Teşekkürler evlat translate English
177 parallel translation
Teşekkürler evlat.
Well, thanks, boy.
Teşekkürler evlat.
Well, thanks, sonny.
Teşekkürler evlat.
Thank you, son.
Hayır, teşekkürler evlat.
No thanks, my boy.
Teşekkürler evlat.
Thank you, sonny boy.
- Teşekkürler evlat.
- Thanks, kid.
Teşekkürler evlat.
Thanks, kid.
- Çok teşekkürler evlat.
- Thanks a lot, kid.
Teşekkürler evlat.
No, thanks, son.
Hayır, teşekkürler evlat.
No, thanks, kid.
Teşekkürler evlat.
Thank you, my boy.
Durduğunuz için teşekkürler evlat. Çünkü cankurtarana her zaman dururuz... Böylece içindekileri kutsamış oluruz.
I want to thank you for stopping, son...'cause we always stop the ambulance... so we can bless whoever's in there... and you paramedics are doing such a wonderful job.
Şarkı için teşekkürler evlat
Thanks for the song, my boy
Al bakalım, teşekkürler evlat.
Here. Thanks, kid.
Öyle demek istemedim. Teşekkürler evlat.
I meant, thanks, kid.
Sigorta için teşekkürler evlat.
Thanks for the insurance, kid.
İşte, teşekkürler evlat.
Here you go. Thanks, kid.
Teşekkürler evlat.
Thank you, boy.
Müdür Skinner, Patty'ye evlenme teklif edecekmiş teşekkürler evlat, beni neşelendirdin hiç konuşma Marge!
Principal Skinner's gonna ask Patty to marry him. Thanks, kid. You made my day.
Desteğin için teşekkürler evlat.
Thank you for your support, son.
Çok teşekkürler evlat.
Thank you very much, son.
- Teşekkürler evlat.
- Thank you, boy.
Teşekkürler evlat.
Thank you son.
Teşekkürler evlat.
Thank you, kid.
Teşekkürler, evlat.
Thanks, boy.
Teşekkürler, evlat.
Thank you, son.
Yine de teşekkürler, evlat.
Thanks anyway, sonny.
Teşekkürler, evlat.
Gracias, kid.
Teşekkürler, evlat.
Thanks, kid.
Teşekkürler, evlat, son gemiyi kaçırdık.
Thanks to you, kid, we missed the last ferry.
- Teşekkürler, evlat.
Well, thank you, son.
- Teşekkürler, evlat.
- Thanks, kid. - My name's Roger.
Teşekkürler, evlat.
Thank you, my boy.
Teşekkürler, evlat.
ROGERS : Thanks a lot, kid.
Pekala, işte sevdiğim sihir budur, evlat. Teşekkürler.
That's the kind of magic I like, kid.
Teşekkürler, Michel... iyi işti, evlat
Thanks, Michel... good work, son
Ama teşekkürler, evlat.
But thanks, kid.
Ama teşekkürler, evlat.
How about dinner?
- Seni sevdim evlat. - Teşekkürler, efendim.
- I like you, boy.
Ben bir deneyeyim, evlat. Teşekkürler, efendim! Hey, evlat!
Thank you, Sir!
- Tesekkürler, evlat.
- Thanks, kid.
Teşekkürler. Rahatsızlık için üzgünüm, evlat.
I'm sorry for the inconvenience, boys.
- Onu buraya kadar izledim. - Teşekkürler, evlat.
- I followed him here.
Umarım babanla gurur duyuyorsundur evlat. Çok teşekkürler.
Well, I hope you're proud of your old man, kid.
- Teşekkürler, evlat.
- Thanks, kiddo.
Bu da somon balığı kokuyor. Teşekkürler, evlat.
It smells like salmon too.
Teşekkürler, evlat.
- Thank you, son.
Teşekkürler, evlat.
Aw, thanks, boy.
İşbirliğin için teşekkürler, evlat.
Thank you for your cooperation, son.
- Teşekkürler evlat.
Thanks, son.
Teşekkürler, evlat.
Thank you, sonny.
evlat 4218
evlât 105
evlatlarım 48
teşekkürler 25227
tesekkürler 168
tesekkurler 27
teşekkür ederim 20519
tesekkür ederim 157
teşekkür ederim canım 33
teşekkür 159
evlât 105
evlatlarım 48
teşekkürler 25227
tesekkürler 168
tesekkurler 27
teşekkür ederim 20519
tesekkür ederim 157
teşekkür ederim canım 33
teşekkür 159
teşekkürler canım 24
teşekkür ederim tatlım 20
teşekkür ederim hanımefendi 38
teşekkürler dostum 50
teşekkürler tatlım 52
teşekkür ederim hayatım 27
teşekkürler hayatım 20
teşekkür ederim baba 39
teşekkürler hanımefendi 33
teşekürler 49
teşekkür ederim tatlım 20
teşekkür ederim hanımefendi 38
teşekkürler dostum 50
teşekkürler tatlım 52
teşekkür ederim hayatım 27
teşekkürler hayatım 20
teşekkür ederim baba 39
teşekkürler hanımefendi 33
teşekürler 49