Dolu mu translate Spanish
609 parallel translation
Herkesin bardağı dolu mu?
¿ Están todas llenas?
- Gerçekten dolu mu?
- ¿ Está lleno de verdad?
"Bu koltuk dolu mu?"
"¿ Está libre? Gracias."
Bayan Merlyn, tabanca dolu mu acaba?
Señora Merlyn, me pregunto si esa pistola estará cargada.
- O silah dolu mu?
- ¿ Está esa arma cargada?
Bu silah dolu mu?
¿ Está cargada esta pistola?
Afedersiniz, bu koltuk dolu mu?
Perdone, ¿ está ocupado este asiento?
Söylesene, hâlâ hayat dolu mu?
¿ Y sigue...? ¿ Sigue de tan buen ánimo?
Senin depon dolu mu bakalım?
¿ Seguro que tú no tienes el tanque lleno?
- Bu taksi dolu mu?
- ¿ El taxi está ocupado?
- Silah dolu mu?
- ¿ Tiene balas?
Teşekkür ederim. Tam dolu mu tutuyorsunuz?
- Gracias, ¿ siempre está cargada?
- Dolu mu?
¿ Está cargada?
Çok iyi # - Nasıl tüm zamanın dolu mu geçiyor?
¿ Tienes planes en el marco social?
- Dolu mu?
- ¿ Está cargada?
- Şu koltuk dolu mu?
- ¿ Está ocupado este sitio?
- Bu yer dolu mu?
- ¿ Está ocupado este asiento?
Dolu mu?
¿ Está cargada?
Bu silahlar dolu mu?
- ¿ Están las pistolas listas?
Karınlarınız dolu mu?
¿ Tenéis la panza llena?
Tom, elindeki çifte dolu mu?
Tom, ¿ tienes el rifle cargado?
- Hem de dolu mu olacaktı?
¿ Por qué? ¿ Quieres que te lo devuelva?
Bana bir bak, Philip. Yaşam dolu mu görünüyorum?
Mírame, Philip. ¿ Parezco estar llena de vida?
- Ortağının cebi dolu mu?
- ¿ Un socio con pasta?
Hangi oyun dönüyor? Masalar dolu mu?
¿ Qué tal el juego?
Oh, hadi, lrma. Bundan iyisini yapabilirsin. Sandalye dolu mu?
Vamos, Irma, puedes hacerlo mucho mejor. ¿ Está ocupado?
Kral elleri dolu mu geldi?
Bueno, ¿ volvió el jefe cargado de cosas?
O dolu mu?
¿ Está cargada?
Güçlü, merhametli, sevgi dolu mu?
¿ Fuerte, benévolo, cariñoso?
Bu koltuk dolu mu?
¿ Está ocupado este asiento?
- Dolu mu?
- ¿ Llenos?
Nefret dolu mu?
¿ Odiosa?
Dolu mu?
¿ Lleno?
Ayrıca bu, mücadele sırasında üzerimden aldığın silahım da olabilir. - Silah dolu mu?
Además, será mi propio revólver, que me quitó en la pelea.
Burası dolu mu?
¿ Está ocupado este asiento?
- Havuz dolu mu? - Evet, tamam.
- ¿ Está la escena de la piscina?
Dolu mu, bakın.
Cargarlas a tope.
- Sol kanattaki depo dolu mu? - Evet!
- ¿ Está lleno el izquierdo?
Sandalyeler dolu mu acaba? "
Estas sillas estan ocupadas?
Gümüş kurşunlarla dolu bir silah belki. Bunu mu kastediyorsunuz?
Una pistola, por ejemplo, con una bala de plata. ¿ A eso se refiere?
Tapınak dolu mu?
¿ El templo está lleno?
Dolu mu?
Las balas las escondo, por Pidge.
Bu kadar hayat dolu olması benim suçum mu?
¿ Acaso es culpa mía si ella baila, canta y vive?
Siz de kasanız sabahleyin dolu buldunuz mu?
¿ También encontraste tu cofre lleno esta mañana?
Altın şamdanlar ya da dolu bir yardım kutusu mu gördük sanıyorsun?
No encontramos velas de oro ni cepillos llenos a rebosar.
- Şunlardan mı? - Evet. - Dolu kutu mu?
Tú sí que sabes.
Zavallı Baba, bizim de sevgi dolu anne babaların çocukları olabileceğimizi unuttun mu?
Pobre papá, has olvidado que puede que también seamos los niños de unos padres cariñosos?
- Dolu mu?
- ¿ Ocupados?
- Bu şey dolu mu?
- ¿ Está cargada?
Benim burada en iyi giysileriyle oturan aşağılık biri olduğumu mu düşünüyorsun? İçi sigara dolu iyi bir tabakamın olmadığını mı?
Ahí está, a punto de decirme que soy un pobre que ni siquiera tiene un cigarrillo, ¿ no?
O şey dolu mu?
¿ Esa cosa está cargada? De hecho, lo llaman escopeta.
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mümkün 194
müthiş 502
mutlu günler 26
mutlu 183
muhteşem 1010
mutluluklar dilerim 16
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mümkün 194
müthiş 502
mutlu günler 26
mutlu 183