Bunları al translate Spanish
5,452 parallel translation
- Tamam, dinle bunları al.
De acuerdo, bien, escucha.
Bunları alıp götüreceğim.
Cogeré esto y lo tiraré.
Burada, bunları al.
Tenga esto también.
Bunları al.
Llévatelos.
Daha uzun süre uslu duran... Bütün bunları alır.
La que sea más tiempo agradable consigue... todo esto.
Bunları kim taktıysa onu gerçekten kızdırmış olmalısın.
Debes haber cabreado mucho al que te las puso.
Bunlar savcının seni tanıklık etmeden alıştırmaya çalıştığı sorular.
Estas son las preguntas con las que la acusación te va a taladrar antes de que testifiques.
Zayıflığınızı sömürüyorlar ve tüm bunları düşünmekten alıkoyuyorlar.
Explotan sus debilidades y los alejan de los que se preocupan por ustedes.
Bunları not alın.
- Obtenlo por escrito.
Al, Christopher bunları gönderdi.
Toma, Christopher no lo quiere.
Babanla evlenip kuzeye taşınmadan önce oldu bunlar.
Esto fue antes de que se casara con tu padre y se mudara al Norte.
Önceden söyleyeyim bu herif dünyayı yerse bunların hiçbirini yapamayacaksın.
Noticia - No tendrás que hacer nada de esas cosas. Si este tipo se come al mundo.
Şimdi, bütün bunların sonunda...
Ahora, al final de todo esto,
Bu çarpıntılar burada bunları yapabiliyorsa Kubbe'nin yanında yaşayanlara ne yapıyordur bilinmez.
Si las pulsaciones pueden hacer esto aquí no sabemos lo que le hacen a la gente que vive al lado de la cúpula.
Al bunları.
Son para ti.
Çok fazla kemik vardı çok fazla omurga kemiği olmayan hayvan. Bunlar devlet arazisinden alınmıştı. Uluslararası alınıp uluslararası satılmıştı.
Había muchos huesos, muchos animales así como muchos invertebrados que fueron tomados de lugares públicos tomados y vendidos internacionalmente.
Bunları uzun zamandır yaşıyoruz ve kavga ettiğimiz zaman beni çıldırtıyor fakat sonunda, karşı konulamaz düzeyde hayvansal içgüdüler.
Tenemos una larga historia de peleas y reconciliaciones desde hace tiempo, y me vuelve loca cuando peleamos, pero al final, el impulso animal, es demasiado como para ignorarlo.
Olur da yaptığın hesap yanlış çıkarsa diye en iyisi bunları yanına al.
Mejor toma esto, en caso de que tu cuenta sea errada.
Belki etrafa bütün bunların suçlusunun Loxley olduğunu anlatıyordur.
Tal vez ella le esté diciendo al mundo que Loxley tiene la culpa de todo esto.
Bunları yeterince yaklaştırdığımızda...
Cuando se aproximan el uno al otro...
Ya da en azından, benim de olduğum kısımları durdurmak istedim yaptığım bazı şeyler, bunlar için hâlâ hapse girebilirim.
O al menos eliminar las partes que contenían algunas cosas que hice por las que podría volver a prisión.
Demek istediğim, bunların kajun tarzı olduğunu söyleyebiliriz.
Bueno, podríamos decir que están al estilo cajún.
Bunlar bir ilaç toptancısından alınmış.
Sí, éstas son de un almacén de medicamentos.
Ancak, eğer anlaşmaya uymazsanız, ve bizim olan bir Pazartesi oraya giderseniz, bunlar anlaşmayı hiçe saymak olur, O zaman her ay bir Pazar Szechuan günü bizim olur, artı anlaşmayı değiştirme hakkına sahip oluruz,
Aunque si rompéis este acuerdo y lo violáis un lunes asignado a nosotros, tenemos derecho a daños y perjuicios incluyendo, pero no limitado, un domingo de Szechuan al mes, y nos reservamos el derecho a convocar una clausura,
Tüm bunlar, Bilmececi'yi öldürebilmek içindi.
Todo eso para matar al Enigma.
Bunları söylemeye alışmış.
Está acostumbrado a decir estas cosas.
- Emlakçıya bunları mı söyleyeceksiniz?
¿ Es eso lo que estás planeando contar al agente inmobilario?
Birkaç hafta içinde bunları ezberlersen harika olur.
