Aynı anda translate Spanish
6,136 parallel translation
Artık aynı anda hem okyanusa bakıp hem de porno izleyebilirsin.
Ahora puedes contemplar el océano y mirar porno al mismo tiempo.
Aynı anda iki şeye sahip olamazsın dedin ama -
Dijiste que no podía tener ambas cosas, pero...
Aynı anda 16 kanal dinlemek gibi.
Es como escuchar 16 canales al mismo tiempo.
... partiküllerin aynı anda çok uzak mesafelerdeki iki yerde birden olabilen yoğun miktarda fotonsal yeğinlik vakalarıyla karşılaştık.
... hemos encontrando incidentes de intensidad de fotones tan grandes que las partículas pueden existir simultáneamente en dos espacios a grandes distancias.
Ama aynı zamanda ve aynı anda iki yerde olabilen bir şey için...
Pero para que algo esté en dos lugares al mismo tiempo...
Hepsi aynı anda aynı yere mi düştü oyun oynar gibi?
Solo sucedió que todos estaban en el mismo lugar... al mismo tiempo, ¿ algo así como una búsqueda del tesoro enfermiza?
Hiç aynı anda aynı yerde bulunmadık.
Nunca estamos juntos en el mismo lugar.
İlk defa aynı anda ikimiz de yalnızız.
Los dos solteros por primera vez al mismo tiempo.
İki kızla aynı anda seks yapmış kadar iyiyim.
Me siento estupendo.
Anlaşılan ikisini de aynı anda yapabiliyormuşum.
Resulta que puedo hacer las dos cosas al mismo tiempo.
- Aynı anda iki güç.
Dos poderes a la vez.
Ve kendini itiyorsun ve aynı anda her şey orada.
Y estás saliendo y hay un montón de cosas al mismo tiempo.
Sayısız olayın aynı anda gerçekleşmesi gibi mi?
Como si una cantidad infinita de cosas fueran posibles.
Hayır ama herkesi de aynı anda bulamıyoruz. Ama dediğim gibi, tekrar geleceğiz.
No, no están todos en casa cuando llamamos, pero como dije, volveremos.
Birçok şeyle aynı anda ilgilenmeye çalıştığın için dikkatin dağıldıysa...
Estaba muy distraída, ocupándose de otras cosas...
Aynı anda iki Mottershead.
Oh, dos Mottersheads a la vez.
Dört topla birlikte aynı anda birden fazla gemiye ateş edebilen döner bir yapı. İsabet hassasiyetini sağlamak için dürbün kullanılacak.
Habilitada con tus cuatro cañones, una base giratoria que le permitiría dispararle a diferentes barcos en poco tiempo y un catalejo para asegurar la precisión.
Aynı anda birçok işi yapmak aile geleneğimizdir.
Vengo de una larga saga de pluriempleados.
Aynı anda iki takım savaşacak.
Dos equipos se enfrentarán de forma simultánea.
Herkes telekinezisini aynı anda yapsın.
Todos le atacáis a la vez.
Buradan ve şuradan saldıracağız, aynı anda.
Atacamos aquí y aquí. Simultáneamente.
Birçok sebep yüzünden karmaşık ama bu sebeplerden biri Pruit stüdyoda ikisini de aynı anda istiyor.
Bueno, es complicado por muchas razones, pero una de ellas es que Pruit quiere que los dos estén en el estudio.
Duyduğumuza göre çoğu erkeğin fantezisi aynı anda iki kızla birlikte olmakmış.
Y hemos escuchado que es la fantasía de muchos hombres acostarse con dos mujeres al mismo tiempo.
Ama, Bayan Mars, aynı anda insanların oturma odasında gösterildiğinizi düşünün.
Pero, Srta. Mars, imagínese en los salones de todo el mundo exactamente en el mismo momento.
Birçok kişi aynı anda hem sarışın hem de esmer eşe sahip olma şansı bulamaz.
No muchos hombres pueden presumir por una esposa rubia y una morena.
Bu telekonferans bu kadar çok konuşmayı aynı anda kaldıramıyor.
El sistema de teleconferencia no puede manejar tantas conversaciones cruzadas.
Onu biliyorum. İkimiz de aynı anda konuştuk, onu ne yapacağız?
Sí, lo sé, pero los dos hablamos al mismo tiempo. ¿ Ahora qué?
Aslında hangi bölümü çektiğimizi bilmiyorum çünkü tüm diziyi belli bir düzen olmadan aynı anda çekiyoruz. O yüzden nerede olduğumuzu hiç bilmiyorum.
No sé cuál es... porque están grabando toda la serie sin ningún orden... así que nunca sé dónde estoy.
Muhtemelen 3 ülke ile aynı anda telefonda iş bağlamaya çalışıyordur.
