Bir kerecik translate Spanish
451 parallel translation
Sadece bir kerecik!
¡ Por favor!
Hayatımda bir kerecik olsun, kendimi düşünüp, kendim için yaşayacağım.
Pensaré sólo en mí, y viviré sólo para mí.
Şövalye, halası Kontes'e sevgilisini bir kerecik görmesi için yalvarır.
El caballero ruega a la Condesa, su tia, que vaya a ver a su amada.
Tamam işte. Bir kerecik olsun doyacağız.
Por primera vez habrá suficiente.
Bir kerecik olsun şehre gitmek istiyorum.
Me encantaría ver la ciudad.
Bir kerecik seni görmek zorunda olduğumu hissettim.
Sentía que al menos esta vez tenía que verte.
Bir kerecik senin için bir şey yapmama izin ver Julia.
Deja que haga algo por ti alguna vez.
Bir kerecik öp.
Bésame una vez.
Bu acıtacak biliyorum, Raynald ama sadece bir kerecik.
Esto duele, Raynald, lo sé, pero solo una vez más.
Şimdi bir kerecik deneyelim.
Probemos esta primero.
Sadece bir kerecik.
Solo una vez.
Bir kerecik olsun namuslu bir para kazanma şansımız oldu- -
Ahora que tenemos la oportunidad de ganar dinero honrado.
Hayır, onunla bu konuyu bir kerecik bile olsun konuşmadım.
No, nunca he hablado con él de eso.
Onu görmek isterdim son bir kerecik.
Me gustaría haberlo visto. Al menos una vez.
Keşke uçağa bir kerecik bile olsa bakabilsem.
Ojalá pudiera echarle un vistazo al avión.
Oraya bir kerecik gitmek isterdim.
Deseo ir allí.
Bir kerecik durmasın mı?
¿ Por qué no puede parar? Es mecánico.
Bir kerecik olsun şansımız yaver gitti.
Al fin tenemos suerte.
Bir kerecik siper kazsam da... aynı siperde uyuyabilsem, ne olur?
Alguna vez, me gustaría cavar una trinchera... y saber que allí dormiré.
Para verdi mi, yoksa bir kerecik daha mı görüşmeniz gerek.
¿ Ha liquidado, o tienes que verle una vez más?
- Bir kerecik birini mi görmüştünüz?
- ¿ Ha visto ya una?
Bir kerecik daha?
¿ Otro más? Buenas noches, Junior.
Ama keşke bir kerecik olsun dürüst olsaydın.
Pero me gustaría que por una vez fueses honesto al respecto.
Bize bir kerecik bak.
Denos sólo una mirada.
"Frankie, buradan çıktığında... bir kerecik dahi kullanırsan, tekrar müptela olursun" dedi.
Frankie, si cuando salgas de aquí vuelves a tan solo una dosis volverás a estar igual que antes.
Bir kerecik şans dilemek için, ha?
Sólo un beso para la buena suerte. ¿ No?
Bir kerecik olsun annemi yere serecek cesareti gösterseydi... o zaman belki annem tatmin olup dır dır etmeyi keserdi.
Si tuviese agallas para pegar a mi madre una vez... tal vez ella sería feliz y dejaría de molestarle.
Bir kerecik sanatsal bir şey yapayım dedim kendimi aptal durumuna düşürdüm.
Para una vez que intento hacer algo artístico... lo que consigo es ponerme en ridículo.
Neden bir kerecik, sadece bir kerecik işimiz rast gitmiyor?
¿ Por qué no puede por una vez, sólo por una vez, resultarnos bien algo?
Bir kerecik olsun orada bulamasın.
- No estés, por esta vez.
Johnny, lütfen oğlum,... bir kerecik olsun babanın sözünü dinle.
Perdoneme, señor. Johnny, por favor, Escucha a tu padre, aunque sea en este viaje.
Şu andan itibaren, senden ders alacağım... çünkü gerçekten ustasın. - Çavuş, bir kerecik...
De ahora en adelante, aprenderé de ti, ya que eres el maestro.
Şu hilekâr hayatta bir kerecik kandırıldın.
Por primera vez en su astuta vida, lo timaron.
Anthony... Anthony, lütfen. Beni bir kerecik öp.
Anthony, por favor, dame un beso.
Bir kerecik.
Sólo uno.
Ona bir kerecik karşı geldim.
Sólo una vez le contesté.
- Sadece bir kerecik. - Hayır!
Entonces digo que tuviste que volver para atender tus negocios.
Neden beni bir kerecik, kişisel nedenlerden çağırmıyorsun?
¿ Ni siquiera piensas llamarme por razones personales?
Bir kerecik kendi istediğim bir şeyi yapacağım.
Por lo menos hare lo que quiera aunque sea una vez.
Bir kerecik giyip de taburumda boy göster diye vermeyeceğim bir miktar olduğu kesin.
¡ Cómo me gustaría tenerte en mi batallón solo por un día!
- Beni bir kerecik anlamaya çalış.
Compréndeme como le comprendes a él.
Bir kerecik olsun para söz konusu değilken de tatlı olabilsen.
¡ Si alguna vez fueses tierna sin que haya dinero de por medio!
Bir kerecik olsun ipleri benim elime versen, ben...
Si al menos una vez me dejaras hacerme cargo...
Bir kerecik kendini benim yerime koymanı istiyorum.
Sólo quisiera que por una vez te pusieras en mi lugar.
Dostum, çıkmıştım ve altı sene sonra evde özgürdüm ve bir kerecik seni dinledim, yine içerideyim.
Estaba libre y en mi casa después de seis años te escucho una estúpida vez y me vuelven a pescar.
Beni bir kerecik öp.
Dame un beso.
Bir kerecik olsun.
Por lo menos una vez.
Bir kerecik daha dalsak, olmaz mı?
Y ahora por narices, ¿ vale?
- Dik otur da bir kerecik başına güzeI bir şey gelsin.
- Sólo siéntate y deja que te pase algo bueno para variar.
- Bir kerecik daha.
Ven, uno más.
Bir kerecik olsun -
¡ al menos por una vez!
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kere olsun 20
bir kelime 22
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kere olsun 20
bir kelime 22