Yalan söylemeyeceğim translate English
1,110 parallel translation
Sana yalan söylemeyeceğim. Bu iş tehlikeli.
I'm not gonna lie to you. lt's the real deal.
Bak, sana yalan söylemeyeceğim.
Look, I'm not gonna lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I won't lie to you.
- Yalan söylemeyeceğim o kadarım yok.
I don't have that much lying'around.
Yalan söylemeyeceğim, ama beni rahatsız edemeyecek kadar iyi bir moddayım.
I'm not gonna lie, but I'm in too good of a mood to let it bother me.
Yalan söylemeyeceğim, tatlım.
I'm not gonna lie to you, honey.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I'm not gonna lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim, Evans.
I'm not gonna lie to you, Evans.
Yalan söylemeyeceğim.
Well, I won't lie.
Burada olanlar ile ilgili yalan söylemeyeceğim.
I won't lie about what happened here.
Pekâlâ, yalan söylemeyeceğim.
Okay. I'm not gonna lie.
Yalan söylemeyeceğim.
I'm not gonna lie.
Sana yalan söylemeyeceğim.
But I'm not going to lie to you.
Artık sana yalan söylemeyeceğim.
I'm not going to lie to you anymore.
Çocuklar, yalan söylemeyeceğim. Bir kızı yatağa atmak çok kolay benim için.
Guys, I will not lie, it was easy for me to hook up with the virgin...
David, sana yalan söylemeyeceğim.
David, I'm not going to lie to you.
- Senin yerine yalan söylemeyeceğim.
- I won't lie for you.
- Bak, sana yalan söylemeyeceğim.
- Look, I ain't gonna front it.
Seni birisiyle öpüşürken görmek her zaman garip olacak. Yalan söylemeyeceğim.
Seeing you kiss someone else is always going to be a little weird I won't lie.
Yalan söylemeyeceğim, düşük bütçeli bir film, ama senaryo süper.
It's a low-budget movie, but the script is solid.
Tamam, yalan söylemeyeceğim, Doug. Utanmama çok az kaldı. Şaka mı yapıyorsun?
Ok, I'm not gonna lie to you Doug, it's border line embarrassing you're kidding me, this is gonna go over huge.
- Yalan söylemeyeceğim.
I'm not going to lie.
Sana yalan söylemeyeceğim Megan.
I'm not going to lie to you, Megan.
Sana yalan söylemeyeceğim John.
I'm not gonna lie to you, John.
Sana yalan söylemeyeceğim, Seven.
I won't lie to you, Seven.
Sana yalan söylemeyeceğim, Karen. Endişeliyim.
Karen, I'm not gonna lie to you I'm worried
Yalan söylemeyeceğim.
Oh, I can't tell a lie.
Sam, artık başka yalan söylemeyeceğim.
Sam, I'm not going to lie anymore.
Sana yalan söylemeyeceğim Ndugu.
I'm not going to lie to you, Ndugu.
Stüdyonun yeni müdürüne yalan söylemeyeceğim Marty.
I'm not going to lie to the new president of the studio, Marty.
Eşcinsel olmaktan utanmıyorum. Artık bu konuda asla yalan söylemeyeceğim.
I don't feel ashamed to be gay, and I will never lie about it anymore.
- Ona yalan söylemeyeceğim.
I'm not lying to him.
Yalan söylemeyeceğim, çocuğun da etkisi var.
Not gonna lie. Kid's in the mix.
Seninle kavga etmeyeceğim, sana yalan söylemeyeceğim ve seni aldatmayacağım.
I'm not gonna fight, I'm not gonna lie, and I'm not gonna cheat on you.
... bir daha sana asla yalan söylemeyeceğim, tamam mı?
Hey, listen..
... bir daha sana asla yalan söylemeyeceğim, tamam mı?
I'm never gonna lie to you again, okay?
- Chandler, sana yalan söylemeyeceğim.
Chandler, I'm not gonna lie to you.
Sana yalan söylemeyeceğim ;
I'm not gonna lie to you.
Ama sana yalan söylemeyeceğim.
But I'm not gonna lie to you.
Bu konu hakkında artık yalan söylemeyeceğim, çünkü kesin olan- -
- You look beautiful Really?
- Size yalan söylemeyeceğim.
- I ain't gonna lie.
Hayır, sana yalan söylemeyeceğim.
No, I'm not gonna lie to you.
Artık yalan söylemeyeceğim.
I'm not gonna lie anymore.
Yalan söylemeyeceğim.
Wait, wait, I'll not lie, you are ugly.
# SANA YALAN SÖYLEMEYECEĞİM #
I'll tell you no more lies
Size yalan söyleyip, hayatınızın kolay olacağını söylemeyeceğim.
I'm not gonna lie to you and say that life will be easy.
Sana yalan söylemeyeceğim.
I'm not going to lie to you.
- Yalan söylemeyeceğim.
- Oh...
- Sana yalan soylemeyecegim.
I'm not going to lie to you.
- Onlara yalan söylemeyeceğim Abby.
- I'm not gonna lie.
Biriniz bana bu davada neden gizli işler döndüğünü neden Bay Follmer'dan gelen kelimelerin iğneleyici ve yalan olduğunu açıklamadan kimseye bir şey söylemeyeceğim... Çünkü ben cevapları istiyorum.
I wouldn't tell him anything, not until they explain... why all the hush-hush over this case... why the doublespeak... the mincing words from Mr. Follmer...'cause I want answers myself.
söylemeyeceğim 91
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47