Anlamadın mı translate Spanish
3,100 parallel translation
Anlamadın mı?
No lo entiendes?
Anlamadın mı?
No lo entientes?
Hala anlamadın mı?
¿ Aún no lo entiendes?
Anlamadın mı?
¿ No lo entiendes?
Anlamadın mı?
¿ No entendiste?
Söylediklerimi anlamadın mı?
¿ No me has entendido?
"Bagger Vance" deki Matt Damon gibi giyindim, anlamadın mı?
De Matt Damon en "Bagger Vance." ¿ No la has visto?
- Anlamadın mı?
¿ No lo pillaste?
Hala anlamadın mı, Sally?
¿ No lo entiendes, Sally?
Hala anlamadın mı, Sally?
¿ No lo entiendes Sally?
- Alaycı davranıyor. Anlamadın mı?
Es sarcasmo, ¿ tan poco la conoces?
Sen anlamadın mı yoksa duyamadın mı?
¿ No lo has entendido o no lo has oído?
Farkı anlamadın mı?
Rosa, no sé.
Hala anlamadın mı?
¿ Todavía no lo captas?
Hayatım boyunca hep başkalarının nasıl düşündüğünü anlamadığımı söylediler bana.
Toda la vida, me han dicho que no entiendo cómo piensa la gente.
Bunların karımın ölümüyle ne ilgisi var anlamadım.
No sé qué tiene que ver nada de esto con la muerte de mi mujer.
Beni bağışla. Zaten beni daha önceden de doğru anlamadığım için bağışlamışlığın var.
Perdóname, pero, sabes, tu me has perdonado antes por no hacerlo bien.
Hâlâ niye Cooper'ın çöldeki mekânını kimden öğrendiğini söyleyemediğini anlamadım.
Todavía no estoy seguro de por qué no puedes decirme quién te dio la pista del sitio de Cooper en el desierto.
Neden sürekli üzerinde taşıdığını hiç anlamadım.
Nunca entendí por qué tienes que llevarlos.
O kısmını anlamadım.
No tengo la sensación de que sea jugar al scrabble.
Onu anlamadığımı söylüyordu hayatını nasıl yaşayacağını söylemeyi bırakmamı istiyordu.
Sabe, dijo que no la comprendía, quería que dejase de decirle cómo vivir su vida.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
He perdido la noción del tiempo.
- Alışveriş mi yaptın? - Anlamadım.
¿ Estuvo de compras?
Carl'ın ciddi bir şeyi yok dediler ama pek anlamadım çünkü her zamankinden daha fazla sarsılmış durumda. Uyutma onu sakın.
Dijeron que Carl se va poner bien, pero es difícil saber porque está conmocionado normalmente más que no lo está.
Anlamadığım şey ise neden gerçek bir insanın profilini yaptı?
Lo que no entiendo es ¿ Por qué hacer un perfil de una persona real?
En başta, Megan gibi iyi bir kızın böyle bir şey yapmasını anlamadım - - neden yapmak zorunda hissettiğini.
Al principio, no entendía porqué una buena chica como Megan haría lo que hizo... porqué sintió que tenía que hacerlo.
Bobby, gömleğini neden çıkarttın anlamadım.
Bobby, no entiendo por qué te has quitado la camiseta.
Esas anlamadığım neden parayı alıp kaçmadığın.
Lo que no entiendo es por qué no tomaste el dinero y huiste.
Anlamadın sanırım.
No lo entiendo.
"Birine işinin b.. tan olduğunu söylediğinde aslında ben pek anlamadım, lütfen açıklar mısın demek istemişsindir."
Si el trabajo de alguien es una mierda, en realidad quieres decir, "Realmente no lo entiendo. ¿ Me lo podrías explicar, por favor?"
- Evet. - Ama konuyla alakasını anlamadım.
Pero no veo que relevancia tiene eso.
- Ne yaptığını anlamadım.
- Ni la más puta idea.
Hiç arkadaşı olmadığını nasıl anlamadım?
¿ Cómo no me he dado cuenta de que no tiene amigas?
Zaten çoğu insanın anlamadığı kısım da bu aslında.
Ésa es la parte del negocio que la mayoría no entiende.
Mizahımı hiç anlamadın.
Nunca ha pillado mi sentido del humor.
Anlamadın diye hepimiz tekrar mı izleyeceğiz yani, şaka mısın?
Vas a hacernos escucharlo de nuevo, porque no pudiste entenderlo, ¿ en serio?
Ne aradığınızı anlamadım Ajan Gibbs ama Maya teknede bir şey saklamış olamaz.
No estoy seguro de lo que busca, Agente Gibbs. pero Maya no escondería nada en el barco.
- Özür dilerim, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
Disculpa, se me fue el tiempo.
Bak, işimin hayatımın bir parçası olduğunu anlamadığını biliyorum.
Mira, sé que mi trabajo es una parte de mi vida que no entiendes.
Seni yanlış anlamadıysam bu adamın duygusal tepkilerinin arttırmada yardımı olacağını söyledin. Madem öyle bir deneyelim, olur mu?
Si escuché correctamente, usted cree que este hombre sería de gran ayuda evocar alguna respuesta emocional, entonces intentémoslo, ¿ Bien?
Daveti de neden kilisede yapmadınız hiç anlamadım.
No sé por qué no dais la recepción en el sótano de la iglesia.
Sosyal sigorta numaramı neden öğrenmek istediğinizi gerçekten anlamadım. ama... evet, haklısın.
La verdad es que no sé porqué necesita mi número de Seguro Social, pero..., bueno, sí, no.
Bir şey anlamadınız mı?
Usted no entiende nada.
Anlamadığım, neden bunu saklamaya çalıştığın.
Lo que no entiendo es por qué tratas de esconderlo.
Bunların neresi bizi ilgilendiriyor, anlamadım.
No veo que nada de esto nos concierna.
Modada neden yaz koleksiyonunu kışın, kış koleksiyonunu yazın hazırlarsınız asla anlamadım.
Nunca entendí bien por qué, en la moda hacen verano en invierno e invierno en verano.
Yok anlamadım diyorsan, Amina'nın boğazını kesecek kişi de sen olacaksın. Seni temin ederim ki.
Si no, tú serás responsable por cortar la garganta de Amina, eso te lo puedo asegurar.
Bu yerin kirasını nasıl karşılıyorsun anlamadım.
No sé como puedes permitirte este lugar.
Ama benim asıl anlamadığım Amanda'nın senden neden bu kadar çok korktuğu.
Lo que no entiendo es por qué Amanda te teme tanto.
Ne oldu, anlamadım. Kristen'ın bebeğini tutuyordum birden ağlamaya başladı ne olduğu anlamadan sanki... Boğuluyormuş gibi hissettim.
Estaba sosteniendo al bebé de Kristen y y empezó a llorar y de repente me sentí como si me estuviera asfixiando.
Robert Quarles ve Wynn Duffy ile karavandasın ve ön tarafta bir koruma var. Ama hâlâ parmak izinin nasıl mermi kovanında olduğunu anlamadım.
Estaba en el tráiler con Robert Quarles, Wynn Duffy y un guardaespaldas estaba afuera pero aún no sé cómo llegaron sus huellas al casquillo.