De mi translate Spanish
653,712 parallel translation
Ama onu görürseniz ona benden şunu iletin : O, kahrolası bir ayı değil.
Pero si llegan a verla, díganle de mi parte que no es un puto oso.
"Vücudun" bile değil.
Ni siquiera habló de mi cuerpo.
Köpeğimin mezarında benim için yer var.
La tumba de mi perro tiene espacio para mí.
Evet. Ama gitmeden önce, bu turnenin sonunda Kanada'ya gidip kız kardeşimin düğününde konuşmam gerekiyor çünkü Kanada'da, düğünlerde kadınların konuşmasına izin verilir.
Pero antes de irme, recuerden que debo volver a Canadá tras esta gira, porque debo hablar en la boda de mi hermana.
Tamam, ben baş nedimeyim ve konuşmamın zamanı geldi.
Yo soy la dama de honor. Eso hora de mi discurso.
Hepinize teşekkürler. İlk bebeğime baktığınız için teşekkürler.
Gracias a todos por cuidar de mi primera bebita.
Benim birimimdeki bütün hemşireler yemeğe gittiler ve beni davet etmediler.
Todas las enfermeras de mi sección van a ir a almorzar y no me han invitado.
# Ruhumun derinliklerinde # # Bir ritim uyanıyor #
* Un ritmo se agita * * dentro de mi alma *
Kızımın düğün gününü niye cehennem ediyorsun?
¿ Por qué estás arruinando el día de la boda de mi hija?
# Habisliğin en doğru seçim olduğunu fark ederdi #
* Porque sería testigo de toda la gloria de mi maldad *
# Koydular, kalbime bir şarkı #
* Pusieron una canción dentro de mi corazón *
Killian, hayatımın çoğunda yalnızdım.
Killian, pasé gran parte de mi vida sola.
Ama sonra, Henry beni buldu ve Storybrooke'a getirdi ailemin geri kalanını bulmama yardım etti.
Y entonces, Henry me encontró y me trajo a Storybrooke y me ayudó a encontrar al resto de mi familia.
Sarnia'ya gittiniz mi? Yoksa sadece. Narnia'ya benziyor ama daha fazla sandviçi var diye mi?
¿ Conocen la región de Sarnia o sólo gritan porque se parece a Narnia pero con más sándwiches?
Her gün yüzlerce ölüm tehdidi bana, aileme, çocuğuma yöneltildi.
Recibí cientos de amenazas por día. Me amenazaron a mí, a mi familia, a mi hija.
"Kardeşim Ray de bekâr."
"Mi hermano Ray no tiene novia".
"Kardeşim Ray de bekâr."
Mi hermano Ray tampoco tiene novia ".
Hiçbir noktada o kadar iyi aydınlanmış... ve ayrıntılı bir bakış attığını fark etmedim. Göt deliğime bakmış.
Pero no me había dado cuenta de que él había podido... ver tan detalladamente... mi ano.
Sonunda o içki almaya giderken salon bir saniye sessizliğe gömüldü ve altı yaşındaki kızım o yaştakiler gibi yüksek sesle " Of!
Finalmente, se hizo un segundo de silencio mientras el joven bebía una bebida y mi hija de seis años dijo a viva voz : " ¡ Ay!
Çok gururluyum çünkü çocuğum birinin cilt renginin ötesine bakarak içindeki beyazı görüp... ondan nefret ediyor.
Me enorgullece que mi hija pueda ver más allá del color de la piel... y notar lo blanco en el interior de ese hombre... y que lo deteste.
Tek istediğim yatağımdı ve köpeklerden biri yastığıma sıçmıştı... bu da asla bir kaza değildir.
Lo único que quería era acostarme. Pero uno de los perros había cagado en mi almohada... y eso nunca sucede por accidente.
Annem sık sık evin erkeği olurdu.
Mi madre solía ser el hombre de la casa.
Annem de, " Yaşıma... yaşıma...
Y mi mamá responde : " Por Dios.
Çocuğuma renk ismi verdim o ise tavşanlarına insan isimleri veriyor.
