English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ C ] / Canavar mı

Canavar mı translate Spanish

2,362 parallel translation
Katil robot canavar mı?
¡ ¡ Qué diablos es eso? ! ¡ ¿ Un monstruo asesino de robots?
- Yani sence bu çocuklar beni bir canavar mı sanıyorlar?
Espera, ¿ de modo que me estás diciendo que estos niños piensan que soy un monstruo?
Bir canavar olduğumu sandığının farkındayım. Ancak sana zarar vermek hoşuma gitmiyor.
Sé que piensas que soy un monstruo, pero la realidad es que no me alegra lastimarte.
Evde canavar falan yok canım.
No hay monstruos en la casa, cariño.
Şu anda koridordayım, Canavar yok.
Estoy en el pasillo,... no hay monstruos.
Tamam mı? Yatak odanda da canavar yok tatlım.
- No hay monstruos en el dormitorio, cariño.
Bu canavar senden korkmaz mı?
¿ La bestia no le da miedo?
Lise öğretmenim haklıymış, otobüs şoförü olmalıymışım. CAM MCQUEEN CANAVAR KAMYON SÜRÜCÜSÜ
Mi, uh, de 12 º grado maestro estaba en lo cierto, y que estaba destinado a ser un conductor de autobús.
Şayet çıktığında o güzel şartlı tahliye memurunu görmezsen ben senin o güzel küçük kızını görmek zorunda kalacak ve bu canavarı iliklerine kadar hissetmesini sağlayacağım.
Si no vas a ver a esa muy pequeña oficial de custodia, tendré que ir a ver a tu pequeña hija y hacerla sentir el poder de esta bestia.
Bir canavar yarattım.
Creé un monstruo.
Ama ben her zaman bir katil, bir canavar olacağım.
Pero siempre see un asesino. Un monstruo.
Benimle buluşup, sandığın canavar olmadığımı görmek ister misin?
¿ Nos vemos para que veas que no soy el monstruo que tú me crees?
O canavarı diskodaki bir kuş gibi yakaladım.
Mis hombres y yo atrapamos a este pequeñuelo...
Ben canavarım.
Yo soy el monstruo.
Bu araba tam bir benzin canavarı amına koyayım.
Este puto coche es un tragador de gasolina.
Canavarı sadece onun yenebileceğini o anda anlamıştım.
En ese momento supe que sólo él podía derrotar al monstruo.
Bakalım... O canavar çivileri hiçbir şey geçemez, değil mi? - Sadece bekleyeceğiz.
Bueno nada entrará con esos clavotes.
Sanki boktan bir canavar filminde kısılıp kalmışım, kaçamıyormuşum gibi.
Es como estar atrapada en una mala película de monstruos, sin poder salir.
Bir canavar istediniz, ben de yaptım.
- ¿ Usted quería un monstruo? Le hice un monstruo.
Çoğu kimse için bu yanan bir canavar gibi görünür, ama ben nasıl davrandığını, nasıl işlediğini, hava akımını, havalandırmayı, materyalleri, parlama noktalarını, inşaa tarzlarını anlarım.
Para la mayoría de la gente lo ve como un monstruo de fuego, pero entiendo cómo se comporta, cómo progresa, el flujo de aire, la ventilación, materiales, puntos de inflamación, estilos de construcción.
Sınırlarımıza soktuğun bir canavar.
Una bestia que trajiste a nuestras tierras.
Toprağınızdan daha fazla ürün alabilmek için bir tarım canavarı nasıl olunur konusunda oturup konuşmak için bir şansımız var.
Tuvimos la oportunidad de hablar de cómo AgriWarrior puede generar una explosión de nutrientes en su tierra.
Sanki kendimize ait, Van Gölü canavarımız vardı.
Fue como tener a nuestro propio monstruo de Loch Ness.
Dr. Jekyll *'ın var oluşu Bay Hyde *'ı daha az mı canavar yapar?
¿ La existencia de Dr. Jekyll hace que Mr. Hyde sea menos... monstruo?
