won't stop The merging of these banks, yours included!
Seninki de!
Not you!
Seninki de, bayım!
And not you, mister!
İstersen seninki de olur.
You can too, if you like.
Maske takarsan seninki de değişir.
Neither will yours when you put on a mask.
Söylesinler, seninki de ağza hoş gelir.
Sound them, it doth become the mouth as well.
Tartsınlar, seninki de ağır onunki kadar.
Weigh them, it is as heavy.
- Sadece iki. Benimki çantamdaydı, seninki de senin yanındaydı.
Mine was in my handbag, and you had yours with you.
Benim bölgem Santiago, seninki de Diablo.
I operate in Santiago, you operate in Diablo.
Katlanılması gereken sıkıntıların olacak. O yüzden seninki de sabır anlamındaki "Shinobu".
You will be Shinobu, to endure through anything.
Seninki de öyle.
Yours too.
Seninki de Sarah.
And so are you, Sarah.
Seninki de.
So are you.
- Seninki de çok güzel.
- Allow me to repay the compliment.
- Seninki de ölmüş! Benimki canlı ve paraya ihtiyacı var.
Mine's alive and in need of money!
Belleğim çok güçlüdür, yeter ki seninki de iyi olsun.
My memory is terrible, just so long as yours is good.
Maggie'ninki, Hunter'ınki ve seninki de buna dâhil.
Not Maggie's, Hunter's, not even yours.
Geleceğinin yüzde onu senin olduğuna göre, seninki de harika sayılır Frank.
With ten percent of his future, you're great too, Frank.
Yakında seninki de evlenir.
Yours should be soon too, right?
- Seninki de mi?
- Yours too?
Benim Tanrılarım bana, seninki de sana yardım etmeyecek.
My gods will not help me. Your God will not help you.
Benim bebeğim de senindi. Bebeğim öldüyse, seninki de ölsün.
My baby is dead, yours should die too.
Seninki de meteliksiz olman.
And your problem is you don't have enough.
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
If I'm not mistaken, you box the way I put out.
Seninki de az bulunur bir yetenek, yanılmak.
That's a rare gift you have, for being wrong.
Seninki de.
And yours.
Ve seninki de meşaleyi tutuyordu.
And yours that held the torch.
Ve seninki de yakmıştı ve bunu da unutma!
And it was yours that did the burning... and don't be forgetting that!
- Ve seninki de burada.
I've got yours here.
- Seninki de zor olacak galiba.
- Looks like you have.
Seninki de mi?
You found it too? Where is it?
Seninki de dahil.
Including yours.
Al. Seninki de San Francisco'da. Bir iki bebek de sen iç.
With that guy of yours in San Francisco you could use a few dolls.
Eminim seninki de şanına uygun olacaktır.
I'm sure they'll arrange something equally suitable for you.
"Ödemeyi"... şimdi adımı yaz şimdi de seninki tarih...
'Pay to the order of'... now my name... now yours... the date...
Ne benim, ne de babamın kanı düşmesin üstüne, ne de seninki benim üstüme.
Mine and my father's death come not upon thee, nor thine on me.
Keşke benim evim de seninki gibi olsaydı.
I wish I could live in a house like yours.
Benim de kalbim, seninki gibi korkudan titriyor.
I'm trembling inside of me just as much as you are.
Evet, kızın perçemi de tıpkı seninki gibi.
Yeah, and the girl wears bangs like you.
Hem seninki hem de benimki.
Yours and mine.