Düşündün mü translate Spanish
5,045 parallel translation
Bunun hakkında hiç düşündün mü?
¿ Alguna vez lo pensaste?
Hiç kendi yolunda gitmeyi düşündün mü?
¿ Alguna vez viviste de la manera en qué querías?
Ya ben haklıysam? Bunu hiç düşündün mü?
¿ Has pensado alguna vez eso?
- Tatil yapmayı düşündün mü?
¿ Escucha, piensas en tomar unas vacaciones?
Hiç durup bunların bana ne kadar fazla gelmiş olabileceğini düşündün mü?
¿ Podrías pararte y pensar que lidiar con esto podría ser demasiado para mi?
- Produce'u düşündün mü hiç?
- ¿ Ha considerado a Produce?
Bir saniyeliğine durup bunu düşündün mü?
¿ Te detuviste a pensar eso por un segundo?
Peki şeyi düşündün mü, onun konuşmasına müsaade etmeyi?
¿ Ha pensado en... Solo dejar que ella hable?
- Jackie ile konuşmayı düşündün mü?
- ¿ Has pensando en hablar con Jackie?
- Söylediği şeyi düşündün mü?
¿ Has pensando en lo que dijo? ¿ Qué?
Peşinde olduğumuz adamın o olduğunu hiç düşündün mü?
¿ Ha pensado que quizás sea él a quien estamos buscando?
Hey, sen... hiç çörekler hakkında düşündün mü?
Oye, ¿ y un bagel?
Onu açmayı düşündün mü hiç?
¿ Tiene esto algo que ver con la apertura de una lata?
Hiç yeni bir araba almayı düşündün mü?
¿ Alguna vez pensaste en comprar un auto nuevo?
- Sonlandırmamızı hiç düşündün mü?
- ¿ Has considerado que deberíamos parar?
Neden sürekli kıyafet giyiyoruz hiç düşündün mü?
¿ Nunca te preguntas por qué siempre usamos ropa?
Gerçekten düşündün mü?
¿ Nunca te lo preguntas en serio?
Konuştuklarımızı düşündün mü?
¿ Ha pensado en nuestra conversación?
- Açıkçası Sara geçen altı yıl boyunca atlattıklarını düşündün mü?
Sinceramente, Sara, pensar lo lo que has pasado estos últimos seis años?
Bunu hiç düşündün mü?
¿ Lo has considerado?
FBI'da çalışmayı hiç düşündün mü?
¿ Has pensando en venir a trabajar al FBI?
Hiç Jane bu konuda ne düşünüyor acaba diye düşündün mü?
¿ Alguna vez te preguntas qué opina Jane de esto?
Gerçekten evi adamlarla yatıp kalktığımı düşündün mü?
¿ De verdad crees que voy por allí acostándome con hombres casados?
Hiç bunu işine yansıtmayı düşündün mü?
Considerado ponerlos en su trabajo?
Ve o zaman zarfında duygularını senkronize etmenin bir yolu yoktu acaba hiç düşündün mü...
¿ Y en ningún momento desde que tu hernia discal empezó a dolerte - pensaste en...
Düşündün mü?
¿ Has pensado en ello?
- Bunu hiç başlıca düşündün mü?
¿ Habéis pensado esto bien?
Hey, hiç çenendeki çukuru doldurtmayı düşündün mü?
Oye, ¿ has pensado alguna vez en rellenarte el hoyuelo de la barbilla?
Hey mankafa, hiç düşündün mü ne kadar yakışıklı olduğunu?
Oye, capullo, ¿ has pensado alguna vez... en lo guapo que eres?
Eğer başarısız olursan ondan sonra ne olacağını düşündün mü hiç?
¿ Has tenido en cuenta qué pasará si fracasas?
Tomas, acaba hiç şu gerçeği düşündün mü Helena, doğurgan olan klonun ikiz kardeşi ve belki o da...
Me pregunto, Tomas, si alguna vez consideraste el hecho de que, siendo que ella es la gemela de un clon fértil, bueno, quizás...
Araba işini ne yapacağını düşündün mü?
¿ Solucionaste algo de tu coche?
Yatarak tedavi görmeyi düşündün mü hiç?
¿ Has pensado en internarte?
Hiç eve dönmeyi düşündün mü? Neyden bahsettiğimi biliyorsun.
¿ Has pensado en... en volver a casa, ya sabes a qué me refiero?
Bununla ilgili kariyer yapmayı hiç düşündün mü?
- No puedo verlo. ¿ No has pensado en hacer una carrera con esto?
Hiç... Düşündün mü?
¿ Has pensado... en mí alguna vez?
Bunu hiç düşündün mü?
¿ Has pensado en eso?
Eğer Qadir seni tanırsa ne olacağını hiç düşündün mü?
Pero, ¿ has pensado qué pasaría si Qadir te reconociera de todos modos?
Bunu düşündün mü?
¿ Ha pensado en eso?
Bunu oğluna nasıl açıklayacağını düşündün mü?
¿ Ha pensado en cómo va a explicarle eso a su hijo?
Gabriel Waincroft'un babanı öldürdüğünü düşündün mü?
¿ Pensaba que Gabriel Waincroft mató a su padre?
Ee, konuşmalarımızı düşündün mü?
Así que... ¿ Has pensado sobre nuestra conversación?
Jonhny'yi nasıl teslim edeceğini düşündün mü?
¿ Ha pensado en cómo quiere entregarlo?
Ya hasta olan bensem? Belki iblis olan Erik'tir. Bunu hiç düşündün mü?
como sabe que no estoy enfermo y que Erik es el demonio?
Hiç düşündün mü o güler yüzünü doğramayı ne kadar istediğimi?
¿ Tienes alguna idea de cuánto me gustaría cortar esa sonrisa de tu cara?
Ailemi öldürmekle tehdit eden bu adamı affedebileceğimi harbiden düşündün mü?
¿ Realmente creíste que podría perdonar al hombre que amenazó con matar a mi familia?
Suvek'i Sektörden dışarı nasıl çıkaracağımızı hiç düşündün mü?
¿ Has pensado siquiera en cómo vamos a sacarlo del sector?
Balodan söz etmişken acaba düşündün mü?
Bueno, hablando del baile, ¿ has pensando en...?
İlaçlarını almaya başlamayı hiç düşündün mü?
¿ Has pensado en volver a tomar tus medicinas?
Burada onlarla yalnız kalırsan ne olacağını düşündün mü?
¿ Puedes imaginarte cómo se vería? ¿ Tú aquí sola con ellos?
Hey, sen hiç aşık olduğunuzu nasıl öğrendim, düşündün mü?
¡ Sí!
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
mükemmel 2580
musashi 31
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183