Mi hija tiene nombre de color. Su conejo tiene nombre de humano.
Süper değil mi?
¿ Están de acuerdo?
O günden sonra Kerrie benim bebeğim oldu.
A partir de entonces, Kerrie se convirtió en mi bebé.
Sen de hiç böyle hissettin mi anneciğim?
¿ Alguna vez has tenido esa sensación, mami?
Hayatımı kurtaran bu güzel kadın bu odalara girdiğim günden beri benim kayam oldu.
Esa hermosa mujer, que me salvó la vida, que fue mi punto de apoyo desde el día en que entré a esta habitación.
Küçük bir aile yemeğindeydim ve kardeş-annem romlu bir pasta ile geldi.
Así que estaba de cena con la familia, y mi hermana-madre se presentó con una tarta de ron.
Benim gelinliğimi!
¡ Mi vestido de novia!
# Hem de sahiden de güzel # # Söylüyoru-u-u-u-um. #
* Y mi sonido es * * bueno *
# Gelecek için daha çok umudumuz var #
* Tengo más esperanza de la que hay en mi interior *
# Lanetim için veremem aman #
* De lanzar mi maldición *
# Tek gerçek aşkımı benden ayırdı #
* Me robó mi oportunidad de verdadero amor *
Daha derili bir şey mi olsun isterdin?
¿ Desearías que tuviera un poco más de cuero?
Dükkanıma böyle girmek cesaret ister.
Se necesita un hombre valiente para entrar en mi tienda de esa manera.
Ailesini koruyan tek kişi oğlum değil.
Mi hijo no es el único que cuida de su familia.
Her mini minnacık sorunda dibime damlayasın diye lanetimin varisi seçmedim ben seni.
Y yo no te escogí para lanzar mi maldición para que pudieras venir llorando con cada señal de problemas.
# Kardeşim çeksin o acıları #
* Mi hermana llena de tristeza *
# Gitti Regina'yı Kraliçe yaptı, beni deli etti #
* Hizo de Regina una Reina y mi sangre hirvió *
Lanetim seni ailenden ayırana kadar beklemeyi planlıyordum ama işe bak bunu benim yerime kendileri yapmışlar.
Estaba planeando esperar a que mi maldición te separara de tu familia, pero terminaron haciendo mi trabajo por mí.
Kendi başıma küçük şeyleri bile yapamamam meselesi değil.
No se trata de las pequeñas cosas que no podía hacer por mi cuenta.
Bunu yapabilmemin tek yolu, en başında istediği gibi ona kalbimi vermem.
La única manera de que pueda hacer eso es si le doy al Hada Negra mi corazón como ella quería en primer lugar.
Lanetim varmadan önce aileni son kez görmeye mi geldin?
¿ Estás aquí para pasar un momento final con tu familia antes de que mi maldición llegue?
Oğlum.. ve Oak Haven'daki diğer çocuklar... Dolostone Kalesi'nden 813.
Mi hijo y los otros niños de Oak Haven han sido secuestrados por el regimiento
Kocam... onların araçlarından birini takip ediyor.
Mi marido está siguiendo uno de sus transportes.
- Benim oğlum... Oğlum... o kamyonlardan birinde.
- Mi hijo... mi hijo está en uno de esos camiones.
Jackson saklanıyor... ve sen onun nerede olduğunu bilmiyorsun öyle mi?
¿ Jackson se ha escondido y tú no tienes ni idea de dónde está?
Yani bir takım yok, sadece... bize karşı gittikçe büyüyen kötü bir melez ordusu var... ve bariyer tarafından da tam olarak dışarıda tutulamıyorlar, öyle mi?
Así que, ¿ no hay equipo solo nosotros, contra una horda de híbridos viciosos que crece rápidamente que apenas están contenidos por una barrera?
- Evime gelecek yüreği diğer günler dururken bu gün mü buldun? !
- ¿ Tienes el valor de venir a mi casa en este día en especial?
Karımla yatan adamdan nasıl bir yardım isteyeyim? !
¿ Qué clase de ayuda podría querer del hombre que se acostó con mi mujer?