Yanlış düşünmüşsün translate English
113 parallel translation
Yanlış düşünmüşsün.
You thought wrong.
- Yanlış düşünmüşsün.
You imagined wrong.
- Yanlış düşünmüşsün..
- You thought wrong, buster.
Evet, yanlış düşünmüşsün.
That's right. You assumed wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you didn't think so good.
Yanlış düşünmüşsün allahın belası.
You thought wrong, damn it.
Yanlış düşünmüşsün, Cat.
Yeah, well, you figured wrong, Cat.
Hayır, yanlış düşünmüşsün.
No, you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün!
You thought wrong!
- Yanlış düşünmüşsün.
- You thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün ahbap.
You thought wrong, dude.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
You figured wrong.
Öyleyse yanlış düşünmüşsün. Bunların hepsi fırsat yakalamak için.
- This is all about profit.
Pekala, yanlış düşünmüşsün.
Well, you figured wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
You thought wrong!
Yanlış düşünmüşsün.
- You thought wrong.
- Yanlış düşünmüşsün!
- You thought wrong!
- iyi, yanlış düşünmüşsün.
- Well, you thought wrong.
- Yanlış düşünmüşsün!
- Well you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün. Şerif Witter'ı aramama az kalmıştı.
You figured wrong. I was moments away from calling Sheriff Witter.
- Yanlış düşünmüşsün.
- Well, your thought was wrong.
- Demek ki yanlış düşünmüşsün.
- I guess you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün, ben banka değilim.
You thought wrong, I ain't no bank.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you were wrong.
Gerçekten üzgünüm, Kiddo ama yanlış düşünmüşsün.
I'm really sorry, Kiddo but you thought wrong.
- Yanlış düşünmüşsün.
Well, you thought wrong.
- Bilgi sakladın ve yanlış düşünmüşsün.
You withheld information, and you thought wrong. Okay?
Onun hakkında yanlış düşünmüşsün.
You were wrong to turn him in.
O zaman yanlış düşünmüşsün!
Well you figured wrong!
- Yanlış düşünmüşsün.
- Well, you thought wrong.
- Demek yanlış düşünmüşsün.
- Well, you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
You would've guessed wrong.
- Yanlış düşünmüşsün yeğenim.
- You guessed wrong, Nephew. - Cool.
Yanlış düşünmüşsün Subay Bashan.
Well, you assumed wrong, Officer Bashan.
Ve eğer düşündüysen, çok, çok, çok yanlış düşünmüşsün.
And if you did, you thought very, very, very wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
I did... I thought...
Yanlış düşünmüşsün
You thought wrong..
Ben ve Ilsa arasında her ne olduğunu düşünüyorsan yanlış düşünmüşsün.
Whatever you thought existed between me and Ilsa, you were wrong.
- Hayır, yanlış düşünmüşsün. Kahretsin!
- No, you thought wrong.
Yanlış düşünmüşsün hacı.
You was thinking wrong, pilgrim.
- Yanlış düşünmüşsün.
- Oh. You thought wrong.
Her zamanki gibi yanlış düşünmüşsün.
Well, as usual, you got it wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you thought wrong!
Öyleyse yanlış düşünmüşsün.
Well, you thought wrong.
- Hayır, yanlış düşünmüşsün.
No, you thought wrong.
Belli ki yanlış düşünmüşsün.
Obviously, you thought the worst.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you're wrong.
- Yanlış düşünmüşsün.
- You figured wrong.
Yanlış düşünmüşsün.
Well, you imagine wrong.
Yanlış düşünmüşsün, çok tehlikeli.
- You figured wrong.
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36