Başkaları translate Spanish
14,052 parallel translation
Ben de başkaları için daha fazla çaba gösterebilirim tabii.
Yo no... Supongo que podría esforzarme más con la gente.
Başkaları da olabilir.
Habrá otros.
Eninde sonunda başkalarıyla çıkacağımı düşünmüştüm ama çok hızlı oldu.
Supuse que en algún momento saldría con otras personas pero esto está pasando muy rápido.
Kendimi iyileştirebiliyorum. Niye başkalarını iyileştiremiyorum?
Puedo curarme a mí mismo. ¿ Por qué no puedo curar a otros?
Artık başkalarının sırlarını kimseye... söylemediğin için mutluyum.
Me alegra que hayas decidido dejar de contar los secretos de los demás.
Başkalarını ezip geçmeden zirveye yerleşemezsiniz. Bunu anlıyorum.
No llegó hasta arriba sin pisar a alguien en el camino, y lo entiendo.
Siz gidip başkalarına yardım edin.
Vaya a ayudar a otra persona.
Başkaları görmezden gelebilirdi. Yahut sadece resepsiyonu arayabilirdi.
Otros podrían haberlo ignorado... o simplemente llamado a recepción.
Başkaları bilmiyor olabilir ama ben her şeyi biliyorum.
Nadie más podría saberlo, pero yo lo sé todo.
- Başkalarını rahatsız etmiyordun.
No te metías en los asuntos de la gente.
Başkalarına söyleyip söylememek senin kararın olmalı. Benim değil.
Bueno, siento que si tú se lo quieres decir a la gente, es tu decisión, no mía.
Neden hayatımızla ilgili vermemiz gereken en önemli kararlarda başkalarına güvenmemiz gerektiğini merak ettin mi hiç?
¿ Alguna vez te preguntaste por qué la gente confía en nosotros... para decidir, por ejemplo... las cuestiones más importantes de sus vidas?
Ya da en azından öğrencilerin ağızlarını mühürle de başkaları öğrenmesin.
O al menos sellar los labios de los alumnos para que los otros no se enteren.
Başkalarıyla görüşmemiz gerektiğini mi söylüyorsun?
¿ Entonces estás diciendo que deberíamos ver otras personas?
Birbirimizle görüşmek, başkalarıyla görüşmek ve kesinlikle her pazar beraber futbol izlemek istiyorum.
Solo quiero que sigamos saliendo, veamos otras personas, y definitivamente ver juntos el futbol cada domingo.
Daha önce seni başkalarının acısını hissederken gördüm.
Te he visto absorber el dolor de otros.
Birçoğu için artık çok geç olsa da, bu kahraman yürekler son aylarını başkaları aynı acıyı çekmesin diye yapılan çalışmalara adadılar.
Ahora, es muy tarde para muchos de ellos, pero estas almas valientes han dedicado sus últimos meses en asegurarse que otros no sufrirán como ellos lo hicieron.
Çalışırken bana dokunamazsın. Başkalarının önünde olmaz. Berabermişiz gibi davranamazsın.
No puedes tocarme en el trabajo, no delante de las personas, como si estuviéramos juntos o algo.
Ve bana saldırdıkları gibi başkalarına da saldırılmaması için gazeteyi teftiş edeceğim.
Y estaré revisando tu periódico para asegurarme de que nadie vuelva a ser atacado como lo han hecho conmigo.
Başkalarının hayata tutunmalarına yardım eden adam olacağım.
"Voy a ser quien ayude a los demás a levantarse tras la caída"
Ben de başkalarının hislerini fark ettiğin için çok sevindim.
Y estoy encantado de que usted está notando sentimientos de otras personas.
Zayıf yumruklarını güçlendirme ya da başkalarının karısına ilanı aşk etme pratikleri mi yapıyorsun?
¿ Practicando tus débiles golpes, declarando tu amor por las mujeres de los demás?
Çalıştığım insanlar, başkalarıyla çalışmaz ama kaynakları var.
La gente con la que estoy, no juega bien en equipo, pero tienen recursos.
Dana, başkalarının hayatı için savaşırken muhteşem şeyler yaptığını gördüm. O yüzden kenara çekilip kendine yaptıklarını izleyemem.
Mira, Dana, cuando estás luchando por la vida de otra persona, te he visto hacer cosas increíbles, por eso no puedo quedarme parada viéndote hacer esto.
Annem başkalarına yardım ettiğin için gelemediğini söyledi.
Mamá dijo que no podía venir esta noche Cecause estabas ayudando a la gente.
