Aynı şekilde translate Spanish
5,475 parallel translation
Aynı şekilde Burty Burt.
Bueno, igualmente, Burty Burt.
Eğer adam kurt ve kuzuyu yalnız bırakırsa kurt, kuzuyu yiyecek. Aynı şekilde kuzu ve ot da öyle.
Si el hombre deja al zorro y al conejo solos, el zorro va a comerse al conejo, y lo mismo pasa con el conejo y el repollo.
Bana göre dinozoru kim öldürdüyse, en azından dokuz kurbanı daha vardı. Her biri de aynı şekilde can verdi.
Pienso que quien mató al dinosaurio tiene al menos otras nueve victimas... todas ellas perecieron de la misma increíble forma.
- Seni dost olarak görüyor. - Ben de aynı şekilde düşünüyorum.
- Te considera un amigo.
Aynı şekilde, uzay gemisinin ne kadar zaman önce fırlatıldığını da söyleyebilirler.
También podrán saber hace cuánto tiempo fue enviada la nave.
- Hepsini sildim ve eklenme yerini de kapattım. Yani bunu ona kim yaptıysa bir daha aynı şekilde ulaşamayacak.
- Los he eliminado y he cerrado el puerto de inserción para el que hiciera esto ya no sea capaz de volverlo a hacer.
Ben de seninle aynı şekilde hissediyorum.
Siento lo mismo que usted.
Biz cornhusk izleri bulundu vücudunda, onlar vardı aynı şekilde.
Encontramos rastros de hojas de maíz en su cuerpo, del mismo modo que en los otros.
David, Vegas iki kadın - tesadüf olamaz aynı şekilde zehirledi.
David, dos mujeres de Las Vegas envenenadas del mismo modo - No puede ser una coincidencia.
18 günde yedinci kurban. Diğerleriyle aynı şekilde bulundu.
La séptima víctima en 18 días.
Ejderhalarınız birbirinize duyduğunuz düşmanlığı benimseyerek aynı şekilde davranmaya başladılar.
Vuestros dragones han hecho suyo vuestro desprecio mutuo, y ahora se comportan del mismo modo.
Altı ay önce Yashoda ablam da aynı şekilde kaybolmuştu.
Hace seis meses, incluso Yashoda Didi desapareció de la misma manera.
Sanki her şeyi mahvediyormuşum gibi. Onları da aynı şekilde.
Como que estoy fastidiando todo y fastidiándolos a ellos.
İki kardeşimi de aynı şekilde seviyorum.
Amo a mis dos hermanas por igual.
İçinde hala o büyük boşluk var ve buna hazır olup olmadığına bağlı olmaksızın aynı şekilde acıtıyor.
Todavía tienes el agujero dentro de ti y duele lo mismo sin importar lo preparada que estás o no.
Aynı şekilde olduğunu söylemem.
No puedo decir lo mismo.
Ben de aynı şekilde hissettim.
Sentía lo mismo.
Sen ilerledin, ben de aynı şekilde.
Tienes tu proceso, y yo tengo el mío.
Neyse, duyduğuma göre Balsille de aynı şekilde başlamış.
Bueno, como llegó a mis oídos... empezó de la misma forma para Balsille.
Theo'nun bağlantısını içimizden biri de aynı şekilde kesebilirdi.
Cualquiera de nosotros podría haber hecho lo mismo para desconectar a Théo.
Muhalefete ve kendi parti üyelerine aynı şekilde davranıyorlar. Hiç takım ruhu yok, Anvita.
Y hay tanta división dentro el partido ocupa tratan La oposición y los propios miembros de su partido como el mismo.
Ve bence bu hiç sorun olmayacak çünkü bence o da aynı şekilde erkekleri bırakacağım demiştir.
¿ Pero sabéis qué? No creo que vaya a ser un problema porque estoy bastante segura de que ella pasa de los hombres.
Son kurban da aynı şekilde ölmüş.
La última víctima tiene el mismo modus operandi.
Sevgilimin hayat seçimlerim konusunda beni üzmesiyle aynı şekilde.
De la misma forma que mi novio me hace sentir horrible por mis elecciones.
Babama VHS yerine Betamax aldırdığımda da aynı şekilde hissetmiştim.
Sentí lo mismo cuando hice a mi papá comprar un Betamax en vez de un VHS.
Aynı şekilde doktoru da.
Me he encargado de que el médico también.
Gey adamlar da aynı şekilde.
Los gays son exactamente iguales.
