Aynı yerde translate Spanish
2,179 parallel translation
Sanki artık aynı anda aynı yerde olmuyorsunuz gibi hissediyorum.
Me da la impresión de que ya nunca estáis en el mismo lugar al mismo tiempo.
Karen Jones ve Jillian Rose aynı yerde yaşıyorlar, aynı odayı paylaşıyorlar aynı dakikalarda aynı şekilde ölmüşler.
Karen Jones y Jillian Rose, amigas del mismo pueblo, compartiendo una habitación, asesinadas de forma similar más o menos a la misma hora.
Körelmiş ehillik duygusu ve tamamen körelmiş empati yeteneğinin arkasında, boş kafanın vermiş olduğu konsantrasyon mazur görülemeyecek kadar gurur aynı yerde kıpırdamadan durmak ve hayvanat bahçesindeki filler gibi altını ıslatmak için gereken katıksız gönüllülük.
Aparte de una ciega necesidad de encumbramiento y la falta completa de empatía humana, pero tiene la cabeza vacía de concentración la arrogancia injustificable y la voluntad pura de estar en un sitio y mearse encima como un elefante de zoo.
Hayatları aynı yerde sona ermiş.
Y al final han acabado aquí todos juntos.
Her ikisi de aynı yerde başlıyor burada.
Ambos originarios de la misma vecindad general... Aquí.
Hep aynı yerde park hâlinde. Adam evden hiç çıkmıyordu herhâlde.
Siempre estaba ahí, creo que nunca salía de casa.
Bir adamı aynı yerde kalmaya, lüks arabasını satıp evini büyütmeye zorlayan nedir?
¿ Qué obliga a un hombre a establecerse en un sitio disminuir la categoría de su auto e incrementar la de su casa?
Herkesi aynı yerde toplamak mümkün değil gibiydi.
Y no parecía haber manera de reunirnos todos en el mismo lugar.
Konuşmuyor olabiliriz ama beraber aynı yerde durmak iyi bir başlangıç.
Así que, puede que no nos hablemos, pero estar juntas por la misma zona, eso es un buen comienzo.
Birincisiyle 5 kişinin kaldığı bir odada birlikte oldum ve beni aynı yerde terk edip gitti.
En la habitación en la que dormía con él la misma que compartíamos con 5 personas y la misma en la que rompió conmigo.
- Casey kardeşimle aynı yerde çalışıyor.
John Casey trabaja con mi hermano.
Aynı yerde kardeş olmaya yemin ettik biz.
Nosotros 5 juramos ser hermanos en este mismo lugar.
Quinn'in elindeki yara izi de Dawson'la aynı şekle sahip ve tam aynı yerde.
La cicatriz de la mano de Quinn tiene la misma forma y está en el mismo lugar de la de Dawson. No es sólo una cicatriz.
Aynı yerde buluşalım.
Nos veremos en el mismo sitio.
Beni lisede sevmeyen insanlarla aynı yerde bulunmak rahatsızlık veriyor.
Me siento incómoda con aquellos a los que les caía mal en bachillerato.
Bıçak yaraları genellikle aynı yerde olurlar.
Normalmente, las cuchilladas están en una sola área.
- Tamam, aynı yerde, aynı saatte.
- El mismo lugar de la otra vez.
Evlenen heteroseksüeller ülke, eşcinsel evliliklerini yasa dışı sayarken soykırımı kabul etmeyenlere aynı yerde benim için.
Vale, cualquier persona hetero puede casarse, mientras el país todavía considera ilegal el matrimonio gay. Es básicamente un negador del holocausto.
Bak, onu seviyorum, ama aynı yerde çalışıyoruz ve ona senden çok bahsettim.
Mira, ella me gusta, pero simplemente trabajamos juntos, y yo le hablo mucho de ti.
İkisinin de aynı yerde öldürüldüğünü varsayıyorsun.
Supones que mataron a las dos en el mismo sitio.
Köylüler ve sillum aynı yerde olursa, hepsini birden korumak kolay olur.
Pero, es más fácil proteger a los aldeanos y al sillum...
Eğer aynı yerde olduysa baba ve kızı nasıl hedef alacağını bulmuş olmalı.
Si él fue procesado en el mismo lugar, entonces él sabría cómo ubicar a los padres e hijas.
Aynı yerde yaşayan birini tanıyorum.
Conozco a alguien que vive en el mismo sitio.
Çekim gücü daha zayıftır, ve Güneş sisteminde bizimle aynı yerde olsaydı, atmosferini üzerinde tutmayı başaramazdı.
Tiene más débil la gravedad, y si estuviera en la misma región que nosotros en el sistema solar, no sería capaz de retener su atmósfera.
Onun Nick ve Sam ile aynı yerde olduklarını kanıtlayacak başka bir şeyler lazım.
Necesitamos algo más que le sitúe en el callejón con Nick y Sam.
- İkimiz de anahtarımızı aynı yerde saklıyormuşuz.
Ambas tenemos escondida la llave en el mismo lugar.
