Başladı mı translate Spanish
27,122 parallel translation
Artık emekli olabileceğin fikri aklına yatmaya başladı mı?
Entonces, ¿ todavia no lo has asimilado? ¿ La posibilidad de poder jubilarte?
Neden? O zaman mı sponsor olmaya başladınız?
¿ Es cuando empezaron a financiarlo?
- Chris oyunculuğa ilk başladığında akşam 6'dan sonra yemek yemesine izin vermezmiş.
Cuando Chris comenzó a actuar, Ella no lo dejaba comer después de las 6 : 00 p.m.
Mükemmel olmayacak ama bir kere başladık mı diğer tarafa ulaşana kadar durmak istemiyorum.
No será perfecto, pero una vez que empecemos... no querré parar hasta el final.
Hissetmemeye başladım.
Estoy perdiendo la sensibilidad.
Küçük adam fırlıyor. Ameliyat olmak için fazla beklediğimi düşünmeye başladım. - Hayır!
Creo que he esperado demasiado para que me operen porque...
Tanıştığımızda öyleydi ama sonra çok önemsemeye başladın.
Sí, bueno, así era cuando nos conocimos, pero lo has hecho muy bien por tu cuenta.
Şu anda pişmanlık duymaya başladım.
Tipo de lamentando lo hizo en este momento.
Çok az yanmış ama, ayaklardan başladığımız için ayakkabıları ayağına takarsak kimse fark etmez.
Quedó un poco chamuscada, pero como entró primero por los pies nadie se dará cuenta con los zapatos puestos.
Evet! Senin için küçük bir taşınma günlüğüne başladım.
- En ese desfile en Newton.
Çok düşük şans varken bile doğru olanı yapmak mı? Bir kahraman gibi konuşmaya başladın.
Haces lo correcto incluso ante posibilidades remotas... estás empezando a verte como una heroína.
Ses çıkarmaya başladı ben de tamirciye götürmek zorunda kaldım.
Comenzó a hacer un ruido. Así que la llevé al taller.
Velayet konusunu görüşmeye başladığımızda... gerçek olan değil, durumun nasıl göründüğü daha önemli olacak.
Cuando se calienta el tema de la custodia se trata menos de la verdad que de la percepción.
Ama sanki... bu işe ilk başladığımız güne kıyasla... bir şeyler değişmiş gibi.
Pero siento que el paisaje ha cambiado un poco desde que empezamos con esto.
Sıkılmaya başladım.
Mi cartera empieza a resentirse.
Başkalarıyla görüşmeye başladım.
Que estoy viendo la gente.
Bu müdirelik işi artık canımı sıkmaya başladı.
Esto de ser gerente es un dolor de huevos.
- Başladım bile.
Hombre, Al, ¿ qué vamos a hacer?
Tamam, şimdi korkmaya başladım.
Vale, ahora me estás asustando.
Yeni almaya başladım. Yaptığı ise şu.
Empecé a tomarlo.
Fakat ilk başta ortağı için çalışmaya başladım.
Sí, pero empecé trabajando para su socio.
Cidden tadına varmaya başladım.
Estoy realmente conseguir un gusto por ella.
- Sly, kral asasına göz attın mı? - Ağırlığını hesaplamaya başladım bile.
Sly, que tienes ojos en el cetro?
İlk başladığımızda daha kolaydı.
Era más fácil cuando empezamos.
Aslında arabayla gelirken başladım.
En realidad empecé viniendo aquí.
Tekrar görüşmeye başladığımızı söyleyelim.
Dile que nos estamos viendo de nuevo.
- Resmen endişelenmeye başladım.
- Estoy oficialmente preocupada.
Başladığımız yere mi döneceğiz?
¿ De vuelta donde empezamos?
Polise gitmenin kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
Empiezo a pensar que es una mala idea ir a la policía.
Ve sonra kapına geldiğimizde sana işimden bahsetmeye başladım ama anahtarlarını aramakla meşguldün.
Y cuando por fin llegamos a tu puerta empecé a contarte de mi trabajo pero estabas distraída buscando tus llaves.
Önlem olarak onu takip etmeye başladım.
Empecé a seguirlo con precaución.
Ve şimdi, biz... Başladığımız yere geri döndük.
Y ahora, nosotras... regresamos a donde empezamos.
Birbirimize danışmanlık yaptığımızda, şüphelerinden bahsetmeye başladı.
Mientras nos consolábamos, empezó a compartir sus sospechas.
Sınavım 10 dakika önce başladı.
Mi prueba comenzó hace diez minutos.
Ali'nin başına gelenlerden sonra bizim şu çılgın... düzeni bozuk aile gibi olduğumuzu düşünmeye başladım ama ayaktayız.
Pero después de lo que le pasó a Ali, empecé a pensar que somos como una familia loca y disfuncional.
Onun dediklerini hiç inanmadım ama insanlar yeniden kaybolmaya başladı.
Realmente, nunca creí lo que decía, pero... ahora la gente está desapareciendo de nuevo.
Kendi amaçlarım için başladıysa bile seni önemsiyorum.
Y aunque sea nacido de mi propio interés, me preocupo... por ti.
Yanımdan ayrıldığında onu izlemeye başladım.
La estaba rastreando cuando se fue de mi lado.
Fikrini söyle. IBM bilgisayarıyla başladım ondan daha hızlı, yarı fiyatına ve daha hafif taşınabilir bilgisayar yaptım.
Di lo que quieras sobre ello, pero comencé con una PC IBM e hice algo que era el doble de rápido por la mitad del precio y que pesaba menos de 2,5 kilos.
Bunu ben de merak etmeye başladım.
Empiezo a preguntarme lo mismo.
O öldükten sonra ben kullanmaya başladım.
Comencé a usarlo cuando murió.
Evet, belki bir zamanlar, ama şimdi Rusya'nın bana sunduklarından daha çok keyif almaya başladım.
Sí, quizás lo fui hace tiempo, pero ahora estoy disfrutando de todo lo que Rusia tiene para ofrecer.
Bunun halkla ilişliler rezaleti olduğunu düşünmeye başladım.
Esto empieza a ser una pesadilla de RR.
Geceleri Magenta'yla ilgili rüyalar görmeye başladım.
Empecé a tener sueños, de noche, sobre Magenta.
Sonra bu rüyaları hep görmeye başladım.
Y luego empecé a tenerlos todo el tiempo.
- Sonra bir ses duymaya başladım.
Entonces comencé a oír una voz.
Adamlarım sonraki aşama için çalışmaya başladı bile.
Mis hombres ya están trabajando en la siguiente fase.
Onlara inanmamaya başladım.
Empiezo a no creérmelo.
M.Ö. 776'da başladılar.
Comenzaron en el año 776 antes de Cristo.
Birlikte yemek yapmaya mı başladınız?
¿ Han comenzado a cocinar juntos?
Baban şu an burada değil ama bunları yöneticiye ulaştıracağım. Başladığın zaman görüşürüz.
Tu padre no está aquí ahora, pero me aseguraré de darle esto a la gerente y nos veremos... cuando empieces.