Bu onun işi translate Spanish
663 parallel translation
Bu onun işi.
Esa es su profesión.
Bu onun işi değil mi?
Es su trabajo, ¿ no?
Evet, bu onun işi.
Sí, es apropiado.
- Bu onun işi.
- ¡ Déme, yo lo haré!
Bu onun işi değil.
No es su trabajo.
- Bu onun işi..
- Ese es su trabajo.
Bu onun işi!
- Es su oficio.
Bu onun işi gibi gözüküyor.
Parece que es aquí
Onu dinleyin, bu onun işi.
Escúchala, es su trabajo.
Bu onun işi.
Después de todo, es su trabajo.
Bu onun işi, değil mi?
- ¿ Es su trabajo, correcto?
Bu onun işi.
Es su trabajo.
- Öyle olmalı. - Eğer diyotu bozulduysa... elimden bir şey gelmez. Bu onun işi?
¡ Tiene que serlo!
- Çünkü bu onun işi.
- Es su trabajo.
- Evet. Bu onun işi.
- Sí, es su trabajo.
- Çünkü bu onun işi değil!
- ¿ Por qué? - ¡ Porque no se ocupa de eso!
Beyefendi dürüst bir komiserdir, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Dediği kadarıyla bu onun işi.
Este es un honesto comisario, que no olvidará nada de su función.
Sessiz ol kadın bu onun işi mi?
Silencio mujer, ¿ a ella le importa?
Bu onun işi!
¡ Ese es su trabajo!
- Onun bu işi becerebileceğine inanıyormusun?
- ¿ Cree que podrá?
Bu gece Henry ile bu işi pişireceğiz. Onun evinde.
Sí, el viejo Henry y yo cerramos el acuerdo esta noche, en su casa.
Onun işi bu.
Él se dedica a esto.
Her neyse, zaten onun için yapmamıştık bu işi.
En cualquier caso, no lo hicimos por eso.
- Bu onun işi.
Esto viene de él.
Bu soruları sormak onun işi.
Es su deber hacer preguntas.
Onun için hiç kurcalamadan bu işi, el sıkışıp ayrılalım.
Así pues, sin más, estrechémonos las manos y partamos.
Bu da onun işi.
Eso lo hace él.
Biliyorsun ki bu onun ilk işi.
Ya sabes, este es su primer trabajo.
Bu işi yapacaksak, onun öldürülmesi şart!
Sabe que ella puede obstaculizar nuestra misión.
Bu doktorluk işi onun rüyası, değil mi?
Esta cosa de ser médico es su gran sueño, ¿ verdad?
Kutsal saydığın her ne ise, onun adına bırak bu işi!
En nombre de lo que sea sagrado para ti, déjalo ya.
Yani bu onun ilk işi mi?
- Esta es su primera plaza...
Tabii bu arada onun da işi bitmiş.
Se escapó de la cárcel.
Bunun yanında, bu Wart'ın işi, onun görevlerinden biri.
Además eso debe hacerlo el Grillo. Es su obligación.
Yürüyün! Onun işi bu.
Allí lo encontraremos.
Onun işi değil ki bu.
No es cosa suya.
Onun işi bu zaten.
- Yo sabía muy bien de dónde.
Fakat bu delikanlının hikayesi bu işi onun yaptığını göstermiyor.
Su historia no se sostiene.
Bu işi sessizce bitirmeliyiz. Onun güvendiği biri olmalı.
Con alguien en quien el chico confíe...
Onun sayesinde bu işi buldun.
Por ella has encontrado el trabajo.
Onun işi bu şekilde etrafta dolaşmak.
Su trabajo es andar así por ahí.
Bu benim olduğu kadar onun da işi.
Esto es tan suyo como mío.
Bu onun ve Chino'nun işi.
Fueron él y Chino.
Onun bu işi başaracağını biliyordum, söylemek istediğim buydu.
Quería dejarle saber que sabía que sería una estrella.
Onun işi bu. Umarım işleri iyi gider.
Es cosa suya. espero que le vaya bien allá.
- O, bu filmin başrol oyuncusu. Onun asıl işi, evet ciddiyim, çakma resimler yapmak.
- Es un actor principal en esta película, pero su verdadera profesión es la pintura, pintar falsificaciones.
Bu onun işi değil.
No es asunto suyo.
Bu onun isi degil.
No es asunto suyo.
Bak, sana bir şey söylemek zorundayım bu işi yapmak senin için son derece önemli. Onun tam ensesinde durmalısın.
Pero escúcheme : sé que esto es muy importante para usted, así que mantenga lo prometido.
Ve bu arada, onun burada ne işi var?
- De acuerdo ¿ A propósito, qué hace ella aquí?
Bu onun kendi işi.
Tiene su propio negocio.
bu onun sorunu 17
bu onun 40
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
bu onun 40
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işıkları söndürün 27
işığı kapat 29
işim bitti 87
işin var mı 24
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17
işıkları aç 25
isırmaz 18
işıkları söndürün 27
işığı kapat 29
işim bitti 87
işin var mı 24
isimsiz 20
işıkları açın 23
isimleri 17