Yalandı translate English
1,516 parallel translation
Uzun mesafe, gençlerin üniversiteye girmeden önce yazın yatağa girmek için birbirlerine söyledikleri bir yalandır.
Long-distance is a lie teenagers tell each other to get laid the summer before college.
Öyle mi, belki de beş yalandı.
Oh well, maybe I lied about the five,
Doğruluğu kesinleşene kadar, söylenen her şey yalandır.
Assume everything you've been told is a lie, until it checks out.
Belki de yalandır.
Probably bullshit.
Size ne söylerse yalandır.
Anything he tells you is a lie.
Peki ya Tanrı'nın önünde yapmış olduğun itiraf o da mı yalandı?
And your full confession before God... Was that a lie too?
Yıllar boyunca, kendimi "bekar kız" olarak gösterdim... Hepsi yalandı.
All these years, I've sold myself as "the single girl"... total lie.
O bir yalandı.
That was a lie.
Güven bir yalandır.
Trust is a lie.
Bu demektir ki umut yalandır
That's where hope lies
Her konuda. Bugünün tamamı koca bir yalandı.
Everything, this whole day has been one giant lie.
Bugünün tamamı koca bir yalandı!
This entire day has been one giant lie!
- Ama bu bir yalandı.
- But that was a lie.
Ama yalandı.
You lied.
Hepsi yalandı.
It was all a lie.
Beyaz bir yalandı.
You told a fib.
Hamile olduğun da mı yalandı?
Then I'll tell you the truth.
Bütün uçuş yalandı.
This whole stunt was a lie.
Sanırım bu da bir yalandı, değil mi?
I guess that was a lie, too. Right?
Yani yalandı ha.
You mean you lied.
Ama yalandı.
But I lied.
Ama bu düşünce bir yalandır.
But that feeling's a lie.
- O sadece küçük bir yalandı.
- That was a small lie.
Oraya gittiğinde cesediyle karşılaşman bir yalandı. Tüm gece oradaydın.
You didn't just show up and discover the body in the morning, you were there all night.
Her söyledikleri yalandır.
Whatever they've told you is a lie.
Onlar da yalandı.
Well, I lied about those too.
Christina, şu ana kadar olan her şey koca bir yalandı.
Christina, everything up until this point has been a big lie.
Bu yara izinin 17 kişiyle kavga ettiğimde olduğu yalandı.
It's a lie, that I got this scar in a 17 to 1 fight.
Ona şey dedim. Bir işi hayır için yaptığını söylersin ama yalandır. Listelerin başına çıkarsın- -
- I said to him, you know, you say something's for charity, doesn't matter if it's a load of old tat, it'll go straight to the top of the charts and then...
Bu bir yalandı ve o sırada aklım başka yerde olduğundan onu umursamadım.
He was lying, and I was too distracted to care. But he's got my full attention now.
Dedikodular yalandı.
The rumors were wrong.
Bu bir yalandı.
[Earl Narrating] That was a lie.
Genellikle yalandır.
It's usually a load of bull.
O bir yalandı, Bullet. Seni engellemek için söylenmiş bir şey. Çünkü sen kaba bir soytarısın.
- That was a lie told to avoid you, because you are an ignorant buffoon.
Oh, üzgünüm, bu sadece bir yalandı.
- l'm sorry, that was an excuse.
Yani onu tanımadığını söylediğinde bu bir yalandı?
So you were lying when you said you didn't know who he was!
Benimle bir konuda konuşmak istemen de bir yalandı öyleyse?
So, you were lying when you said you had something to tell me?
Savaşmak istemediğinde mi bir yalandı?
You were also lying when you said you weren't interested in fighting?
Yalandı tabii ki.
It's a lie.
Yalandı, değil mi? Takip edildiğin yalandı.
You lied about being chased by bad people, didn't you?
Demek Zero'yu bulduğunuz haberi yalandı!
You lied about having located Zero!
Bu yalandı.
A lie.
Bu belki doğrudur ya da olanlardan sonra söylenebilecek mantıklı bir yalandır.
Maybe that's the truth, or maybe that's a convenient lie told after the fact.
Şey ablam olduğun kısmı yalandı, fakat saf ve temiz bir kalbe sahip olduğun kısmı tamamen doğruydu.
Ah, no. Well, the part about being my sister was a lie, but I meant the part about being gentle and having a pure heart.
O öpücük de mi bir yalandı, o zaman?
Oh, that kiss. That was all a lie, too, I suppose?
Sana son söylediğim şey yalandı.
The last thing I told you was a lie.
Her bakış, her öpücük, her kelime, her gece hepsi yalandı.
Every look, every kiss, every word, every night, was nothing.
Ama hepsi yalandır...
They lie all the time...
Ama bu sadece bir yalandı.
Told me I'd have good job, but that was just a lie.
Sana iyi şanslar o zaman çünki diğer söylediklerim yalandı.
Well, good luck with that because I was lying about the other stuff.
İşte bu kötü bir yalandı.
OK, that one was weak.
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan söylemiyorum 138
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan söylemiyorum 138