Öğreneceksiniz translate English
604 parallel translation
- Öğreneceksiniz.
- You will.
Bunu öğrendiğinizde mest olmayı da öğreneceksiniz.
When you have known that... you will have known ecstasy.
- Öğreneceksiniz. Biraz bekleyin.
You'll find out.
Çok şey öğreneceksiniz.
It'll do you a world of good.
Siz içki kaçakçıları bu yasanın cezası olduğunu öğreneceksiniz.
Just a minute. You bootleggers are gonna learn the law is being enforced.
Hayat daima dilediğimiz gibi güzel bir tablo değil, acı çekmeyide öğreneceksiniz.
So it will not hurt you to learn that life is not always the pretty picture we might wish it to be.
Bir gün öğreneceksiniz yüce kralım... insanların saygı duyduğu üç şey vardır :
You will learn one day, great king... that there are about three things that men respect :
Biraz zaman alacak, ama çarpıp çarpmayacağını öğreneceksiniz.
It takes a while, but you'll learn when to flop and when not to.
Yapmak zaman alacak ama siz de öğreneceksiniz.
Takes time, it do. But you'll get the hang of it.
Çok yakında öğreneceksiniz.
You'll find out soon enough.
- Ayarlamalar yapıldıktan sonra tarihi öğreneceksiniz.
You'll get the date when it's set.
Belli ki öğreneceksiniz de.
And apparently you will.
Sizler okumayı öğreneceksiniz, yazmayı ve hesap yapmayı.
You'll learn how to read, write and count.
Gündüzden sonra neden gece gelir sizlere anlatacağım, yurtdışında yaşayanlar kim, rüzgar neden esiyor, nehirler neden akar hepsini öğreneceksiniz.
I will tell you why day comes after night, who lives overseas, why the wind blows, where the rivers flow to.
Okumayı öğreneceksiniz, yazmayı ve hesap yapmayı.
You will learn how to read, write and count.
Bir çok şey öğreneceksiniz.
You will learn a lot of things.
Bu size ulaşırsa siz beni tanımadan ya da varlığımdan habersizken nasıl sizin olduğumu öğreneceksiniz.
If this reaches you... You'll know how I became yours... When you didn't know who I was, or even that I existed.
Bizden öğreneceksiniz.
You'll learn from us.
Kitaptan öğrendiklerinizi hatırlayıp yazılmamış olanları öğreneceksiniz.
Here you gotta remember the book and learn things that haven't been printed.
Beyazlar öğrenecekler. Siz de öğreneceksiniz.
The Whites will learn it and you will learn it.
Nasıl yapılacağını öğreneceksiniz şimdi.
You'll all get the hang of it.
Bunu, müvekkilimin yararına olduğu zaman öğreneceksiniz.
You'll find out when it serves my client's interests.
Er ya da geç bunu öğreneceksiniz nasılsa.
Sooner or later you'll find that out, anyway.
Birazdan bunun sebebini öğreneceksiniz.
From here on, you'll find out why.
Benim herşeyimi kabul edeceksiniz ve beni böyle sevmeyi öğreneceksiniz.
That's why you'll take anything I hand out and learn to like it.
Yakında öğreneceksiniz.
You'll hear about it.
Bir gün öğreneceksiniz.
One day you'll learn that grandchildren are for spoiling.
Bayan Laughton hakkında daha çok şey öğreneceksiniz... Sponsorumuzun, yapımı adına bu kısa ama yürekten methiyesinden hemen sonra.
You shall learn more about Miss Laughton... after our sponsor gives this brief... but heartfelt eulogy... in behalf of his product.
Eğer şans benden yana olursa, hiç birşeyin düşündüğünüz kadar değişmediğini öğreneceksiniz.
Well, if I do get lucky, you'll find out that things haven't changed as much as you think.
Korkarım bir sonraki gösterimimize kadar bekleyecek ve Kontu kimin öldürdüğü hakkında çok daha fazla şey öğreneceksiniz.
I'm afraid you'll have to wait until our next show to find out more about just who killed the Count.
Mahkumun, 56 yaşındaki Emily French'le nasıl dostluk kurduğunu öğreneceksiniz.
You will hear how the prisoner made the acquaintance of Mrs Emily French, a woman of 56.
Oh, nasıl olsa öğreneceksiniz, değil mi?
Oh, you would know, would you?
Öğreneceksiniz.
You will.
Öğreneceksiniz memur bey, öğreneceksiniz.
You will, constable, you will.
Babamla nasıl bir şey planladınız bilmiyorum ama benimle pazarlık edilmeyeceğini öğreneceksiniz.
I don't know what arrangement you think you have with my father... but you'll find you have no bargain with me.
Kendi içkinizin parasını ödemeyi öğreneceksiniz çocuklar.
You boys are gonna learn to pay for your own booze.
Kısa süre sonra aynaya bakmadan giyinmeyi öğreneceksiniz.
You will soon learn to dress without mirrors.
Yarın burada cemaatimizi yöneten Kutsal Kural hakkında... çalışmaya başladığımızda öğreneceksiniz... ilk şartlardan birisi sessizlik kuralıdır.
As you will learn tomorrow when we start studying the Holy Rule... which governs our life here in the community... one of the first conditions is the rule of silence.
Küçük düşmenizin derecesine göre içinizde ne kadar gurur kaldığını öğreneceksiniz.
The degree of humiliation will tell you how much pride is still alive in you.
Otoritenin kimde olduğunu öğreneceksiniz!
So you'll learn what authority is.
Zamanı gelince öğreneceksiniz, bayan Preston... sizi öldürmeden hemen önce.
You'll know when the time comes, Mrs Preston, just before I kill you.
Yağlanacaksınız, yıkanacaksınız, vücudunuza masaj yapılacak... kafanızı kullanmayı öğreneceksiniz.
You'll be oiled, bathed... shaved, massaged, taught to use your heads.
Şimdi kadınlar ordusunun mükemmel geleneğini.. ve şehit olanları öğreneceksiniz.
Now we will learn from the excellent tradition of women army and those martyrs who have sacrificed themselves
Basın toplantısında tüm detayları öğreneceksiniz.
You'll be given all the details at the press conference.
Bunu kendiniz öğreneceksiniz.
You will find that out for yourself.
Bertrand's gibi saygın bir kafe'de çalışıyorsan... tepsi tutmayı öğreneceksiniz sol elin usta olacak... Tepsi burada sabit kalacak.
When you work at a respected cafe like Bertrand's, you hold your tray with your left hand, like so, slightly titled towards the back.
Benimle her şeyi, hile olmadan öğreneceksiniz.
With me you will learn everything without deception.
Kendinize güvenmeyi öğreneceksiniz, ve bizler kendimize güvenmeye devam edeceğiz. Ve sonra bir parça güven olacak... ... yolun sonu.
You will learn to trust yourselves, and we'll go on trusting ourselves, and then there'll be a little bit of trust all the way round.
Eğer o adam yardım almazsa gerçekte ne kadar tehlikeli olduğunu büyük bir bedel ödeyerek öğreneceksiniz.
unless that man is helped, you might pay a very high price to find out just how dangerous he really is.
Böylece gerçeği öğreneceksiniz.
You'll come up with the truth.
- Zamanı gelince öğreneceksiniz, Doktor.
- You'll know in good time, Doctor.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğreneceğiz 28
öğrenecek 20
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenebilirim 18
öğrendim 28
öğreneceğiz 28
öğrenecek 20
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenebilirim 18