Emin değildim translate Spanish
1,453 parallel translation
- Evet, ettim... tabi ki emin değildim.
Sí, lo sospechaba aunque no estaba seguro.
Emin değildim.
No estaba seguro.
Hazır olduğumdan emin değildim.
Por convencerme para que hiciera esto.
Bu maçı oynayıp oynamama konusunda tam emin değildim... ama şimdi oynayacağım.
No estaba seguro de jugar este juego. Pero ahora voy a jugar.
Artık bu okula kayıtlı olduğundan bile emin değildim, dostum.
No sabia si tu todavía venias a esta escuela, perro.
Demek istediğim çıktığımızdan bile emin değildim ama artık böyle bir olasılık bile yok.
No sé si en algún momento estuvimos saliendo, pero ahora no hay ni siquiera una oportunidad.
Spor salonunda ilk kez takıldığımızda emin değildim.
Sabes, la primera vez que te vi en el gimnasio, no estaba seguro
Özellikle de şimdi sen de buradayken... - Geleceğinden emin değildim.
Especialmente ahora que tu estas aquí
Shane olmadığını biliyordum ama Army'den emin değildim.
Sabía que no era Shane, pero no estaba seguro sobre Army.
Dün kendimi net olarak ifade edebildiğimden emin değildim.
No sabía si ayer me había explicado bien.
Ellia'nın açlığı hergün giderek artıyordu ve onun için yapabileceğim bir şey olduğundan emin değildim.
El hambre de Ellia crecía más fuerte cada día y yo no estaba seguro de poder hacer nada por ella.
Çünkü istediğimden emin değildim.
Porque no estaba seguro de que quería eso.
Andrea, bana dürüst davranacağından emin değildim.
Andrea, francamente, no estaba muy seguro de que me dijesen la verdad.
Ne olduğundan emin değildim ama gurur duydum.
No estaba seguro qué era, pero estaba orgulloso.
Normal şeyler sevdiğini mi yoksa Cindy gibi vejetaryen olup olmadığından emin değildim.
No sabía si comías lo normal o si eras una de esas vegetarianas como Cindy.
Ian'ın senin mi onun mu olduğundan emin değildim.
Ni siquiera sabía si Ian era tuyo o suyo.
Biliyor musun anneciğim, bu akşam hakkında emin değildim.
Sabes, madre. No estaba seguro de salir esta noche.
Üzgünüm, uyanık olduğumdan emin değildim.
Lo siento, no estaba seguro de estar despierto.
Emin değildim.
No lo sabía.
Bunu gerçekten yapabileceğinden emin değildim!
No estaba segura de que pudieras hacerlo.
Peki.Emin değildim.
No puede perderse. De acuerdo.
Vereceğiniz tepkiden emin değildim...
Yo... no estaba segura de su reacción.
Çünkü emin değildim, önce emin olmam gerek.
Porque no estaba segura. Primero lo necesito confirmar.
ama sen Jill'den ayrılana kadar emin değildim Nelerle ilgilisin?
Pero no estaba segura hasta que rompiste con Jill y a que te dedicas?
Ama sanırım ben de neyi bulabileceğimizden emin değildim.
Pero supongo que yo tampoco sabía qué íbamos a encontrar.
Önce kapı olduğundan emin değildim, sonra yeniden vuruldu.
( SE HACE EL silencio ) No estaba segura de haber oído bien, pero al instante vuelvo a oír el mismo ruido.
Bir daha seni görebileceğimden emin değildim.
No confiaba en verte de nuevo.
Aslında ben, Angela ve sen hakkında o kadar da emin değildim.
Sabes, nunca estuve muy seguro de tu relación con Angela.
Gerçek şu ki... bir çocuğa neler verebileceğim konusunda hiç bir zaman emin değildim.
La verdad es que... nunca estuvo claro para mi que tendría para ofrecerle a un niño.
Gelebileceğinizden emin değildim Ira bu Gus.
- Felicitaciones. Estoy tan contenta de verlos. No pensé que vendrían.
Emin değildim çünkü hep peşin öderdiniz.
No estaba seguro, porque siempre paga en efectivo.
- Ben Bill. Dükkanda olacağına emin değildim.
No pensaba que estuvieras ahí.
Gelmemeliydim, fakat olayı incelediğinden emin değildim.
No debí venir, pero no sabía si tú podrías con esto.
Bizi ilk yıl aynı odaya koyduklarında, senden pek emin değildim.
CÏ... ando nos dieron el mismo cÏ... arto el primer aà ± o, no estaba mí... y segÏ... ro de ti.
Emin değildim acaba...
No estaba seguro si debía...
Fazla bir seçeneğim olduğundan emin değildim.
No estoy seguro de tener elección.
- Beni hatırlayacağından emin değildim.
No estaba seguro si te acordarías.
- Aslında buraya gelmemiz konusunda emin değildim.
A decir verdad, no estaba seguro si deberíamos haber venido.
Zaten o saatte zili bulabileceğimden emin değildim.
Pero, también, no estoy seguro de haber podido encontrar tu casa a esa hora. Espera un segundo.
Burada olacağından emin değildim.
No estaba seguro de que estuvieses aquí.
Bir şey yapmam gerektiği aklıma gelmedi çünkü bir şey olduğundan emin değildim.
No pensé que había algo que hacer.
Babasıyla görüşmek isteyip istemediğinden emin değildim. Ama iki gün sonra, oraya geldi. Hey, Carl.
No estaba seguro de que quisiera nada con el viejo, pero un par de días después, allí estaba
İkinizin arasında ki ilişkinin nasıl sonuçlanacağından emin değildim tümüyle emin olana kadar bekledim.
No estaba seguro de cómo había terminado entre Uds. dos hasta que me lo aclaraste.
Dürüst olmak gerekirse benden hoşlandığınızdan bile emin değildim.
Si le soy sincero, ni siquiera estaba seguro de que yo le cayera bien.
Siz her zaman birliktesiniz, ama emin değildim.
Siempre están juntos, pero no estaba seguro.
Ben de emin değildim.
- Yo tampoco estaba seguro que funcionaría.
Ve galiba tişörtünü çıkardım sonra pantolonunu çıkaracaktım ve devam edip etmeyeceğimden emin değildim.
Y creo que le saqué la camiseta luego iba a desabotonarle los pantalones y sentí que... No sabía si quería seguir -...
Penisini çıkardım ve ona mastürbasyon yaptırmaya başladım. Ve bunu yaparken ne hissettiğine emin değildim.
Y creo que mientras hacía eso no estoy muy seguro de cómo se sentía él...
Burada olacağından emin değildim.
No estaba seguro de que estuvieras aquí.
İlk başta benim olduğuna bile emin değildim ama olasılıklar imkansız görünüyor.
Ni siquiera estaba seguro de haber sido yo al principio pero la correlación es imposible de ignorar.
- Önceden emin değildim.
Antes no estaba segura.
değildim 75
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577