English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bir fransız

Bir fransız translate Spanish

2,508 parallel translation
Luc gerçek bir Fransız olmana bayılıyorum.
Luc, realmente me encanta, lo realmente francés que eres.
O etrafta dolanan bir Fransız adamı ister mi dersin?
¿ Crees que le importaría tener por aquí a un francés desconocido?
Birkaç hafta sonra Darlan, bir Fransız direniş savaşçısı tarafından suikaste uğrayacak.
Los americanos y los ingleses son recibidos con disparos por los franceses frente a Casablanca y Orán.
Ben üç metre derinlikte dört saf altın, üstünde horoz olan bir Fransız frangı, altın bir Kızılderili Kafası ve bir Kanada Akçaağaç Yaprağı buldum.
Ahora, en tres metros, encontré cuatro Krugerrands, un Gallo francés una Cabeza India de Oro, y una hoja de arce canadiense.
O tıpkı benim Paris'te karşılaştığım, bir Fransız-Koreli gibi.
Él es más bien como un mentor... un Coreano-Francés que conocí en París.
Aslında daha da iyi. Dört, o bir fransız.
Y lo que es mejor que eso, cuatro : él es francés.
Fakat en zor ve iddialı çekim dört film ekibi,... meşhur bir Fransız yat kaptanı ve Savunma Bakanlığı ile gerçekleşti.
Pero la filmación más difícil y ambiciosa involucró cuatro equipos de filmación un célebre navegante francés y un Ministro de Defensa.
Bir Fransız haber ajansı bu görevin ona teklif edildiğini doğruladı.
Una agencia de noticias francesa ha confirmado que le han ofrecido el puesto.
Finlandiya'ya yardım etmek için bir Fransız-İngiliz seferi kurulmuştu. Ki aniden Sovyet Birlikleri tarafından saldırıya uğramıştı. Fransa elit askerlerini göndermeye hazırlanıyordu.
La Legión Extranjera, desde hace siglos recibiendo a los inadaptados del mundo sin importar su pasado, mientras no sea muy oscuro.
Riefenstahl hayranı bir Fransız kızı görmek hoş.
Es bueno ver una francesa que admire a Riefenstahl.
Umutsuzca bir Fransız sevgili istiyorsan Vichy'ye gitmeni öneririm sana.
Si está tan desesperado por una novia francesa le sugiero que intente en Vichy.
O bir Fransız.
Es francés.
Tam bir Fransız hayranısın, değil mi?
¿ Así que realmente te gusta lo frances?
Ailesini, onu 320 km. uzaklıktaki Santa Cruz'da bir Fransız kolejine göndermelerine ikna etmiş.
Convenció a sus padres para enviarla a una escuela francesa a 200 millas de distancia de Santa Cruz..
Trent güneydeki bir Fransız kolejine gitti.
Trent fue a una preparatoria de habla francesa En el sur.
Buraya kız arkadaşım için taşındım ve o Santa Cruz'daki bir Fransız okuluna gitti.
En realidad no. Me mudé aquí por mi novia Y ella se acaba de ir a una escuela francesa en Santa Cruz.
Bir Fransız filminin açılış sahnesinde yaşar gibi davranıyorsun.
Actúas como si vivieras en alguna película francesa.
Oyun, 1808 yıIında bir Fransız taşıma gemisinin korsanlar, tarafından saldırıya uğrayıp, Gibraltar'a getirene dek,
Sin embargo, los perdedores... enfrentan el retorcido destino señalado por los cuadrantes del juego
Devrime hizmet eden bir Fransız mı o?
¿ Es una francesa sirviendo a la revolución?
Bir Fransız uçağını tercih ettik.
Elegimos un vuelo de Air France.
Zaten büyükannemin evinde birden ortaya çıkan bir Fransız erkeği oldukça tuhaf gelmişti.
Ya me parecía raro tener a un francés... desconocido alojado en casa de la abuela.
Hayır. Sarah, aslında Fransız bir ressamla birlikte.
No, Sarah ahora está saliendo con un artista francés.
Bak ne diyeceğim, bir dahaki Fransız tostu gününde de sana yulaf ezmesi yaparım.
Te diré que, el próximo día de pan francés, te haré cereal de avena.
- Kulağa harika geliyor. Josephine Baker'ın Fransız direnişinin bir parçası olduğunu bilmiyordum.
Y nunca supe que Josephine Baker fuera parte de la resistencia francesa.
Jeunet bir çeşit Fransız...
La de Jeunet fue una especie de frito francés...
Muhtemelen senin de bildiğin gibi 18. yüzyıI Fransız ressamları arasında çok yaygın olan bir şey vardı. Fte demeure...
Ahora, como probablemente sabes era costumbre de los más serios pintores franceses del siglo 18 el fete demeure, o, uh, hmm...
İki casus ile ilgili bir hikaye var, biri Fransız bir dük, diğeri de İtalyan Kontu.
