Aldın mı translate Spanish
29,646 parallel translation
Sharp, pozisyon aldın mı?
Sharp, ¿ estás en posición?
April'dan haber aldın mı?
¿ Ha oído de abril?
- Mantarları aldın mı?
- ¿ Y los champiñones?
- Flash diski aldın mı?
¿ Consiguieron la unidad de flash?
- Elbiseni de aldın mı?
¿ Y el vestido?
- Dallas'dan haber aldın mı? - Bir kelime bile duymadım..
¿ Has sabido algo de Dallas?
- 14'teki siparişimi aldın mı?
- ¿ Tenés la orden de la mesa 14?
Bakıyorum da sosyal anlamda garip olan kızımla tanışmışsın. - Alacağını aldın mı? - Evet.
Veo que has conocido a mi hija socialmente inepta. - ¿ Has visto todo eso?
- Her şeyi aldın mı? - Evet.
- ¿ Lo tienes todo?
Nitrometan, dizel yakıt, patlayıcı kapsül ya da bilyeli yatak satın aldın mı?
¿ Alguna vez ha comprado nitrometano... detonadores o juntas de rodamiento?
Hiç satın aldın mı?
¿ Lo compraste alguna vez?
Sana gönderdiğim paketi aldın mı?
¿ Te llegó el paquete que te envié?
- Ondan haber aldın mı?
- ¿ Sabe algo de él?
Mesajını aldım.
Recibí tu mensaje.
Betty, son işe aldığımız kişi yüzünden bir ceza davasının ortasındayız.
Betty, estamos en mitad de un juicio criminal, gracias a nuestra última recluta entusiasta.
Bir kopyasını aldığından emin olacağım.
Me aseguraré de hacerme con un ejemplar.
Hey. Sesli mesajını aldım.
Tengo tu buzón de voz.
Sadece ruhunu sessizlik duvarından söküp aldım ve seni yeniden hayata getirerek lanetledim. Tüm göz yaşlarını döktüğün eve sonsuza kadar hapsettim.
Solo rasgó tu alma a través de la pared del silencio, te maldijo de nuevo a la vida y te atrapó para siempre en el hogar de todas tus lágrimas.
Lokantayı mı aldınız?
¿ Compraron el restaurante?
Ben buradayım çünkü CIA eğittiği, ne verdiyse aldığı bir adamın, tüm bu birikimleri büyük paralar kazanıp terörist aktiviteleri finanse etmede kullanmasından nefret ediyor.
Vine porque a la CIA le revienta entrenar a alguien... que aprovecha sus enseñanzas para ganar mucho dinero... que usa para financiar actividades terroristas.
Restoranı satın aldım.
¡ He comprado el restaurante!
Elçi Blackburn, emredildiği gibi Kraliçe Mary ve Don Carlos arasındaki ittifak evliliğini yok ettin. Kraliçe'den bilgi aldın. Ve bana karşı bir suikast planını suya düşürmek için Dudley'e yardım bile ettin.
Embajador Blackburn, según lo ordenado, habéis desmantelado la alianza matrimonial entre la reina María y don Carlos, según información de la misma reina, e incluso ayudasteis a Dudley a frustrar un complot de asesinato contra mí.
Kızımı rehin aldın.
Tuviste a mi hija como rehén.
Test sonuçlarını aldım.
Tengo los resultados de su examen.
Ameliyat sonrası muayeneleri yaptım, laboratuvar sonuçlarını aldım.
Redondeé en sus post-ops, tiene sus laboratorios de espalda,
İntörn başvurularını dosyaladım ve kuru temizlemeden giysilerinizi aldım.
Presentado las solicitudes pasante, y recogió su limpieza en seco.
Bütün hayatını seni en kötüsünden koruyabilmek adına bir rozet onuru olarak aldım öyle de yapıyorum.
Toda tu vida... he tomado esto como una insignia de honor que podría protegerte de lo peor... y todavía lo que hago.
Ama dikkatini çekerim, ben Rusty'i aldığım zaman şubemdeki insanlarla konuşmadın.
Pero me gustaría señalar que cuando acogí a Rusty, no interrogaste a toda mi división. Primero, tú ya tenías hijos.
Siz olsanız Julio'nun geçen hafta aldığı riski alır mıydınız?
¿ Tú habrías asumido el riesgo que Julio corrió la semana pasada?
- Neden bilgisayarlarımızı aldınız?
¿ Por qué se han llevado nuestros ordenadores?
Size ya da iş yerinize yönelik herhangi bir tehdit aldınız mı?
Um, ¿ Ha habido alguna amenaza proferida contra usted o, uh, o su trabajo?
Uyuşturucuları kendine aldığını mı söylüyorsun? Herhalde yani.
Espere un minuto. ¿ Estás diciendo que tomaste la droga?
Karım evimizi, paramın yarısını ve çocuklarımızın tam velayetini aldı.
Mi esposa obtuvo nuestra casa, la mitad de mi dinero, y la custodia exclusiva de nuestros hijos.
- Misun'dan ne aldın bakayım?
¿ Qué le has quitado a Misun?
Risk aldım, karşılığını gördüm ve adam hayatta kaldı.
Corrí un riesgo, valió la pena y este hombre está vivo.
Owen olanları kısaca anlattı. O kadarını bile ağzından kerpetenle aldım.
Owen solo me dio unas pinceladas y tuve que sacárselo.
Postalarımı yönlendirmedin bebek bezi işi bana ait, arabamın iyi lastiklerini aldın falan dedi.
Usted no está reenviar el correo. El negocio de pañales me pertenece. Se tomaron el buen neumático de mi coche ".
"Scooby Doo" daki seksi kadının ismini aldım.
Estoy llamado así por el uno caliente en "Scooby Doo".
Mesajını aldım.
Me llegó tu mensaje.
Hiç numarasını aldık mı?
¿ Tenemos siquiera su número?
Geçen ilkbaharda yaptırdığım incelemenin nüshalarını aldım.
He hecho algunas copias de la inspección que hicieron la primavera pasada.
O zaman neden beni görmek için sabırsızlandığını söyleyen 50 mesaj aldım ondan?
Entonces, ¿ por qué tengo como 50 mensajes de él diciendo que no puede esperar a verme? - ¿ Qué?
Bu gerçekleştiğinde de, anlaşmayı bozacağım ve paranız doğruca ortaklara, onu aldığınız insanlara gidecek.
Y cuando eso suceda, acabaré el acuerdo y tu dinero regresará a los socios que se los quitaron.
Louis, mesajını şimdi aldım.
Louis, acabo de recibir tu mensaje.
Kasaba koordinatlarını aldınız mı?
¿ Tienes las coordinadas del pueblo?
- Kral asasını aldınız mı?
Todo el lugar está iluminado. ¿ Recibió el cetro?
Fotoğraftaki kişiden onu çekmeniz için izin aldınız mı?
¿ Esa persona le dio permiso - para fotografiarla?
Onu laboratuvardan mı aldın?
Es que desde el laboratorio?
Dün sınıfında yaşanan saçmalığı haber aldım.
Me he enterado de lo que ocurrió ayer en su clase.
Test sonuçlarını aldım.. .. ve Mary'nin ikinci çocuğu Noel değilmiş.
Tengo los resultados y Noel no es el segundo hijo de Mary.
Sen aldın sanmıştım.
Pensé que tú lo tenías.