Inanılmaz translate English
26 parallel translation
ınanılmaz.
Unbelievable.
Patronlar ınanılmaz.
Bosses are incredible.
ınanılmaz.
Amazing.
ınanılmaz.
She's unbelievable.
Orman insanları tamamen doğaya bel bağlamış durumdalar ormanın doğal bir parçası olmuş durumdalar doğayla aralarında ınanılmaz bir bağ oluşmuş durumda.
Jungle people rely so heavily on their surroundings, they become a natural part of the forest and form extraordinary bonds with nature.
Hak ettikleri, doğduklarında verilen ve ardından dayanılmaz işkencelerle zorla geri alınan bu şanslılara çok daha fazla saygı duyarım.
Far more than I respect those lucky ones who've..... had theirs handed out to them at birth..... and never afterwards snatched away from them by unbearable torments.
Bu dayanılmaz bir şey, Nan ; aşkından mahrum kalmak.
It is a cruel thing, Nan, to be denied love.
İnsanlarımız arasınd a yıkılmaz bir arkadaşlığın kanıtı olarak gösterdikleri ve kalplerimize kazınan bu sıcak karşılama İçin Belgrad'ın en iyi arkadaşı Zagreb'e teşekkürü bir borç biliriz. Bizi kasten mi rezil etmek istiyorsun?
We would like to thank Zagreb, the best friend of Belgrade... for its warm welcome that shall stay engraved in our hearts... as an indestructible proof of friendship between our people.
Böyle satın alınan sadakat, sadakat sayılmaz.
Loyalty bought at such a price is no loyalty at all.
Bu inanılmaz hikayenin takipçilerinin bildiği gibi Gotham'ın en tanınan suçlusu kısa bir süre önce para, mücevherler ve altından oluşan dev bir mirasa konmuştu.
As followers of this remarkable story know, Gotham's most notorious criminal was recently willed a huge fortune in cash, jewels and gold.
Takım, Nan eyaleti takımını 3-0 yendi ve şimdi müsabakada birinci sıraya çıktı! Bu inanılmaz.
The team trounced the Nan state team 3-0 and are now ranked number one in the competition!
Aşkın hesabı yapılmaz. Bazen bir bakış, sıradan bir dokunuş... parfüm kokusu dolu havadan alınan bir nefes... öyle güçlü duygular uyandırır ki, neredeyse acı verici olur.
There's no accounting for love or why one look, one casual touch... one breath of perfumed air... can ignite feelings so strong it's almost painful.
Doug ve ben kaçınanız,... seksi kulaktan yaparsak, sayılmaz.
Doug and I are abstinent, but if we have sex in the ear, it doesn't count.
Öyle gelişigüzel bir marketten alınan üzümle yapılmaz ama şarap.
You can't just take any grape froa the aarket.
İnanılmaz değil mi?
? nan? s not said?
Bu nanılmaz..
This is incredible.
- Büyükannenden geliyorsa sayılmaz.
- If it's your nan it doesn't count.
"Hayat inanılmaz derecede donuklaştı ve cansızlaştı hiçbir şey çalınan görkemli hazinelerin yerini tutmuyor geri veriyorum, ama artık çalmayı bile ilgi çekici bulmuyorum."
"Life had become horribly dull and uninteresting. " Nothing matched the excitement of stealing great treasures, " so I returned,
Bir bilim insanısınız diyelim ve eğitiminiz süresince bir yerlerde zihninize kazınan kaçınılmaz bir "doğuştan mı yoksa eğitimden mi" kıyaslaması var ve bu düşünce aklınızda en azından Coca-Cola mı Pepsi mi veya Yunanlılar mı Truvalılar mı düşünceleriyle birlikte yer alıyor.
So you're a scientist and somewhere along the way, hammered into your head is the inevitable "nature versus nurture" and that's at least up there with Coke versus Pepsi or Greeks versus Trojans.
Awalar, bu ufak maymunlara inanılmaz bir şefkatle yaklaşıyor maymunların hayvandan çok insan gibi olduklarına ınanıyorlar.
The Awa show extraordinary tenderness for the little monkeys, believing they're more human than animal.
Mars inanılmaz derecede kuru bir atmosfere sahiptir. Bu kuruluk fırtınanın gücüne ve büyüklüğüne katkıda bulunur.
Mars'incredibly dry atmosphere contributes to the storms size and power.
Küçük bir fırtınanın verebildiği hasar inanılmaz.
Amazing what a little thunderstorm can do, the damage.
- İ-nanılmaz!
- Wow. - Mm-hmm. - A-mazing!
Bunlar başımıza açacağı bir sürü fırtınanın daha ilki sayılmaz mı!
How is this not just the next storm in a very long line of them?
Baskı altında alınan ifade geçerli delil sayılmaz.
A coerced confession isn't admissible evidence.
inanılmaz 1325
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanılmaz biri 32
inanılmaz birisin 22
inanılmaz değil mi 42
inanıyorum 283
inanırım 48
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanılmaz biri 32
inanılmaz birisin 22
inanılmaz değil mi 42
inanıyorum 283
inanırım 48
inanın 122
inanın bana 383
inanıyorum ki 68
inanılır gibi değil 182
inanıyor musun 35
inanılacak gibi değil 19
inanır mısın 28
inanıimaz 17
inanın bana 383
inanıyorum ki 68
inanılır gibi değil 182
inanıyor musun 35
inanılacak gibi değil 19
inanır mısın 28
inanıimaz 17