Hay una historia sobre dos espías, un duque francés y un conde italiano.
Fransız Ordusu kahramanlarına ve ezici üstünlüğüne rağmen bir varlık gösterememişti.
Gamelin mismo no quiere repetir la guerra de 1914. Quería evitar un baño de sangre en todos los casos.
Fransız Ecnebi Alayını. Ecnebi Alayı. Bir asırdır, dünyanın dört bir yanından çok aşırı kötü olmadığı sürece geçmişteki günahlarının önemi olmadan alınmışlardı.
Su sede en Sidi Bel Abbes, Argelia ahora hay un número significativo de republicanos españoles, que huyeron después de la victoria de los fascistas de Franco.
Sözde tarafsız bir ülkeydi ve Norveç'in Narvik limanından sevk ediliyordu. Fransız
Después de un mes de combates, los aliados capturan Narvik.
Romantik Fransız romanındaki hayalî bir âşık ile değil de benimle Nick Twisp ile.
No con un amor de fantasia en una romatica novela Francesa pero conmigo Nick Twisp.
Hareket halinde bir sinyal var ama Fransız değil.
Tenemos la señal en movimiento, pero el francés no está.
Patronun Fransız istihbaratı ile iletişimde ve Rus bir adam arabana çok gizli evraklar bırakıyor.
Tu jefe trafica con el servicio secreto y por casualidad... un ruso mete documentos secretos de Rusia en tu auto.
Bir de bana birkaç tane Fransız şiiri getirebilir misiniz?
� Podr � a traerme tambi � n un libro de poes � a francesa?
Ben kocanızın bir arkadaşıyım, Fransız'ım.
Soy un amigo de su marido. Soy franc � s.
Pepperidge anahtarı inceledi ve Fransız bir çilingir tarafından yapıldığını hemen anladı.
Pepperidge examinó la llave y se dio cuenta de que estaba hecha por un cerrajero francés.
Bir Alman waffle'lı ama bir de Fransız krebi vardır.
... un waffle alemán, pero también hay una crepa francesa.
Görünüşe göre Fransız nükleer reaktörüne bir salyangoz düşmüş.
Parece que un caracol cayó en un reactor nuclear francés.
Buyrun, teğmenim. Julie bana Fransız bölgesinde, bir 38'likle, zencinin birinin az daha sizi deldiğini anlattı.
Oiga, teniente, Julie me contó aquella vez en que un negro casi lo mata con una.38 en el Barrio Francés.
Bu da Fransız işi bir şey.
- Un modelo francés.
" Fransız hükümetine, İngiltere tek başına savaşacak sizin ne yaptığınız bir önemi yok dediğimde Generalleri, Başbakanlarına ve kabinesine...
" Cuando yo le advertí al gobierno francés que Gran Bretaña seguiría peleando sola sin importar lo que ellos hicieran sus generales le dijeron a su primer ministro y a su gabinete...
Lucien Laurin'le konuşmalısın. Kendisi Fransız asıllı bir Kanadalı.
Necesitas hablar con Lucien Laurin, el es Canadiense-Francés.
Bir numaralı Çin yemeğini Fransızlar zıkkımlansın.
Dejale a los franceses que no jodan ningun plato Chino
Fransız piliçlerinin güzel bir yanı var, Amerikan kızları kadar sinirli değiller.
La cosa buena sobre las chicas francesas ¿ sabes? es que son tan tensas como las gavetas Américana..
Fransız uzay programında astronot olmak için eğitim aldığından dolayı seninle birlikte olamayan Simone adında genç ve güzel bir Parisli bayanla.
Por una joven y hermosa parisina llamada Simone... que no puede estar contigo porque se prepara... para ser astronauta con el programa espacial francés.
Ama böylesine bir mazeret Fransız müşterilerinizi tatmin eder mi Bay Belcher?
Esa explicación satisfará a los clientes franceses? Sr. Belcher?
Fransız'san bu bir yalan değil.
No es una mentira si eres francés.
Ama Fransız hükümeti bize karşı bir baskı uygularsa bizim çıkarımıza olur.
Pero si el gobierno francés utiliza la represión contra nosotros es de nuestro interés.
Tüm bunlar çevresel nörapatlar ve Charcot-Marie Dişi terimi yüzyılın başlarında, üç Fransız fizikçi tarafından sendromu tanımlamak için ortaya atılmış bir terimdir.
Todas esta neuropatías periféricas... y el término Charcot-Marie Tooth... fue creado por los tres médicos franceses... a principios de siglo... para identificar el síndrome.
Fransız Riviera'sının oralarda bir yerlerde bir kumsaldalardı sanırım.
Estaban en la playa... cerca de la Costa Azul.
Fransız arkadaşımıza gelince, o da kendi çapında bir itibara kavuştu.
En cuanto a nuestro amigo francés, aquí era una celebridad menor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]