Çok iyi bir adam translate English
711 parallel translation
Çok iyi bir adam.
A very nice fellow.
Çok iyi bir adam.
That's a good man.
Çavuş çok iyi bir adam.
The Sergeant is as nice as fellow as anyone could meet.
Quantrill çok iyi bir adam olmalı.
Quantrill must be quite some man.
Bugün, çok iyi bir adamla birlikteydim, bir polis dünyada en akıllı adam değil, ama kim akıllı ki?
You know, today I took a perfectly nice guy, a cop, not the smartest guy in the world, but who is?
Çünkü çok nazik, çok iyi bir adam.
- He is the most divine... - Of this, I am sure.
Kocanızın çok iyi bir adam olduğunu duydum.
I hear that your young husband is a fine man
Sen çok iyi bir adamsın Arcibaldo, çok iyi bir adam.
You are a good man, Archibaldo, a very good man.
Ama bana sorarsan, orada çok iyi bir adam olacak.
He'd be something better, I'd say, for him.
Çok iyi bir adam.
He's such a nice man.
Çok iyi bir adam.
He's a very nice man.
Charlie çok iyi bir adam.
Charlie's a very fine man.
Mario amca çok iyi bir adam, gerçekten.
Uncle Mario's a good man, really he is.
O da çok iyi bir adam, Sebastian'ın ölümünden itibaren tüm o sıkıntılı aylarda en büyük destekçimiz oldu.
Such a nice man too, a tower of strength in all these awful months since Sebastian's been gone.
O çok iyi bir adam.
He's a good man.
Gay çok iyi bir adam, değil mi?
Gay's a pretty great fella, isn't he?
Çok iyi bir adam o.
He's a great man.
Çok iyi bir adam olmalı.
He must have been a very good man.
Anneme çok iyi bir adam olduğunu anlattım.
So I explained to my mother that he was a very clean man.
Çok büyük ve çok iyi bir adam.
But that is a great and good man.
Çok iyi bir adam.
He's very nice.
- Kame, mühendis çok iyi bir adam.
- Kame, the engineer's a very nice man.
O çok iyi bir adam.
Oh, he's a lovely man, lovely man.
Adam çok iyi bir atıcı.
Oh, how that guy can pitch.
Çok özür dilerim onu hatırlamıyorum... ama iyi bir adam olduğunu söyleyebilirim.
I'm so sorry that I don't remember him... because I've been told that he was a good man.
Çok iyi bir bilim adamıdır.
He's a brilliant scientist.
Bu adam küçük bir çocuğa ve ciğerlerine nasıl ulaşacağını çok iyi bilir.
That young man has a secret way of getting at a boy, and at his liver.
Kızınızın seçtiği genç adam bu zamanda çok zor bulunur... o iyi bir adam.
The young man your daughter has chosen is very rare in this day and age... a good man.
Bilirsin, bence bir kişi uzun zaman iyi şeyler öğretirse, ve bunu gönülden yapıyorsa, çok kötü bir adamı bile değiştirebilir.
You know, I think that if a person is taught good things for a long time, and if it's done from the heart, anybody, even a very bad man, will change.
Bu bir çok iyi adamın yoludur.
This is the way many a fine man had.
Çok iyiyim. Yaşlı ve evli bir adam ne kadar iyi olursa tabii.
Pretty good for an old, married man.
Bu adam oğlunu ona çok iyi bakılacak bir kuruma götürecek.
This man will take your boy to an institution where he will be well taken care of.
Az kazanan bir adam için bence Vernon çok iyi yiyormuş.
For a dollar-a-year man, I'd say Vernon eats pretty well.
Ancak çok iyi kalpli bir adam, dul bir kadını sevindirmek için yolunu değiştirip buralara gelirdi.
It's a mighty good man would go out of his way... to bring a word of cheer to a grieving'widow.
Adam çok iyi bir şampanya olduğunu söyledi.
The man says it's very good champagne.
Ama bu işi benden çok daha iyi yapabilecek bir sürü adam var.
But there are 50,000 guys who can do it better than I can.
Bu adam bir şeyleri örtbas etmekte çok iyi.
This guy was great for a cover-up.
Çok dikkatli bir şekilde dinledim ve... bana kalırsa bu adam çok iyi noktalara değindi.
I have been listening very carefully and... it seems to me that this man has some very good points to make.
O sadece bir asker, ama iyi bir adam, cesur ve çok dürüst.
He's only a-a marine... but he is a good man, brave and very, very honest.
Ama beni çok iyi tanıyan bir adamı etkilemek için avucumdan kaçırdım.
Then I blew it to impress a guy who knows me like a book.
Çok çalışkan, iyi bir adam.
He's a good man.
Sizi çok az tanıyorum, ama benim gibi görünüyorsun... iyi, mukemmel, ve yüksek fikirli bir adam.
I know you so little, but you seem to me... a good, wonderful and high-minded man.
Çok iyi bir adam.
He is a good man.
Sizden çok hoşlanıyor, sizi arzuluyor, ve öyle iyi bir adam ki...
He likes you a lot, he deserves it, He is such a good man...
- Katırlardan ve atlardan çok iyi anlayan bir adam, çavuş, çok iyi.
- He's a very good man with the mules and horses, Sergeant, very good.
Kör bir adam tarafından öldürülmenin nesi çok iyi!
What's so great about being killed by a blind man!
Ayrıca, kör bir adamın bütün büyük patronların önünde oturmasının çok iyi bir şaka olması lazım.
Besides, one blind man standing in front of all the big bosses, has to be a world class joke.
-... bileti kesilmiş bir adam için çok iyi görünüyorsunuz.
- How do you know...
Çok iyi ve cesur bir adam.
A fine man and a brave one.
Yardım edebilirsin! Çok önemli bir adam için, iyi bir ceneza çelengi yapmalıyım.
You can help me arrange an important wreath for an important man.
Oh, biraz bilgelik, Gordon Paşa, Sahte bir umut ile birkaç güneşli saati olan bir adam sağlamak için, ve gece çökünce, Ümitsizliğinin gerçekliğini çok daha iyi içsel kavramasını sağlayacaktır.
It is sometimes wise, Gordon Pasha... to provide a man with a few sunny hours... of fraudulent hope so that when night comes... he will have a more perfect inward vision... of the truth of his hopelessness.
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31