English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yalancı

Yalancı translate English

13,948 parallel translation
Sen bok yalancısın.
You are a shit liar.
Yalancı!
You liar!
- Yalancı!
- Liar
Yalancı!
Liar!
Herkes yalancıdır.
Everybody is a liar.
Yalancısın!
You're a liar!
Bir yalancı piç ve bir tane de...
Corby : I've got one lying bastard and one...
İki yalancı piç yapalım şunu.
Make that two lying bastards.
Şerefsiz bir yalancısın!
You're a fucking liar!
İkisi de yalancı!
They're liars!
Arkadan bıçaklayıcı, hain... yalancı ödlek!
Ba cks tabbing, treacherous... Lying coward!
Şimdi yalancı gibi gözüktün.
Now we're gonna make a liar out of you.
Hem ben yalancı değilim. O yalancı.
And I'm not the liar.
Sen bana yalancı mı diyorsun?
Are you calling me a liar?
O bir yalancı.
He's a liar.
Ya da daha kötüsü, bir yalancı.
Or worse, a liar.
Sizi yalancılar!
- Those liars!
Döküntü kaplı yalancılar.
Liars covered with rashes.
Kes sesini. Yalancının önde gidenisin Johnny!
Shut up, you're such a liar Johnny!
- Kime yalancı dediğine dikkat et.
Be very careful who you call a liar!
Yalancı şahit tutmak?
And bearing false witness?
Sen de diğerleri gibi yalancının tekisin sürtük!
You fucking liar, you're just like everyone else!
Yalancı.
Liar.
Düzenbaz, yalancı, senin okul çantan yok.
pants on fire! That's not your school bag.
- Yalancı.
- That is not true.
Seni yalancı.
You liar.
Diyorumki, sen bir yalancısın Bay Moon.
I say, you are a liar, Mr. Moon.
"Ve onları saptıran İblis, canavarla, yalancı peygamberin içinde bulundukları ateş ve kükürt gölüne atıldı..." ( Vahiy 20 : 10 )
And the devil that deceived was thrown into the lake of fire and brimstone, where the beast...
Yalancı herif!
Liar!
Seni yalancı, aşağılık! Onun bunun çocuğu!
You lying, slimy son of a...
Haberleri okuyorsun demek. Ne kadar da usta bir yalancısın.
Oh, you're reading the news, you're such a good liar.
# Süpermarkette yalancı indirimler #
♪ Fake deals in the supermarket ♪
Sen bir yalancısın.
You're a liar.
Hayır yalancı değilim.
I ain't no fucking liar.
Sen sadece bir hayatı olmayan, üzgün bir yalancısın!
You're just a sad liar with no life.
- Hepiniz yalancısınız!
You're all liars. - Please, dont!
O iyi bir yalancıdır.
He's a good liar.
İyi bir yalancı olduğunu biliyorum.
- I know he's a good liar.
Karı yalancının teki!
She's a fucking liar!
Seni yalancı pislik!
You lying piece of shit!
O bir yalancı.
She's a liar.
- Tamam, takip et, evet çünkü sen bir yalancısın.
- Okay, follow, yeah,'cause you're a liar.
- İyi bir yalancı mıyım?
- But a good one?
Ve tam bir yalancı olsan da onun için hala en iyisi sensin.
And even though you're a total liar, you're still her best bet.
Tam bir yalancısınız Çavuş Greene.
I ain't calling you a liar, sergeant Greene.
- Sen lanet bir yalancısın.
You're a fucking liar.
Yalancıktan böyle vaziyet istemiyorum.
I don't want this anymore, this situation, the lies.
Galen yaratıcı bir bilim adamı olabilirsin ama çok berbat bir yalancısın.
Galen, you're an inspired scientist but you're a terrible liar.
Lanet olası yalancı.
Fucking liar.
Sen de her zamanki kadar yalancısın.
Oh, and you are a terrible liar as always.
- Öldü. - Yalancı.
- Dead.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]