Probablemente en el teléfono, con tres países a la vez. Tomando ventaja de ellos.
Ayrıca kararımı hepinize aynı anda söylemek istedim.
Además, quería contarles mi decisión a todas ustedes juntas.
Ayrıca aynı anda gerçekliğin 15 farklı seviyesini çatlatabiliyorlar.
Y fracturar 15 niveles diferentes de realidad simultáneamente.
Bu, aynı anda başka bir şeyi de düşünebileceğin anlamına gelecek.
Eso significa que puedes pensar en otra cosa de vez en cuando.
Yani, seks daveti meselesiyle sorunum yok, ama aynı anda da başkanın eşi olmak istiyorum.
Quiero decir, de momento estoy bien con el estado de consuelo sexual, pero en algún momento querré ser la primera dama, ¿ sabes?
Dediğin iki şey aynı anda oldu.
Las dos cosas pasaron simultáneamente.
Aynı anda yaptığınız tek şeyin o olduğuna eminim. Hafta sonu aileme gidecek olmam çok kötü oldu.
Bueno, seguro que era lo único que habéis hecho simultáneamente.
Aynı anda hem onu izleyip hem de tüttürüyomuş bu galiba.
Creo que la ha estado viendo y fumando hierba al mismo tiempo.
Türümüze yeni bir bakış açısı getiren teknolojik zaferlerden ya da hepimizin aynı anda aynı şeyi yapmış olmamızdan daha harika ne olabilir bilemiyorum.
No sé qué fue más milagroso... la hazaña tecnológica que ha puesto a nuestra especie ante una nueva perspectiva o el hecho de que todos estuviéramos haciendo lo mismo al mismo tiempo.
İki şeyi aynı anda idare etmiş ya...
Llevando dos... usted sabe.
Ruslar da aynı anda saldırıyı kesti, ölmemizi istiyorlar.
Los Rusos han detenido su ofensiva y ahora están a la espera de que muramos.
- Sanki aynı anda Alzheimer'ı, Parkinson'ı ve Huntington'ı varmış gibi.
- Es como si sufriera Alzheimer, Parkinson y Huntington todo al mismo tiempo.
Aynı anda hem savaşıp hem de Borz'u taşıyamayız ve onu burada bırakmıyorum.
No podemos luchar contra nuestra manera de salir y llevar Borz al mismo, y no lo voy a dejar aquí.
Daha sonra müşterimle geri satın alıp, kısa pozisyonunuzu aynı anda kapatacaksınız.
Entonces usted y mi cliente podrán volverlas a comprar a partir de las liberadas previamente.
Devasa bir duvarda tek başına olmak, seni ait olduğun yere oturtuyor ama aynı anda, daha büyük bir şeyin parçası olduğunu da hissediyorsun.
Estar solo en una pared te hace más modesto pero también te sientes parte de algo más grande ;
Ben hasta olduğumda da yanımda olmuştur, ve kötü hissettiğimde de desteklemiştir, onun aynı anda hasta olduğu bir kaç kez hariç.
También ha estado ahí cuando estaba enferma, y comprensivo cuando estaba deprimida, excepto cuando estábamos enfermas al mismo tiempo.
İki hissi aynı anda yaşıyorsun.
Son como dos emociones al mismo tiempo.
Maskeyi aynı anda sadece bir seyyah kullanabilir, kaldı ki kızın hiç tecrübesi de yok, geri dönmek için maskeyi nasıl kullanacağı hakkında bir fikri de olmayacaktır.
Solo un viajero puede usarla a la vez, y como no tiene experiencia no sabrá cómo usarla para regresar.
Mabel, herşey aynı anda hem nasıl muhteşem hem de nasıl berbat olabilir ki?
Mabel, ¿ Cómo es que todo puede ser tan increíble y tan terrible al mismo tiempo?
Şu anda, dünyanın geri kalanına göre bu aynı şey.
Bueno, ahora mismo, para el resto del mundo, es exactamente lo mismo.
Aynı Fame'deki sahne gibiydi ve bir anda beni öptü.
Fue como esa escena en Fama, y ella... me besó.
Şu anda bana karşı hissettiğin kin hayatım boyunca halkın için hissettiklerimle aynı şey.
El odio que sientes por mí ahora mismo... solo es comparable con el que he sentido yo por tu gente... toda mi vida.
Waynelerin öldürülmesiyle birlikte onlar aynı anne ve baba ayı gibiydiler, düzeni sağlıyorlardı ve şu anda Gotham, düzensiz bir anarşi uçurumunun eşiğindedir.
Con el asesinato de los Wayne, ellos eran como mamá y papá oso, que mantenían todo junto, y ahora Gotham está en peligro de caer a un abismo de anarquía enteramente caótica.