Orada tanıştığım insanların çoğu çalışkan ve mütevaziydi. Söylemeliyim ki kiminle konuşsam aynı şekilde karşılanıyordum.
La mayoría de la gente que conocí allí era muy trabajadora y humilde, y les digo que cada vez que hablaba con alguien, siempre me saludaba del mismo modo.
Joe gibi vampirler savaşın ortasında olmanın nasıl olduğunu bilirler. Aynı şekilde oturup beklemenin de.
Los vampiros como Joe, ellos saben lo que se siente estar en la batalla y cómo es mantenerse al margen.
Tamamen aynı şekilde olmuştu.
Exactamente la misma jugada.
Sadie'nin bu sert laflarına aynı şekilde karşılık vermek istedim ama bundan daha çok bir danışman olarak başarılı olmak istiyorum.
Quería responder al desagradable comentario de Sadie. pero quería tener éxito como mentora aún más, y eso significó abrazar al ejercicio... y al enemigo.
Tebrikler, aynı şekilde.
Sí, felicitaciones. Lo mismo.
Belki baban da aynı şekilde hissediyordur, DiNozzo.
Bueno, quizá él se sienta igual, DiNozzo.
Siz de aynı şekilde.
Y lo mismo digo de usted.
- Seninle de aynı şekilde.
- Encantado de conocerte también.
Albay Marsh'ı öldürdüğüm için pişmanım aynı şekilde seni ve oğlumu da göz ardı ettim. Şimdi hepimiz birlikte Rayetso'nun önünde diz çöktüğümüze göre hep beraber yolumuzda ilerlemeliyiz. Bir aile olarak.
Me arrepiento de matar al coronel Marsh, pero tú y nuestro hijo han portado mal, así, y ahora que todos hemos sido humillado antes Rayetso, todo lo que podemos avanzar, juntos, como una familia.
Ama aynı şekilde cüzdanı dururken sadece silahın çalınması da tuhaf.
Y sería extraño que alguien robe su arma pero deje su billetera.
İnsanlar herhângi bir hareketi aynı şekilde ikinci bir kez yapamazlar.
Los humanos jamás podrán reproducir los movimientos a la perfección.
Aynı şekilde Sayborg'lar için üretilen yiyecek çeşidi de hızla artmakta.
Muchos alimentos son desarrollados para cubrir las necesidades de los cyborgs.
Kirpilerin çiftleşmesiyle aynı şekilde galiba. Dikkatlice.
Creo que de la misma forma en que los puercoespines hacen el amor con mucho cuidado.
Anlaşılan "Salı" ve "Perşembe" dudak okumada aynı şekilde görünüyor.
Sí, martes y jueves parecen iguales desde... el punto de vista de la lectura de labios.
Onu kocam olmasını ve onun da bana aynı şekilde açılmasını istiyorum
Quiero que sea mi marido y quiero que se abra a mí en el mismo sentido también.
New York'a geldiğimden beri aynı şekilde hissediyorum.
Me he sentido así desde que llegué a Nueva York.
Bunu yapmak istemiyorum çünkü ya o ya o benimle aynı şekilde hissetmiyorsa?
No quiero hacerlo porque entonces... ¿ Y si ella no siente lo mismo que yo?
Neyse, kurtulmamız için dikkatlerini aynı şekilde dağıtmamızı istiyor.
Quiere que nos salvemos utilizando una distracción similar.
Teşekkürler ama aynı evimdeki gibi... ofisimde de katı bir şekilde "polis sohbeti yok" prensibi var.
Gracias, pero igual que en casa, mi despacho tiene una política estricta de "no hablar de temas policiales".
Her şekilde sana karşı hala aynı hisleri taşıyorum.
Todavía siento lo mismo por ti en cada momento.
Hepimizin anlaşıp, aynı kararı vererek, en doğru şekilde vedamızı edebiliriz.
De verdad que me gustaría que todos estuviéramos de acuerdo para que podamos despedirnos como es debido.
Ve tuhaf bir şekilde, tüm çabalarına rağmen aynı hatayı kocan da yapıyor.
Y ahora, irónicamente, a pesar de todos tus esfuerzos, también lo es la de tu marido.
Luois'nin gümüşleri bir şekilde güç ile doldurulmuş böylece onu ve sarayını aynı zaman sürekliliğinde tutmuş.
Y la cubertería de Luis XIV de alguna manera obtuvo el poder de mantenerle a él y a su corte en el mismo continuo espacio-tiempo.
Kısır bir dünyada garip bir şekilde aynı aşıyı olmuş iki doğurgan insan. Evet, öyle.
Piénsalo James.