Si puedes mantenerte al margen unas semanas, sería genial.
Ne istediğim, neden korktuğum bunların hiçbir anlamı yok.
Mira, lo que quiero, lo que temo, nada de eso importa al final.
Bu cilt hücreleri katile ait fakat bunlar saf hücre.
Estas células epiteliales pertenecen al asesino, pero estas células son inexpertas.
Görevinizde asla başarısız olmayın bunların faydasını büyüyüp adam olduğunuzda göreceksiniz.
Al deber, nunca faltéis ; veréis que será provechoso, y seréis recompensados al crecer.
Ona daha çok aşık olacaksın sonra evleneceksin ve sonunda boşanacaksın. Yalnız ve üzgün kalacaksın. Bunları duyacağım.
Vas a enamorarte más, te vas a casar y al final te vas a divorciar, y estarás solo y triste, y tendré que escucharte, y no lo pasaremos bien más y no podré soportar verte así otra vez, no puedo, tío.
- Bunları bitirmek bir saatimi alır.
Si, tengo una hora para terminar esto.
Bunlar yangından zor kurtulmuş anlaşılan.
Parece que todo esto apenas sobrevivió al fuego.
Neal, tüm bunlar bizi Umut Elması'nın ikizini bulmaya doğru götürüyor. Şimdi duramayız.
Neal, todo esto conduce al diamante gemelo.
Çocukları kaçıran kişi yakalanmayı göze alıp bunları görmeye neden gelmiş olabilir?
¿ Por qué querría el secuestrador arriesgar ser atrapado para venir y ver esto?
Bunlar bir aptalın sözleri.
Ellos han ido al bosque antes.
Mesajların yarısı bombalamada şüpheli olarak belirlenen kayıp kardeşiyle ilgili yorum isteyen muhabirler. Diğer yarısı ölüm tehdidi ve bunların yaklaşık üçte ikisi tecavüzü de içeriyor.
Casi la mitad de los mensajes son periodistas... pidiendo un comentario sobre su hermano desaparecido... al que llaman sospechoso del atentado, la otra mitad son amenazas de muerte, y de ellas, cerca de dos tercios incluyen la violación.
Eğer bu hayvanlar Meksika'dan geliyorsa, Texas'tan biri de bunları teslim alıyordur.
Si este ganado es de México, eso significa que dentro de Texas hay alguien que responde por ellos.
Evet, sandım ki bu cümleyi bir özürle bitireceğim. Bütün bunlar sorun olmayacak. Fakat durum öyle değil.
Sí, pensaba que podía tener una excusa que hiciera que esto pareciera correcto al final de la frase, pero no, no la tengo.
Delilah senin paranla ilişkiye girmeden önce başlattı bunları.
¡ Ha empezado Delila cuando vino a intentar invertir al modo vaquero tu hipoteca!
Haklarımı biliyorum ve bunların arasında çöplüğün yanında yaşamak yok.
¡ Conozco mis derechos, e incluyen no vivir al lado de un maldito vertedero!
- Envanteri alın ve bunları cephaneliğe kilitleyin.
Hagan un inventario y guarden todo esto en la armería.
Bütün bunların sebebi kadınlar birbirinin kuyusunu kazar ve yetkili olmaya çalışır.
El objetivo de todo esto es que las chicas se amen y estén al mando.
Al bakalım, bunları bulabildim.
Bien. Te conseguí esto.
Bunları pantolonuna sokmaya başla da, depoya doğru yol al.
Empieza a metértela en los pantalones y vuelve al almacén.
Bunlar bu günlerde duymaya alışık olmadığın sözler.
Esas son palabras que no acostumbro oír en estos días.
Eğer seni benimle tekneye davet etmeseydim bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.
Y nada de esto hubiera pasado si no te hubiera invitado al barco conmigo.
- Bunlar bizi sevişmeye götürür.
Y así llegamos al apareamiento.
Gücün, Google gibi sitelerin tekeline geçtiğini görürsünüz. İnternet üzerinde nereye gitmek istediğinizi söyleyen bekçilerdir bunlar.
Sabes, comienzas a ver la centralización del poder en sitio como Google, y esta especie de guardias que te dicen al lugar donde quieres ir en internet.
Devlet bunları neden yapıyordui? Nasıl bir dava ile karşımıza çıkacaklardı?
¿ Qué motivaba al gobierno, y en qué se habría convertido su caso?
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043