Bir gün, yüzerken mavi suyun derinliklerine baktım ve... bir köpek balığı gördüm Uzaktan bana doğru yüzen bana doğru gelen kahrolası bir canavar
Un día, subía desde el fondo y miré hacia el interior de ese agua azul y vi un tiburón, un puto monstruo nadando hacia mí, desde la distancia viniendo recto hacia mí.
Gerçek canavarı yenmemize yardım etti ve bu kızı kurtardı.
Ayudó a vencer al verdadero monstruo y salvó a esta chica.
Aç mısın canavar?
¿ Tienes hambre, monstruo?
Oğluma senin bir canavar olmadığını mı söylememi istiyorsun?
¿ Quieres decirle a mi hijo que no eres un monstruo?
Umalım ki demir canavarı yok ettiğimiz için, yabancılar Chen Jia Gou'nun başına dert olmasın.
La razón por la que conseguí un extraño para destruir el monstruo de hierro... fue en esperanza de que este asunto no implicara a Chen Jia Gou.
- Deniz canavarı mı?
- ¿ Animal del océano?
Benim tüm yaptığım, beni yok etmek isteyen canavarı beslemek.
No hago más que alimentar a la bestia que pretende destruirme.
Ve sonra canavar, cehennemin derinliklerinden gelir gibi sisli ormanın içinden fırladı ve atımın kıçına yapışıp tek bir hayvani ısırıkla bacaklarını kopardı.
Y luego, de entre la madera ennegrecida, la bestia se abalanzó como si saliera de las entrañas del mismo infierno y se lanzó sobre las ancas de mi caballo, arrancándole las patas de un solo mordisco brutal.
İki tabancamı da çekip canavarı öbür dünyaya yolladım!
¡ Saqué mis dos revólveres y aniquilé a la bestia!
Charles beni canavar avında kara kaşım, kara gözüm için kullanmıyor.
Charles no me usa para cazar monstruos por mis atributos físicos.
Bir kıza dolabındaki canavarın babasını öldürmesini izletmek önde tutmak mı?
Y tener a una niñita mirando como a su papá lo mata el monstruo del armario, ¿ eso es ponerla primero?
Bir canavarım.
Soy un monstruo.
Bir canavar olarak mı?
¿ Como un monstruo?
Ben bir canavarım!
¡ Soy un monstruo!
Bir çift siyah canavarın yıkımı.
Un par de monstruos negros de destrucción.
Evet ama birçok kez o canavar, adamlarımız için ölüm ile yaşam arasındaki farkı yarattı.
Es un monstruo. Sí, muchas veces ese monstruos ha sido la diferencia entre la vida y la muerte para nuestros exploradores.
Bir canavarım!
¡ Soy una bestia!
Yani, zekiyim moda canavarıyım.
Quiero decir, soy inteligente. Soy una bestia de la moda
Sevdiğim kadını aldatacak falan değilim ve daha önce hiç kendi kendime anne baba çarşaf canavarı yapmadım. Hiç mi?
No se trata de engañar a la mujer que quiero y nunca he tenido momentos de " mamá-ama-papá yo solo.
Hey, bak, eğer Bob'un böyle bi'canavar olduğunu bilseydim, ortaya çıkardım.
Oye, mira, si hubiera sabido que Bob era un monstruo, habría venido directo.
Cezası uzun bir süre önce verilmiş olan kendi oğlunu bir yığın vampirin üstünde tutan bir canavarım ben.
De la clase que... eligió a su hijo en vez de un montón de vampiros cuya sentencia fue emitida hace mucho tiempo.
Onların uzak tutmak istedikleri canavarım ben.
Soy el mostruo del que ellos quieren alejarse.
Duman canavarı mı?
- ¿ El monstruo del humo?
Umarım büyük bir canavarımdır.
Espero ser un gran monstruo.
Birlikte canavar olalım ve koduğum cennetleri kucaklayalım!
Seámoslo juntos, y conquistemos los putos cielos.
Savage, yarattığımız canavar bizi yüzüstü bıraktı.
Savage, ese monstruo que creamos, nos ha olvidado.
Lağım canavarı sanıyor.
Es el monstruo del pozo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]