Öğrenirsin translate English
1,232 parallel translation
Belki bir şey öğrenirsin.
You might learn something.
Gelecek sefer kıçınla kullanmayı öğrenirsin.
Learn how to work the safety with your punk-ass.
- Jesse. Konuş onunla, bir şeyler öğrenirsin.
Talk to him, you might learn a few things.
Eğer gönülden istersen mutlaka öğrenirsin.
If you put your heart into it, you too will learn.
Yaşarsın ve öğrenirsin.
- Nothing.
Hiç ama hiç bilmediğin şeyler öğrenirsin.
You'll learn things you never knew you never knew
Seyret de belki bir şeyler öğrenirsin.
Cut the crap, watch out. Let me drag him out first.
Ayrıca belki bir şeyler öğrenirsin.
- Besides, you might learn something.
İyi, öğrenirsin, sonra, değilmi?
Well, you'll learn, then, won't you?
Carter, bu işi böyle öğrenirsin.
Carter, it's how you learn.
Lisa bizim yaşımıza geldiğinde, bir kaç şey öğrenirsin.
Lisa, when you get to be our age, you'll learn a few things.
Sana sonra bütün aletleri gösteririm öğrenirsin.
I'll show you later what all the tools are so you'll know.
Yakında öğrenirsin.
You will soon learn about this.
Soruştururken laf arasında oğlumu tanıyıp tanımadıklarını öğrenirsin.
And finding by this encompassment and drift of question that they do know my son...
- Canımı yakmak mı? Yakında öğrenirsin.
YOU'LL LEARN.
- Hayır, kaset çaların var, ve söylemeyi de öğrenirsin.
- No, no, you got your tape recorder and you learn it phonetically.
Canını yakınca benimle nasıl konuşman gerektiğini öğrenirsin.
You know better to talk like that when I'm hurting.
Bazen zehirli bir gaz olduğunu sanarsın. Ama sonra onsuz yaşayamayacağını öğrenirsin.
Sometimes it seems like poison gas, but then you find you can't breathe in any other.
herkesden önce öğrenirsin.
You find out before everyone.
Bu tür tipleri tanımayı öğrenirsin.
You learn to recognise the type.
Toplantıya gelirsen öğrenirsin.
Come to the meeting and find out.
- Deneyimle öğrenirsin.
- Yeah, it takes practice.
Tabi, şimdi öğrenirsin.
Oh, of course, now you'll get it right!
Böyle bir yerde altı yıldan sonra,... ya gülmeyi öğrenirsin ya da delirirsin.
Well, after six years in a place like this you either learn to laugh... or you go insane.
Yeraltına indiğinde, farelerle yaşamayı öğrenirsin.
When you go underground, you gotta learn to live with the rats.
Ben öğrenediysem, sen de öğrenirsin.
If I can learn to do it, you can learn to do it
Ben öğrendiysem, sen de öğrenirsin.
If I can learn to do it, you can learn to do it
Ben öğrendiysem, sen de öğrenirsin.
- If I can learn to do it - You can learn to do it
Belki de bir daha karını tek başına bir yere göndermemeyi öğrenirsin.
Maybe you'll learn not to leave your hood open when you go in the store.
İki haftadan uzun süre patron olunca, bunu öğrenirsin.
When you've been the boss for more than two weeks, you'll know that.
Böylece blöf yapıp yapmadığını öğrenirsin.
Then you'll see if he's bluffing.
Yeterince uzun yaşarsan öğrenirsin.
Live long enough, you find that out. I can take it.
Bulunca öğrenirsin.
You'll know when you find it.
Belki onunla ilgilenirsen onunla ilgilenmeyi de öğrenirsin.
Maybe if you take care of him, you'll learn to care for him.
- 4 ay içinde öğrenirsin.
- You'II find out in four months.
Ordada bi astronot nasıl olunur öğrenirsin.
So you can learn to be an astronaut.
Kime güvenmeyeceğini öğrenirsin.
You learn who not to trust.
Bence bir krizde birşey öğrenirsin.
I believe, in a crisis, you have an opportunity to learn something.
Öğrenirsin.
You'll learn.
Dilerim kaldığına değer, öğrenirsin gerçeği. Gelin madam.
I would thou wert so happy by thy stay to hear true shrift.
Eğer gözlerini kapatırsan, daha iyi öğrenirsin.
If you close your eyes, you'II learn better.
% 50 şansın var fifty-fifty Ama en azından sonucunu hemen öğrenirsin.
There's a 50 / 50 chance. If it doesn't work at least you'll know.
Gerisini sonra öğrenirsin.
You'll hear the rest later.
- Her zaman birşeyler öğrenirsin.
- You always learn something.
Bir şeyler öğrenirsin.
You might learn something.
hakkımızda her şeyi öğrenirsin.
You'll learn all about us. Case going well?
Sonucu yirmi dakikada öğrenirsin.
You can get results in 20 minutes.
Hem çocuğunun kalıtsal özelliklerini de öğrenirsin.
You can learn about your baby's lineage.
Ayaklanmadan sonra öğrenirsin sanıyordum.
I would have thought after the riot, you would have learned.
Bu gece öğrenirsin.
You'll know tonight.
Merak ediyordun, öğrenirsin. Kalk lan!
You'll find out.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenebilirim 18
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenebilirim 18