Emin ol translate Spanish
6,403 parallel translation
Tüm hindi parçalarını bitirdiğine emin ol.
Y asegúrate de acabar con esos pedacitos de pavo.
Onlara hisardaki girişten bahsetmediğine emin ol.
Asegúrate que no les diga nada sobre la entrada del fuerte.
Eğer işler ters giderse, onların sağ salim Tenzin'e ulaştıklarından emin ol.
Aseguraos de que vuelven junto a Tenzin sanos y salvos si algo saliese mal.
Emin ol, kalmadım.
Creedme. No lo fui.
Sadece, birini suçlamadan önce, kendini bir kontrol et ve senin de aynı şeyi yapmadığından emin ol.
Antes de acusar a alguien de esconderse... revisa y asegúrate que no estés haciendo eso contigo misma.
Kimsenin bir şeye dokunmayacağından emin ol. Hemen polis çağırın.
Asegúrense que todos sepan que nadie toque nada, y trae a la policía aquí ahora.
Bu yatın şehirden ayrılmayıp uluslararası sulara açılmadığından emin ol.
Asegúrate que este bote no deje la ciudad... hacia aguas internacionales.
Onlara şeyi söylediğinden emin ol...
Asegúrate de decirles que...
Emin ol söyleyebilirsin.
Seguro que puedes.
Emin ol yapar.
- dentro del vehículo. - Exacto.
Onu dışarı yollamazsanız emin ol o evdeki herkes bugün ölecek.
Si no le hacéis salir, os garantizo que todos los que estáis en esa casa moriréis hoy.
En iyi iplikleri kullandığından emin ol.
Utiliza solo los mejores hilos.
Emin ol istemezsin.
No quiero esto, no deseo que esto...
Şiddete gerek yok, oduncu, fakat fenerin yandığından emin ol, yoksa kızının ruhu da söner... sonsuza dek.
La violencia no es necesaria, leñador, pero asegúrate de mantenerla encendida, o el fuego de tu hija se apagará... para siempre.
Kamışını em ve nemli olduğundan emin ol.
Empapa tu lengüeta, y asegúrate de que está húmeda.
Etrafta birilerinin olmadığına emin ol.
Pero mira que no haya nadie por aquí.
Sadece garaj girişini ve yolu sanal kardan temizlediğine emin ol.
Solo asegúrate de que has limpiado la entrada al garaje y a la casa
Mary'nin güvende olduğundan emin ol.
Solo asegúrate de que María está a salvo.
Ve eğer dediklerin doğruysa, o dediğin bütün patlayıcıları bulacağımıza emin ol.
Y si lo que dices es verdad, encontraremos estos explosivos aunque tenga que morir desangrado.
Daha başka bir sürü sebep var, emin ol.
Hay otras muchas razones, te lo aseguro.
Ama emin ol ki Danimarka inzivası ve seks tatilinden döndüğü gibi isteyeceğim.
Pero sea como sea, voy a exigirle que me las devuelva todas cuando vuelva de su temporada sabática / sex-capada danesa.
Güzel bir şeyler giydiğinden emin ol.
Asegúrate de que lleves algo bonito.
Zamanı geldiğinde adamlarının savaşa hazır olduğundan emin ol.
Sólo asegúrate que tus hombres estén preparados cuando llegue la hora.
Bırak onları ve ölü Colchean'in geri dönmediğinden emin ol.
Suéltalos... y devuélveles sus muertos a los Colcheans.
- Emin ol konik derindir. - Bu çok anlamsız.
- Hay mucho que no tiene sentido.
Adamlarının hazır olduğundan emin ol, şimdi Telemon'un sadakatinden şüphe ediyor musun?
Que tus hombres estén listos. ¿ Aún dudas de la lealtad de Telemon?
Ve ne zaman şu bulaşık makinesi şeyini yaparsan bulaşıkların, makineyi boşaltmadan önce temiz olduğundan emin ol yoksa bu onları çok sinirlendiriyor.
Y si haces lo del lavavajillas, asegúrate de que estén limpios antes de quitarlos. Les fastidia mucho.
Sandra. Bu dava üzerinde çalışırken, benimle ilgili şeyleri su yüzüne çıkardığından emin ol.
Sandra, trabajando en este caso usted descubrirá cosas sobre mí.
Doğru yapıldığından emin ol.
Siéntese antes de abrirlo.
Emin ol canım, orada bir sıcaklık olsaydı açılırdı, tamam mı?
Te juro que si hubiera calefacción, estaría encendida, cariño.
Emin ol ki onlar bensiz asla bulamazsın.
Te prometo... que nunca las encontrarás sin mí.
Kızları bulduklarından emin ol, olur mu?
Asegúrate de encontrar a las chicas, ¿ de acuerdo?
Teslim edildiğinden emin ol.
Para que sea entregada.
Emin ol öylesin. Aklındaki bir numaralı kişi kim?
¡ Ya lo creo que sí!
Bir ikiden de fazla, emin ol.
Estabas más que unos años. Créeme.
- Greer, emin ol oraya gitmek istemezsin.
Señor, realmente no querrá hacer eso.
Şimdi sağlam olduğuna emin ol.
Asegúrese de que usted es duro ahora.
Sağlam olduğuna emin ol.
( Palmas ) Asegúrese de que usted es duro.
Emin ol o da aynı acıyı çekiyor.
Créeme, él es hurtin'igual de malo.
Yemek yediğinden ve ilaçlarını düzenli olarak aldığından emin ol.
Asegúrese de que esté comiendo y... tomando su medicación en una base regular.
Hazır olduğundan emin ol.
Asegúrese de que usted lo consigue listo.
Kim, sana müşteri her zaman haklıdır..... dediyse, emin ol, o da bir müşteriydi.
Quien dijo que el cliente siempre tiene la razón era un cliente.
Johnny, bu adamlardan birinin Thomas Valles olduğundan emin ol.
Johnny, que uno de esos chicos sea Thomas Valles.
Emin ol.
Oh, sí, lo haré.
Isabella, ilk yardım çantası bul,... ve kan kaybetmediğinden emin ol.
Isabella, encontrar un botiquín de primeros auxilios y asegúrese de que no sangra a cabo.
Tamam ama emin ol, psikopat katil onlar, Chandi.
Bueno, pero te juro que son unos malditos asesinos, Chandi.
Darrin, kameranın evi çektiğinden emin ol.
- Tenemos que permanecer juntos.
Geniş çekim yaptığından da emin ol.
- Haz también un plano general.
Şu an tam olarak kimle konuştuğumdan emin değilim, ancak hangi Jim olursan ol bu psikolojik hastalığı bana bulaştırmadan evimden defolup gidin.
Ni estoy segura si con quien hablo ahora mismo, si eres el Jim que dices ser, quiero que salgas de mi casa antes que yo contraiga esta enfermedad psicótica.
Emin ol ki ev değil.
Jo...
Sağ ol. Bir şey yemek istemediğine emin misin?
¿ Estás seguro de que no quieres comer algo más?