Yanlış anladın translate English
1,698 parallel translation
Dur, Phil, sanırım yanlış anladın.
Whoa, Phil, I think you're getting the wrong idea.
Sen hep yanlış anladın.
You haven't been right once.
Çok yanlış anladınız.
No, you've got it all wrong.
Yanlış anladınız.
It's your business. - You're misinterpreting it.
- Hayır, yanlış anladın.
No, you misunderstood.
- Bu işi yanlış anladınız.
You've got this wrong.
Sana söylüyorum, yanlış anladın.
I'm telling you, you've got it wrong.
- Yanlış anladın!
- You've got the wrong end of the stick!
Hayır, hayır... Hayır, yanlış anladınız.
No, this is a total misunderstanding.
Hayır, yanlış anladın.
No, you got it all wrong.
Hayır, yanlış anladın.
No, you misunderstand.
Yanlış anladınız sanırım.
You taking this the wrong way?
Yanlış anladınız, ben Simón için geldim.
No, I'm here for Simón.
Ama yanlış anladın.
But you got it wrong.
Beni yanlış anladın sanırım.
Perhaps you misunderstood me.
- Hayır, hayır, yanlış anladınız.
No, no, mate, you got this all wrong, man.
Orada dediğini yanlış anladın.
What was said in there, he didn't mean it.
Ama beni yanlış anladın.
But you misunderstood me.
Bob, senden istediğim şeyi yanlış anladın galiba.
Bob, I think you misunderstood what I was asking of you.
- Yanlış anladın. - Yanlış anlamadım.
You got it wrong, I didn't.
- Bayım, beni yanlış anladınız.
- Sir, you misunderstand me.
Yanlış anladınız.
You got it wrong.
O gün yanlış anladın beni.
You misunderstood whatever you saw that day.
Beni yanlış anladın, Daniel Jackson.
You misunderstand me, Daniel Jackson.
Beni tamamıyla yanlış anladın.
You've got me all wrong.
Sadece teklifin neresini yanlış anladın?
What is so fucking confusing about offer-only?
Efendim, sen bizi yanlış anladın biz arkadaşımız hastalandığı için oradan hemen ayrılmak zorunda kaldık.
Sir, you are misunderstanding us.. .. our friend fell ill, that`s why we ran away from there.
Sadece olanları yanlış anladın.
You just got things wrong.
- Bay Norton yemin ederim bizi yanlış anladınız.
Mr. Norton I swear, you have got us all wrong.
Vorenus kardeş, galiba yanlış anladın,
Brother Vorenus, perhaps you misunderstand.
Özür dilerim efendim, sanırım beni yanlış anladınız.
Well, I'm sorry, sir, that you've misunderstood me.
- Siz insanlar herşeyi tamamiyle yanlış anladınız.
- [Harper] You people got it completely wrong.
Bak, sen gelen mesajı kesinlikle yanlış anladın.
You see, you're completely misunderstanding that particular message.
Her şeyi yanlış anladınız.
You got it all wrong.
Ama yanlış anladın.
But you misunderstand.
Yanlış anladın!
It's a misunderstanding! Misunderstanding!
Ya... Yanlış anladın Aizawa!
It's not like that, Aizawa.
Yanlış anladın.
I'm an attorney.
Sana daha önce kaza "acı verdi mi" diye sorduğumda herhalde beni yanlış anladın.
When I asked you earlier if it hurt when you suffered your injury, I think you misunderstood me.
Joe, her şeyi yanlış anladınız!
Joe, you got this all wrong!
Bence yanlış anladınız. S-savaş istiyorsanız, alacaksınız.
Oh, I-I think this is a misunderstanding.
Bob, adamın kendisini çözdüğünden ve gelmesinin nedenini anladığından emindi. Jesse Bob'ın her olası hareketini ve eğilimini tahmin edebiliyor sadece Bob'ı aptalca bir sükûnete ve yanlış hüküme sürüklemek için masumu oynuyordu.
Bob was certain that the man had unriddled him had seen through his reasons for coming along that Jesse could forecast each of Bob's possible moves and inclinations and was only acting the innocent in order to lull Bob into stupid tranquility and miscalculation.
Beni gerçekten yanlış anladığınızı düşünüyorum.
I really think you misunderstood me.
Karınız yanlış anladı.
Your wife's under the wrong impression.
- Hayır, yanlış anladın.
No, I'm not...
Beni yanlış anladığını sanıyorum.
I think you've misjudged me
Tarihi yanlış anladığını söyledi.
She said she got the dates wrong.
Ariel, Claire'in ona göstermek istediğini yanlış anladı. Benim gibi. Ben de, Patty'nin bana göstermeye çalıştığını yanlış anladım.
Well, Ariel misunderstood what Claire was trying to show her, just like I misunderstood what Patty was trying to show me.
- Sanırım anladınız. Bunların hepsi bir yanlış anlaşılma.
I think you'll see it's all a big misunderstanding.
Lütfen bana Cody'nin yanlış anladığını söyle.
Please tell me that he's just confused.
Yanlış bir şeyler döndüğünü anladın.
you knew there was something wrong.
yanlış anladınız 51
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış anlamışsın 22
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış anlamışsın 22