Anlatacağım translate Spanish
5,364 parallel translation
Yemekte hepsini anlatacağım.
Te contaré todo mientras cenamos.
İsmini soruyorum çünkü, olanları anlatacağım zaman hanginizin cadaloz hanginizin de mavi gözlü afet olduğunda emin olmam gerekiyor.
Yo sólo pregunto porque cuando cuente esta historia, voy a querer saber cuál era la azafata maldita y cuál era la de los ojos azules amables.
Ne istiyorsanız onu anlatacağım.
¡ Le diré lo que quiera!
- Tamam, ne olduğunu anlatacağım.
Está bien, voy a decirte lo que es.
Sana kim olduğunu anlatacağım çünkü iyi anneler böyle yapar.
Voy a decirte quién eres. Porque eso hacen las buenas madres.
Sana her şeyi anlatacağım.
Te diré todo.
- Sakin olun, her şeyi anlatacağım.
- Cálmate, te lo contaré todo.
Çocuklarınıza evlilik hikâyenizi anlatacağın zaman size, çok uzun bir hikâye anlatacağım, çocuklar içinde, drama, gerginlik, ve aksiyon dolu, dersin.
Cuando le cuentes a tus hijos la historia de tu casamiento.. "Tiene drama, tensión, acción".
Peki, size gerçek bir olay anlatacağım.
Les dare una historia real
Sana bir hikâye anlatacağım.
Quiero contarte una historia.
Babasına her şeyi anlatacağım.
Voy a decirle a su papá todo. Le voy a mostrar las imágenes.
Klasik hikayem olacak, bayram seyran demeden anlatacağım.
Voy a conseguir muchas millas de esta. - Sí, no te culpo.
... hepsini anlatacağım.
... te lo digo.
Önce hikayemi anlatacağım.
- Tres. - No, después de mi historia.
Seninle ilgili üç olay anlatacağım. İkisi doğru olacak.
Por qué no digo tres cosas sobre ti, y dos serán verdad.
Sana ne yapacağımı anlatacağım dostum.
Mira lo que estoy haciendo, colega. Mira lo que estoy haciendo aquí.
Mahkeme sürecini başlatacağım ve Will'e ameliyat sürecini anlatacağım.
Me pondré manos a la obra con el tribunal, y le explicaré el proceso a Will.
Pekala Milo, ne yapacağımızı anlatacağım.
Vale, Milo, esto es lo que vamos a hacer.
Sizin sapkın şehvetiniz aşkına anlatacağım.
Para su propio placer perverso de mierda...
Bunu daha sonra anlatacağım.
Luego te lo digo.
Lütfen beni çöz, sana anlatacağım.
Por favor, si me desatáis os lo contaré.
Onu buraya getirip, her şeyi anlatacağım.
Yo quiero... La traeré aquí y se lo contaré.
Bununla ilgili her şeyi size anlatacağım.
Te diré todo al respecto.
Size babamın bana anlattığı Hank McCreedy'nin hikayesini anlatacağım.
¿ Saben? Les contaré una historia que mi padre me contó - sobre Hank McCreedy.
Sonra gidip anlatacağım. - Görüyorum.
Todo el distrito está esperando con impaciencia tu decisión.
Polonyalıların plânlarına erişim hakkım var bir sonraki buluşmamızda anlatacağım sana her şeyi.
Es la operacion "Albatros". Tengo acceso a los planes de Polonia ; Te voy a contar todo en nuestra próxima reunión.
Şimdi sana bütün planımı anlatacağım sonra seni öldürmek için saçma ve aşırı karmaşık bir yöntem bulacağım sen de bir o kadar karmaşık bir yöntemle kurtulacaksın.
Ahora te diré todo mi plan... y luego idearé una absurda y retorcida manera para matarte... y luego encontraras una manera igualmente retorcida de escapar.
Telefonu ver, oteli arayıp, olanları anlatacağım...
Llamaré al hotel, les diré lo que ha pasado.
Diğer adamlara nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé cómo relacionarme con otros tíos.
Tekrar anlatacağım, dikkatle dinlediğinden emin ol.
Te lo explicaré de nuevo. Presta atención.
Ne bilmek istiyorsan anlatacağım tamam mı?
Me limitaré a decirle lo que quiere saber, ¿ de acuerdo?
Bilmek istediğin her şeyi anlatacağım.
Le diré exactamente lo que quiere saber.
Bir gün size ejderi nasıl öldüreceğinizi anlatacağım.
Una día, te diré cómo vencer al dragón.
Eve dönünce istediğini sorabilirsin, her şeyi anlatacağım.
Cuando regrese a casa... podrás preguntarme cualquier cosa y te diré la verdad.
Bilmek istediğin her şeyi anlatacağım.
Te diré todo lo que quieres saber.
Sanırım rehber köpek kurumunu arayıp ne olduğunu anlatacağım.
Supongo que solo llamaré a la fundación perros guía y les diré lo que pasó.
Tekrar çalışmaya başlamaya hazır olduğunda Vlad'a senin hakkında iyi şeyler anlatacağım.
Tendre una buena charla con Vlad cuando estés listo para trabajar de nuevo.
Buranın nasıl boktan bir yer olduğunu herkese anlatacağım.
¡ Les diré a todos que esto es un agujero de mierda!
Size her şeyi anlatacağım.
Te diré todo.
Vanessa, sana anlatacağım çok şey var.
Vanessa, tengo mucho que contarte.
Sana yazmayı düşündüğüm her kodu, güvenlik duvarını aşmak için denediğim her yolu anlatacağım.
Te enseñaré toda línea de código que pienso escribir, cada intento que hago por traspasar la pared.
Her şeyi anlatacağım.
Te lo contaré todo.
Bir şey anlatacağım.
Yo tengo una historia.
Ve torununa da, yani ondan olan çocuğuma ne kadar iğrenç bir herif olduğunu anlatacağım ve onu asla göremeyeceksin.
Y le diré a tu nieto, a su hijo, a quien nunca conocerás, que eras un puto maniaco.
Her şeyi sana anlatacağım Vince. Hele dur şunu bir atlatalım.
Te diré todo, Vince, pero no hasta que pasemos esto.
Her şeyi anlatacağım.
Les diré todo.
Döndüğünde, ona her şeyi anlatacağım.
Cuando llegue a casa le contaré todo.
Ve sana her şeyi anlatacağım.
Y le diré todo.
Enstitünün yaptığı berbat şeyleri anlatacağımı düşünmüşlerdi.
Ellos creían que yo iba a ser capaz de decirles todas las terribles cosas que el Instituto hizo.
Tamam, bildiklerimi anlatacağım.
Está bien, te diré lo que sé.
Kürsüye çıktığımızda, biz her şeyi anlatacağız.
Cuando subamos al estrado, se lo contaremos todo.
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207