Annem mi translate Spanish
30,952 parallel translation
- Annem orada mı? - Selam Alicia.
- ¿ Es mi madre allí?
Annem işte.
Esa es mi madre.
Merhaba, annem orada mı?
Hola. ¿ Está ahí mi madre?
- Annem hakkında kavga ediyorduk.
Estamos peleando por mi madre. No es una pelea.
Annem o benim ve benimle görüşmek istedi. Ben de onu görmek istiyorum ama nerede olduğunu bilmiyorum.
No puedo evitar que sea mi madre, que se pusiera en contacto y que quiera verla, pero no sé dónde está.
Bir de annem için tabii.
Y por mi madre.
Annem hasta olduğu için işimi bıraktım.
He dejado mi trabajo porque mi madre está enferma.
Annem az buçuk tanıdığı bir adamla gidip evleniyor.
Mi madre apenas conoce a este hombre y de repente se casa con él.
Annem endişelenecek bir şey olmadığını söyledi.
Mi madre ha dicho que no hay que preocuparse.
Annem çok yardımcı oldu.
Mi madre ha sido de gran ayuda.
Benim ailem daima kendi annem ve babam olacaktı.
Mi familia siempre serían mi madre y mi padre.
Annem ve tüm bu dünya gibi.
Esto va por mi madre y, de hecho, todo el mundo, creería.
Annem!
¡ Esa es mi madre!
Ameliyat olursam annem ne olduğunu anlar.
Si me operáis, seguro que mi madre se enterará.
Annem nerede?
¿ Y mi madre?
Annem öyle bir şey yapmadı.
Mi madre no hizo tal cosa.
Annem düzgün gömülmeyi hak ediyor.
Mi madre merece un entierro apropiado.
Sonra annem öldüğü zaman askerden döndüğümde elini sıkmaya gittim ve saatini çıkardı. 40 yıldır taktığı emeklilik saatini.
Cuando mi madre murió tras el entierro, lo tomé de la mano y él sacó el reloj el que ganó tras retirarse luego de 40 años de trabajo.
Annem eskiden, yine böyle kahvaltıya bunu yapardı.
Mi madre solía hacerlos para desayunar justo así.
Annem haklıymış diyorum.
Digo que mi mamá tiene razón.
Böyle olmasını annem istedi.
Esto es todo lo que mi madre iba a permitir.
İlk "Playboy" okuyuşumda ben de aynısını anneme söylemiştim o zaman annem dinlememişti şimdi de ben.
Bueno, eso es lo que le dije a mi madre cuando miré a mi primer "Playboy". Pero no sucedió entonces, y eso no va a suceder ahora.
Ben daha bebekken annem babamı terk etmiş.
Y mi madre nos dejó a mi padre y a mí cuando era un bebé.
Annem hapiste.
Mi mamá está en la cárcel.
- Annem de gelecek mi?
- Pronto, cariño. - ¿ Va a venir mamá?
Sorun şu ki annem sürekli konuyu dağıtan insanlardan biridir.
Es sólo que mi mamá es una de esas personas que constantemente divaga.
Annem tüm gün asgari ücretle çalışıyor, geceleri ders alıyor ve yaşayacak bir yer için sahibinin yokluğunda ev bakıcılığı yapmaya bel bağlıyor.
Mi mamá trabaja todo el día por un salario mínimo, toma clases de noche, Y depende de cuidar una casa para tener un lugar donde vivir.
Yalnız annem benimle arasına daha fazla mesafe koyma riskine girmek istemediğini söyledi.
- Si Excepto que mi mamá dice que no quiere arriesgarse a poner más distancia entre nosotros.
Evet ama ya annem bir sabah uyanır ve bu küçük kızla çekip gitmek istediğine karar verirse? O zaman Jim ve Linda, peşlerinden gitmek için gereken velayet haklarına da sahip olmayacak.
Sí, excepto que ¿ Sí mi mamá se despierta una mañana y decide que quiere irse con la pequeña y entonces, Jim y Linda no tienen la patria protestad que necesitan para ir tras ellas?
- Onu annem ve komşumuzla bıraktım.
Lo he dejado con mi madre y nuestra vecina. No s...
Annem muhtemelen Meksikalı bir göçmen tarafından kaçırılmış...
Mi mamá probablemente fue secuestrado por un inmigrante mexi...
Annem beni bulur. - Ya.
Mi mamá me encontrará
Doğru diyor, annem bunları kesinlikle kimselere vermeyin demişti.
Es verdad, mi madre dice que nunca se lo demos a nadie.
Annem bunu defalarca söylemişti.
Mi madre me lo ha dicho muchas veces.
Annem benim için yaptı.
Me lo ha hecho mi madre.
Nasıl desem ki babam üzerime titrese de annem sürekli beni azarlayıp durur.
Mi padre me aprecia, pero mi madre era dura conmigo.
Annem bana ; eğer güçlü olursam eve geri döneceğimi söylemişti.
Mi madre me dijo que si me mantenía fuerte, volvería a casa.
Annem, bu doğru olsaydı, böylesine fakir olmadık, dedi.
Mi madre dijo que si fuera cierto, no seríamos tan pobres.
Annem de öyle öldü...
- Mi madre...
Endişelenmiyorum çünkü diğer annem benim yerime endişeleniyor.
- La que se preocupa es mi madre.
Dün gece annem öldü.
Mi madre murió anoche.
Annem arıyor.
Pero solo es mi madre.
Annem öldüğünde sonra da babam hiçbir şeyim kalmamıştı.
Cuando murió mi madre... y luego mi padre... Me quedé sin nada.
Annem arıyor.
( teléfono sonando ) Oh, es mi madre.
Hem annem, hem de gelinimsin.
Mi madre y mi novia.
Başından sonuna kadar, annem sürekli şöyle deyip durdu :
Mientras tanto, mi madre seguía diciendo :
"Annem öldü, babam da bizimle gelse olur mu?"
"Mi madre ha muerto, ¿ te importa que venga mi padre?".
Annem seninle konuşmak istiyor.
Mi madre quiere hablar contigo.
Annem hastalandı ben de kendimi beslemek zorunda kaldım.
Mi madre se fue a la cama, así que, me las tengo que arreglar para cenar.
Annem.
Es mi madre.
Bana ne yapacağımı söyleme ; annem değilsin sen.
No me digas lo que hacer, no eres mi madre.