Demek istediğim, eğer aynı anda, aynı yerde, aynı taksiye biniyorsak biz ne yapabiliriz ki?
Digo, ¿ pudimos evitarlo si estamos en el mismo lugar al mismo tiempo... -... parando al mismo taxi?
İkisini aynı yerde bulabileceğimiz kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Nunca pensé en encontrar juntos a ese par.
İki tane benzer adam aynı yerde...
Dos hombres idénticos en el mismo lugar...
Polis gelip bir ya da ikisini tutukladı ama, yarım saat sonra aynı yerde, başka bir satıcı vardı.
La policía aparece, detiene a uno o dos traficante, pero media hora más tarde, hay otro distribuidor en el mismo lugar.
Silahlı saldırganın kim olduğunu... nerede olduğunu öğrenene kadar herkes aynı yerde kalacak.
Hasta que no sepamos quién disparó, y dónde está, todo el mundo se queda en el mismo sitio.
Aynı yerde.
En el mismo sitio...
Kafama ödül koydular, bu yüzden aynı yerde uzun süre kalamıyorum.
Hay una recompensa por mi cabeza, y no me puedo quedar en un sitio, demasiado tiempo
Marley'nin fotoğrafları farklı zamanlarda ve yerlerde çekilmiş. Wesley'nin fotoğrafları aynı yerde çekilmiş.
Ahora las fotografías de Marley... están todas tomadas a diferentes horas y en diferentes lugares.
Solucan deliklerini keşfettiğimizde uzayı keşfetmemizde belli mesafeleri aşmamızı sağlayacak ve aynı yerde yanı teknolojiye sahip birbirine benzeyen iki medeniyet arasında irtibat sağlayabileceğiz.
Si terminas descubriendo que puedes hacer agujeros de gusano, eso incrementa el rango de lo que puedes explorar en el espacio e incrementa la probabilidad de tener a dos civilizaciones al mismo tiempo con la tecnología correcta para comunicarse entre sí.
Ayrıca aynı yerde uzun süre kalmıyor.
Y nunca permanece durante mucho tiempo en el mismo sitio.
Kruger dünyanın en büyük bin tane ticaret lideriyle aynı yerde olacaktır.
Kruger va a estar allí con un millar de lideres de las mayores empresas del mundo en un solo sitio.
Aynı yerde Dhara dondurma arabası çaldı.
El mismo lugar donde Dhara robó el camión de los helados.
Kentucky'ye yolladığım ortağım Hunter'ı ve Meksika sınırında da iki adamımı ve hatta şu anda olduğumuz yerden pek uzakta olmayan başka bir yerde Tommy Bucks adındaki iş arkadaşımı bütün bu kişileri aynı Federal Şerif vurdu.
Perdí a Hunter, otro socio que envié a Kentucky y dos hombres en la frontera, todos en manos de un Marshal que mató a un socio mío llamado Tommy Bucks no muy lejos de donde estoy parado ahora mismo.
Şişme, evrenin sıcaklığın her yerde aynı olmasına imkan verecek biçimde küçük başladığını söyler.
La inflación dice que el universo comenzó pequeño permitiendo que la temperatura fuera la misma en todas partes.
- Aynı yerde de harcıyorlarmış.
Y lo gastaban en el mismo lugar.
Odan hala aynı yerde mi? Evet.
¿ Tu cuarto, en el mismo lugar?
- Gates bu şekilde aynı anda iki yerde bulunabildi.
Así puede estar en dos sitios a la vez.
Odası hizmetli kısmında, bir adam aynı anda iki yerde birden olamaz.
Eso es abajo en las dependencias del servicio. Un hombre no puede estar en dos lugares al mismo tiempo, Murdoch.
İki saate, aynı yerde.
Llámame si no puedes.
Hepininizin aynı anda üstüne gelmeyeceğinize dair ona söz verdim o yüzden olduğunuz yerde kalın.
Ella me ha hecho prometer que nunca dejaría que fueráis a por ella, así que sólo quedate donde estás.
- Benim geldiğim yerde yüklü olan adamlarla aynı arabaya binmezsin.
- El problema es que, de donde vengo uno no se sube a un auto con un montón de tipos armados.
Aynı anda, altı yerde birden nasıl olabilirdi ki?
¿ Cómo pudo estar en seis lugares al mismo tiempo?
Aynı anda birden fazla yerde bulunamıyorsan, hayır.
Sólo que estés en varios lugares al mismo tiempo.
Anlamadığım tek şey aynı anda iki yerde nasıl olduğu.
La única cosa que no puedo descubrir es cómo estabas en dos sitios al mismo tiempo.
Bu enflasyon sürecinin önemli bir özelliği enflasyon durduğunda her yerde aynı anda durmadığıdır.
Una característica importante de este proceso de inflación es que cuando la inflación para, no se para igual por todos los sitios al mismo tiempo.
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
yerde kal 46
yerde kalın 17
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
aynı adam 26
aynı değil 21
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynı şey değil 103
aynı gün 23
aynı saatte 29
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16
aynı değil 21
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynı şey değil 103
aynı gün 23
aynı saatte 29
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16