Yalan söylüyorsunuz translate English
416 parallel translation
Yalan söylüyorsunuz.
You're lying.
Yalan söylüyorsunuz!
You're lying to me!
Postunuzu kurtarmak için yalan söylüyorsunuz.
I don't believe a word of it. You're lying to save your skins!
Yalan söylüyorsunuz Bay Chang.
You ´ rre lying.
- Hayır. Yalan söylüyorsunuz.
You're lying, both of you.
- Yalan söylüyorsunuz!
- You're lying!
Yalan söylüyorsunuz. Bu düpedüz yalan.
Now you're lying.
- Yalan söylüyorsunuz.
You're lying!
Yine mi yalan söylüyorsunuz, Efendi Phillipe?
- Lying again, Master Phillipe?
Yalan söylüyorsunuz.
You're a liar.
Sanırım bunu inkar ettiğinizde yalan söylüyorsunuz Bay Deveraux?
Suppose I say that you're lying when you deny this, Mr. Devereaux?
- Yalan söylüyorsunuz, Bay Brown.
- You're lying, Mr. Brown.
Tanık sandalyesinde yalan söylediniz. Şimdi de yalan söylüyorsunuz!
You lied in the witness box, and you're lying now!
Bayan Mims yalan söylüyorsunuz.
Mrs. Mims, you're a liar.
- Neden yalan söylüyorsunuz?
- Why are you lying?
- Yalan söylüyorsunuz!
You're lying!
Yalan söylüyorsunuz, efendim!
- You are lying, sir!
Yalan söylüyorsunuz!
You lie!
- Siz yalan söylüyorsunuz madam!
You're lying, Madame!
Yalan söylüyorsunuz.
You're lying
Bu kez siz yalan söylüyorsunuz.
This time you're lying
Madam, yalan söylüyorsunuz.
Madam, you lie.
Yalan söylüyorsunuz.
You're lying. Both of you.
Yalan söylüyorsunuz.
You're all lying.
Neurograph sonuçlarınıza göre yalan söylüyorsunuz.
According to your neurograph, you're lying.
Yalan söylüyorsunuz.
Thou liest.
Yalan söylüyorsunuz!
You're lying!
Yalan söylüyorsunuz!
You took it! You're lying!
Ama her şeyi kabulleniyorsanız yalan söylüyorsunuz demektir.
On the quay of Port-Vendres,
Sürekli yalan söylüyorsunuz.
All you do is lie.
Benden ne istediğinizi bilmiyorum ama hâlâ yalan söylüyorsunuz!
I don't know what you want from me, but you're still lying!
Yalan söylüyorsunuz!
Call the police.
Yalan söylüyorsunuz!
Oh, you're lying!
Hepiniz yalan söylüyorsunuz!
You all lie, always!
Belli ki korktunuz ve yalan söylüyorsunuz.
Obviously you're frightened and you're lying.
Yani ya o yanılıyor ya da siz yalan söylüyorsunuz.
So either he is wrong or you are lying.
Yalan söylüyorsunuz.
I think you're lying.
İnanın bana saklanan ben değilim siz yalan söylüyorsunuz.
It is not me that is hiding, it is you who are lying.
Yalan söylüyorsunuz!
You've all been lying!
- Hepiniz bana yalan söylüyorsunuz! Yalan!
- You're all lying to me, lying!
Yalan söylüyorsunuz doktor.
You're lying, Doctor.
"İnsani" yardım fonu diye buraya gönderilip Salvador askeriyesine devredilen para hakkında yalan söylüyorsunuz.
You're lying about switching humanitarian assistance money to Salvadoran military coffers.
Yalan söylüyorsunuz! İnci çok eski bir tarikata ait!
Wrong, the pearl belongs to a very old religion.
Yalan söylüyorsunuz.
You are lying
Bana yalan mı söylüyorsunuz?
Are you lying to me?
- Yalan söylüyorsunuz!
You are lying.
Yalan söylüyorsunuz.
You lie.
Tanıklar Bay Lowry'i saat 9.15 sularında barın önünde gördüklerini söylüyorlar. Yalan söylediklerini mi söylüyorsunuz?
If witnesses swear they saw Mr Lowry near the Anchor pub about 9.15, do you say they're lying?
- Ama şimdi bunun yalan olduğunu mu söylüyorsunuz?
- and now you say that that was a lie?
İkiniz de yalan söylüyorsunuz.
You're both lying.
- Yalan söylüyorsunuz.
- You're lying.
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210