Anlatın bana translate Spanish
2,396 parallel translation
O zaman planı tekrar anlatın bana.
Repíteme el plan.
Karınız Celia'yı anlatın bana.
Su mujer, Celia. Hábleme de ella.
Sizin lanet olası derdiniz nedir? Lütfen anlatın bana ; Sex hayatınızla ilgili yapabileceğim birşeyler var.
Entonces, cuál es su maldito problema, y por favor díganme que tiene algo que ver con su vida sexual.
Anlatın bana bu kahrolası beceriksizliği!
Hablando de la maldita incompetencia.
Eğer kazanırsam bana bir yemek ısmarlayıp, hayat hikayeni anlatırsın.
Cuando yo gane, me pagarás una cena y me contarás la historia de tu vida.
Bana ve erkek kardeşine anlattığını ona da anlat.
¿ Él te violó? Dile lo que nos dijiste a tu hermano y a mí.
Toplantını anlat bana.
Cuéntame de esta junta.
Bana anlattıklarını anlat.
Diles lo que me dijiste a mí.
Vur beni... Aptal şişko herif gelip bana rüyasını anlatıyor..
Amigo Damn... pero qué diablos... un idiota viene y me dice cosas acerca de un sueño estúpido, amigo...
Biliyor musun Terry... Bana yaptığın şey ilk anlatıldığında... Birlikte büyüdüğün kadınlara benzeyen kadınları kaçırdığını yani.
Sabes, Terry, cuando me dijeron por primera vez lo que habías hecho secuestrar mujeres parecidas a aquellas con las que habías crecido.
Ama bana herzaman Ted'in ayakkabısında gözünü alan parlaklığa kadar baştan sona herşeyi anlatırdın.
Pero tú... pero tú siempre me cuentas todo, hasta el brillo de disctracción de los ocios de Ted de The Times.
Aramanı beklerdim ve aradığında bana her şeyi anlatırdın tüm çılgın maceralarını.
Esperaba tu llamada y me contabas todo, hasta tus locas aventuras.
Bana uygulamayı anlat. - Nasıl yapıldığını hatırlamıyor musun?
- ¿ No lo recuerda?
Bana da anlatın. Haydi.
Vamos diganme.
Ee tabii, hem Pazar günkü yazım için bana gazetecilik sektörünün kötü gidişatını da anlatırsın.
Claro. Podrías hablarme sobre la decadencia del negocio de los periódicos para mi columna dominical.
Peki bana son çıktığın çatlağı anlat, ben de benimkini.
Háblame de tu última psicópata y yo te hablaré de la mía.
Annem, aylardır bana Mike'la olan hayatını anlatıyordu. Onun aldığı hediyeleri, planladıkları tatilleri...
Por meses, mi mamá me ha contado acerca de su vida con Mike... los regalos que le ha dado y los viajes que organizaron.
- Eğer üzgünseniz yalan söylemeyi bırakıp bana olanları anlatın.
Si lo siente deje de mentirme y dígame qué pasó.
Bana Newbury Heights olayını anlatın Bay Eldredge.
Cuénteme acerca de Newbury Heights Sr. Eldredge.
Anlatın bana.
Cuénteme sobre eso.
O zaman bana ayın 16'ında neler olduğunu anlat Ray.
Dime que pasó el día 12, Ray.
Bana hep büyünün kötü olduğu insanın ruhunu tükettiği anlatıldı.
Siempre me enseñaron que la magia es mala. Que corrompe tu alma.
Danny Zuko'nun "Thunder Road" dayken Kenickie için yaptığı gibi atlayıp yardımcın olmam gerekebilir diye bana planı bir daha anlat.
Dime de nuevo el plan. En caso de que necesite saltar y sea tu asistente, Tal como Danny Zuko lo fue para Kenickie cuando tuvieron que correr en la carretera del trueno.
Bana neler olduğunu anlatır mısınız?
¿ Puede decirme qué sucedió?
Bana neler olduğunu anlat yoksa ben bütün ofise, Keanu Reeves zannettiğin çocuğu havaalanı tuvaletine kadar takip ettiğin için tutuklandığını anlatırım.
Dime qué pasa, o le contaré a toda la oficina de la vez que te arrestaron por perseguir al tipo que pensabas que era Keanu Reeves al baño del aeropuerto.
