Şuraya baksana translate English
289 parallel translation
Şuraya baksana.
See this?
Meşgulüm, şuraya baksana.
I'm busy, can't you see? Look.
Şuraya baksana.
See over there.
Şuraya baksana.
Look out there.
Şuraya baksana.
Look at that.
Şuraya baksana. Gürültü için özür dilerim bayan!
- I'm sorry about all the noise, madam.
Şuraya baksana, çiy düşmüş.
Look at the dew. This is dew, isn't it?
Tatlım, şuraya baksana.
I say. Look over there.
Şuraya baksana.
They're inside.
Başkaları için oldukça rezil bir durum olsa da, şuraya baksana bir, insanlar bir amaç için bir araya toplanmış.
It's so great in some ways and so lousy in others. Look at the people you're meeting. Everybody is here for one purpose.
Şuraya baksana.
Would you look at that?
Evet, şuraya baksana. İnsanlara güvenmenin de bir sınırı vardır.
There's a limit to what people are gonna believe.
- Şuraya baksana!
Look at that!
Şuraya baksana.
Fozzie. look up ahead there.
- Şuraya baksana.
- Look at that.
Şuraya baksana.
look out there.
Şuraya baksana.
Look at this thing over here.
Şuraya baksana.
[Clears Throat] LOOKIE HERE.
Şuraya baksana.
Look at this place.
Şuraya baksana.
Shit, look
Şuraya baksana,.. ... karıncalar "lazanya" yı götürüyorlar.
Look, the ants are carrying off the "lasagney."
Leslie, şuraya baksana.
Look at it again.
Şuraya baksana.
Look what we got here.
Şuraya baksana, ayakkabılarını topu bile kitabı bırakmışlar.
Look at that! They left their shoes and the ball, and the book, too.
Şuraya baksana.
Look at them there.
- şuraya baksana.
- Look over there.
- Onu anladım da, şuraya baksana.
- That I understand. But look here.
Evet, baksana şuraya.
- Yes. Look at them.
Baksana şuraya.
Look at it.
Baksana şuraya.
- We can't.
Baksana şuraya.
Just look at it.
Şuraya baksana.
Take a look.
Onlar çok meşgul Baksana şuraya.
They don't have time. Take a look.
Baksana şuraya.
Do you see how big the heart is?
- Şuraya bir baksana.
- Take a look.
- Şuraya bir baksana.
- Just look at that.
Şuraya bir baksana, Carlos.
Look over here, Carlos.
Şuraya bir baksana!
Just look at this place!
Bebeğim, hadi ama, baksana şuraya.
Baby, come on, look at this place.
Şuraya bir baksana.
Just look at this place.
Şuraya bir baksana Tanrı aşkına!
I mean, look at this place!
Baksana şuraya.
Look up there.
Şuraya bir baksana.
Look at this place.
Şuraya baksana.
LOOK AT THIS PLACE.
Şuraya bir baksana, Wong Fei-Hung gitgide daha fazla gemi limanlarımıza demir atar oldu.
Look over there, Wong Fei-Hung... more and more foreign ships are anchoring in our docks.
Şuraya baksana.
Look over there.
Baksana, gelip şuraya oturur musun?
Look, would you just come and sit over here now?
Baksana, neden şuraya oturmuyorsun?
Look, why don't you sit over here?
Şuraya bir baksana!
Look at this place!
- Baksana şuraya kim var?
- See who's over there?
Baksana şuraya Perunu.
Look at this place.
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
şuraya 259
şuraya bak 611
şuraya koyun 23
şuraya otur 93
şuraya bakın 270
şuraya bırak 18
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
şuraya 259
şuraya bak 611
şuraya koyun 23
şuraya otur 93
şuraya bakın 270
şuraya bırak 18
şuraya çek 19
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şuraya geç 76
şurayı imzala 49
şuraya koy 52
şuraya bir bakın 17
şuraya oturalım 21
şuraya oturun 34
şuraya geçin 30
şuraya bir bak 33
şurayı 17
şuraya geç 76
şurayı imzala 49
şuraya koy 52
şuraya bir bakın 17
şuraya oturalım 21
şuraya oturun 34
şuraya geçin 30