İnsanlar her zaman başkalarıyla ilgilenme konusunda iyi olduğumu söylerler.
Quiero decir, la gente siempre ha dicho Que soy tan bueno para el cuidado de personas.
Bence başkalarının da senin için güzel bir şey yapma vakti geldi.
Creo que es hora de que alguien hizo algo bueno por ti.
Herhangi bir ebeveynimden asla onay görmediğim için sürekli başkalarından onay görmeye çabalıyorum.
Debido a que la falta de cualquier validación de los padres, Yo siempre busco validación externa de los demás.
Benim başkalarıyla görüşmem konusunda soruların var.
Tenías preguntas sobre si salía con otros.
Belki de bunu ona başkaları yaptırtmıştır.
Quizás alguien la convenció.
Bu, kamuya açık alanda başkaları tarafından duyulması ihtimaine karşı bilinçli olduğunun göstergesi.
Demuestra que era consciente de que estaba en un lugar público donde la podrían escuchar.
Kendi duygularını ifade etmen ve başkalarının da ifade etmesine izin vermen için yeni bir yol bulmam gerekiyordu!
Necesitaba una forma de que expresaras tus sentimientos y que permitas que los demás expresen los suyos.
Bu cehennemi başkalarının da yaşamasına engel olma düşüncesiyle hukuk fakültesine gittim.
Así que fui a la universidad de derecho pensando que sería capaz de parar este infierno de que le pasara a alguien más.
Mesela Suzy için bu başkalarının pipisini öpmeyi seven bir erkekle evlenip evlenmemek.
Así que, sí, para Suzy tal vez eso significa que ella tiene que decidir si quiere casarse con un tipo que está bien con besar otros chicos.
Ama fregat kuşları, başkalarının yardımıyla bu engelin üstünden geliyor.
Pero las fragatas superan este contratiempo con la ayuda de otro cazador.
# Ama insanlar başkalarının hakkını çaldığını söylüyor. #
Pero hizo trampa para subir, ¿ no? Se roba los créditos.
Melek Tarzı'mı gördükten sonra başkalarına anlatabilmek üzere yaşayan kimse olmadı.
Nadie ha visto mi Estilo Ángel y ha vivido para contarlo.
Ayrıca Senin de verimli ve yapmaya değer bulacağın bir şey biraz açılıp sadece kendin yerine başkalarıyla da paylaşmak.
Y algo que puedes encontrar que es eficiente y satisfactorio... es abrirse un poco y compartir con otra gente, en vez de solo contigo mismo.
Başkalarını da güldürmek isterdi.
Siempre quería hacer reír a los demás.
Çünkü bilindiği üzere, Steven Avery hapisteyken Gregory Allen başkalarına da saldırmıştı.
RESIDENTE DE BROWN AGREDIDA POR ALLEN EN 1995 Y había pasado por lo que hizo Gregory Allen mientras Steven Avery estaba en la cárcel.
Başkalarına bahsetmiş olabilirim ama hatırlamıyorum.
Tal vez se lo mencioné a otros, pero no lo recuerdo.
Ardından Doug Jones size, bu bilgiden başkaları da haberdar mı diye sormuş.
Luego dice que Doug Jones le preguntó si ese dato se conocía.
Günahlarını içinde saklamayı ve başkalarını suçlamayı seçti.
Eligió mantener sus pecados dentro y culpar a todos los demás.
Ömrüm boyunca iki yakam bir araya gelmedi ama başkalarının olana yan gözle bakmadım.
¡ Puedo haber sido pobre, pero nunca pensé en robarle a los demás!
Hepsi beni başkalarına yönlendirdi.
Todos me mandan con alguien distinto.
Belki bunları benim penceremden görüp anlayabilen başkaları da vardır.
Quizá alguien más pueda entenderlo.
Kadınların yaptığı gibi sırlarını, duygusallıklarını başkalarıyla paylaşmazlar.
No comparten sus sentimientos profundos... con los demás como las mujeres.
Bir şekilde hayatta kalan başkaları varsa buraya geliyor olabilirler.
Si otros sobrevivieron, también pueden venir aquí.
Çünkü bunun alternatifi, oturup senin başkalarına zarar vermeni izlemek.
Porque la puta alternativa fue sentarse alrededor observándote lastimar a alguien más.
Bu bölüm sadece ustalar için ama benim takdirimle başkaları da kullanabilir.
Esta sección es solo para maestros pero con mi permiso, otros pueden usarla.
- Başkaları var mı?
¿ Hay más?
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138