Bana hafızasını nasıl yitirdiğini anlat.
Sólo dime como perdió la memoria.
Belki de sen bana Peder Dunn'ın seni tabuta koymadan evvel ne dediğini anlatırken halka atmaca oynarız.
Quizá pueda ir a lanzar aros mientras me cuentas que dijo el Pastor Dunn antes de meterte al ataúd.
Bana Groat'u anlatın.
Cuénteme del Groat.
Bana anlattıklarını anlat. Çok zekice şeylerdi.
Dime lo que me dijiste.
Bay Harun, iki seçeneğimiz var. Ya bana yardımcı olur bilmem gerekenleri anlatırsınız ya da Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp elinizde cinayet soruşturmamızla yakından ilgili bir sanat ürünü olduğunu söylerim.
Sr. Harun, hay dos formas de hacer esto, puede cooperar y decirme lo que necesito saber, o puedo llamar al Departamento de Estado e informar que tiene una obra de arte que es clave para una investigación de asesinato.
Gerçekten neler döndüğünü anlatmaya hazır olduğunda, bana anlatırsın.
Cuando quieras contarme qué pasaba en realidad, no lo hagas.
Bana, bu gözlüklerle baktığında ne kadar günüm kaldığını söyleyebileceğini mi anlatıyorsun.
¿ Me estás diciendo que si me miras con esas gafas, puedes decirme cuánto tiempo me queda de vida?
Ben kazanırsam, bana gerçeği anlatırsın.
- Si gano, me dices la verdad.
Ufakken hemen hemen 6 yaşlarındayken babana ve bana, neler olacağına dair hikayeler anlatırdın. Bazen çok detaylı olurdu.
Cuando eras pequeña casi hasta los seis años de edad, nos contabas a tu padre y a mí historias sobre cosas que iban a pasar algunas veces con gran detalle.
Bana, kocanızı en son gördüğünüz zamanı anlatın.
¿ Cuándo vio a su marido por última vez?
Bubba J, Bana neden bugün buraya geldiğini anlatır mısın?
Entonces, Bubba J, quiero que me digas, ¿ por qué viniste hoy?
Durun biraz, durun, bana da anlatın.
Espera, espera, dime qué pasa.
Hikayenin acı dolu ayrıntılarını anlat bana.
Dime la historia en absoluto detalle.
Bana ne duyduğunuzu anlatın, lütfen.
Dígame qué ha oído, por favor.
Emir yağdırmayı bırakıp bana ne haltın döndüğünü anlatır mısın?
¡ Deja de darme órdenes y dime qué diablos sucede!
Neler döndüğünü bana anlatır mısın?
Dime qué está pasando.
Bana bildiklerinizi anlatın, Teğmen.
- Dígame lo que sabe, teniente.
Anlat bana. Nasıl olmasını isterdin?
Dígame cómo lo imagina exactamente.
Bana biraz Mercitron'unuzu anlatın.
Hábleme de su Mercitron.
Avukatınız yıllardır sizin hakkınızda bana çok hoş şeyler anlatıyor.
Su abogado me ha dicho muchas cosas buenas de usted durante años. Lo siento.
Bana lütfen bu çantayı neden kanlı bir şekilde evsiz bir adamın alışveriş arabasında bulduğumuzu anlatır mısınız?
Imagino. ¿ Quiere decirme cómo este bolso terminó ensangrentado en... en... el carrito de un vagabundo?
Ofisime tamamen yerleştim, küçük Johnny de bana ofisteki gerekli iletişim kurallarını anlatıyordu.
Yo estoy ubicado al otro lado del pasillo y Johnny Boy me está enseñando todos los protocolos de la oficina.
Bunu onlara anlatacaksan, bana nasıl baktığını da anlat.
Si vas a contar eso, cuéntales también cómo me mirabas en aquella época.
Bana şu hayvanı anlatın.
Cuenteme sobre el animal.
Bana eksiksiz bir biçimde ne olduğunu anlatır mısınız?
Puede decirme, tan precisa como pueda, que ocurrió?
Bu uzun hikâye boyunca mutlaka kendinize soracaksın ; ... tüm bunları neden bana anlatıyor diye.
Durante mi larga historia, seguramente te preguntarás porqué te estoy contando estas cosas
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113