English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ C ] / Calışma

Calışma translate Spanish

13,642 parallel translation
Çünkü o adamla çalışma fırsatı yakalamak için bana yalvardın.
¿ Por qué sacas esto ahora?
Çalışma alanı ölüm yeridir.
Su dominio es el lugar de la muerte.
Taş kalbin arkasındaki gizli çalışma odasında.
En el despacho. Un compartimento secreto detrás de la chimenea de piedra.
- Sakın sıvışmaya çalışma.
No hagas que me dé asco.
Joongang Çalışma Salonu
[Salón de estudios Joongang]
Tanrı'nın sadece kendisinin bildiği çok garip çalışma yöntemleri var.
Dios opera de las maneras más extrañas conocidas solo por él.
İşini yap, parayı kaldır ve kimse için çalışma.
Haces el trabajo, depositas el dinero y no trabajas para nadie.
O taraf halen çalışma halinde.
Además todavía estoy trabajando en ello.
Çalışma bakanlığına başvurursanız size bir fonksiyon atanacaktır.
Acuda al Ministerio de Trabajo y le será asignada una función.
- Hafta sonları çalışma konusunda sıkıntınız var mı?
¿ Tiene fines de semana de trabajo de problemas?
Çalışma odasında.
En el estudio.
Sadece kaçmaya çalışma diye açtığım ufak bir yara.
Es sólo una herida que te detiene, de tratar de huir.
Çalışma, sat ve bugün içinde.
Nada de intentar. Véndalo, y que sea hoy.
Yaralanan tek şey çalışma alanım.
Bueno, lo único herido aquí es mi lugar de trabajo.
Onu çalışma saatlerinde okulda görüyordum sadece.
Lo vi en la escuela en horario de oficina es todo.
Hikayenin doğruluğunu tespit etmek için bize ulaşmaya çalışma bile.
Así que no tiene objeto ni llamarnos para comprobar nuestra historia.
Engel olmaya çalışma Kaio-sama.
¡ No interfieras, Kaio-sama!
Ama umarım, bu aslında farazi bir çalışma.
Pero espero que de hecho sea un estudio hipotético.
Oscar'a çalışma odasına saklanmış birkaç kan torbası buldum.
He encontrado para Oscar unas cuantas bolsas de sangre guardadas en el estudio.
çalışma saatlerimi mi ezberliyorsun?
¿ Memorizando mis horarios de trabajo?
Yavaş çalışıyorsun istenen durumda değilsin, bu çalışma 15 şilin etmez.
Su trabajo ha sido lento, sin dar la talla, no vale quince chelines.
Davranışını bundan başka bir şeymiş gibi göstermeye çalışma.
No intente salirse de esto con política.
- O zaman hata bulmaya çalışma.
- Entonces no me corrijas.
Bana öğüt vermeye çalışma.
No me des lecciones.
Tamir Zakayev, üç Rus için çalışma vizesi çıkartmış.
Tamir Zakayev obtuvo visas de trabajo para tres rusos.
Yani bir aylık çalışma karşılığında iki aylık maaş mı alıyorsunuz?
¿ Les pagan dos meses por un mes de trabajo?
Toplumsal sorunlar üzerine çalışma yapmak istiyorum. Sonra belki siyasete atılırım.
Quiero trabajar en problemas comunitarios y cosas así, quizá más tarde en política.
Günde sekiz saatlik çalışma ve tatil için mücadele buradan çıktı Amerikan sendikalarından.
De allí surgió la lucha por la jornada de ocho horas y las vacaciones, de los sindicatos estadounidenses.
Ve senin beraber çalışma ayrıcalığına eriştiğimiz en iyi adam olduğunu söyleyeceğim.
Y yo les diré eres el mejor hombre que hemos tenido el privilegio de trabajar con.
Daha çok ortak çalışma gibi.
Es más bien como... una afiliación.
Şimdi... Çalışma varlığı olarak Brian paha biçilemez.
Ahora... como objeto de estudio, es invaluable.
Genetik olarak hedef alınan virüsler üzerine çalışma yaptıysanız patronunuz çalışmanızı üç kişiyi öldürmek için kullandı bile.
Si han estado conduciendo investigaciones acerca de virus dirigidos genéticamente, entonces su jefe ha usado su trabajo para matar a tres personas ya.
Glioblastomas ve çocuk felci üzerine bir çalışma.
En glioblastomas y polio.
Daha başlangıç aşamasında olsa da ilginç bir çalışma.
Es en sus primeros días, pero el trabajo intrigante.
Başlangıç aşamasındaki bir çalışma için itibarımı çöpe atmamı istiyorsun.
Usted me está pidiendo que tirar mi peso alrededor Para un estudio que está en su infancia.
Ya "çalışma" sözcüğü ile "amcık" yer değiştirse?
¿ Qué tal si sustituyes la palabra "trabajo" por la palabra "coño"?
Haydi. Çalışma zamanı!
Vamos. ¡ Es hora de trabajar!
Sıkı bir çalışma uyguluyorum.
Podría mejorarse un poco.
Harvey, lütfen, beni ikna etmeye çalışma...
Harvey, por favor, no puedes convencerme...
Hiçbir çalışma yokken Oynuyor ve bağırıyoruz
Y cuando no hay trabajo Jugamos y gritamos
Tavsiye üzerine çalışma meselemi unutmadığın için sağ ol.
Muchas gracias por acordarte de las referencias.
Çalışma odam arkada.
Mi taller está en la parte de atrás.
Benimle şimdi konuşmaya çalışma.
No trates de hablarme ahora.
Yani halen "Beckett'ı geri kazanmak için onunla davalarda çalışma" planına devam ediyorsun.
¿ Entonces sigues con el plan de recuperar a Beckett resolviendo homicidios con ella?
Konuyu değiştirmeye çalışma.
Eso no tiene nada que ver.
Konuyu değiştirmeye çalışma.
¿ Pero es que no lo entienden?
Şimdi de Halk Cumhuriyeti'ndeki beş yıldızlı çalışma kamplarından birine geri dönüyorsun.
Así que, ahora te diriges de nuevo a uno de los los campos de trabajo de cinco estrellas en la República Popular.
Masamın üstündeki boru çalışma alanımın üstünde damlatıp duruyor.
El tubo por encima de mi escritorio ha sido goteando en mi espacio de trabajo.
- Çalışma grubum.
Um, mi grupo de estudio.
Burası onun çalışma alanı.
Este es su puesto de trabajo.
Abby'nin çalışma alanı, sadece Abby'ninki çok kısa süre önce ve adam akıllı temizlenmiş.
El puesto de Abby, y solo el de Abby, ha sido limpiado muy reciente y concienzudamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]