Geldik mi translate Spanish
1,213 parallel translation
Geldik mi?
¿ Ya llegamos?
- Geldik mi Percy?
- ¿ Ya llegamos, Percy?
Toplanma noktasına geldik mi?
Estamos en el área. ¿ Hay transmision?
- Geldik mi?
- ¿ Hemos llegado?
Geldik mi?
¿ No era éste nuestro destino?
Geldik mi? Yeşimtaşı köyü mü?
¿ Esto es jade?
Geldik mi?
¿ O sí?
Geldik mi?
¿ Estás ahí todavía?
Geldik mi?
¿ Hemos llegado?
Neredeyse geldik mi?
¿ Estamos cerca?
Geldik mi? - Evet.
- ¿ Vives aquí?
- Geldik mi?
- ¿ Ya hemos llegado?
Buraya Beatrice Templeton'ı uğurlamak için geldik. Karım, bilindiği gibi oldukca şefkatli biriydi.
Vinimos a lamentar la muerte de Beatrice Templeton.... mi esposa, conocida cariñosamente como Bea.
"geber" e mi geldik? - Durma. Çubuğu düşür.
- ¡ Adelante, tira el control!
İneceğim yere geldik.
Estamos en mi parada.
- Haydi, tatlım. Geldik.
- Ya llegamos, mi amor.
3 milyon kilometreyi bunun için mi geldik?
¿ Recorrimos 3000 km en coche para esto?
Buda ortağım Jeffrey Lebowski. Buraya, küçük Larry hakkında konuşmaya geldik.
Y este es mi sócio Jeffrey Lebowski.
Yürüyüş yaparken buraya geldik ve kayıp hazineyi bulduk. - Öyle değil mi?
Es como si hubiéramos salido de paseo y encontrado un tesoro, ¿ no?
Haydi yapmayın, o benim dostum. Birlikte geldik.
- Es mi amigo, no puedes...
Yani, buraya yeni geldik, bize kış boyunca yetecek yiyeceğimiz de var. Değil mi?
Acabamos de llegar aquí, y tenemos comida de sobra para todo el invierno.
Ta Londra'dan bunun için mi geldik?
Viajamos desde Londres, para esto?
Benim tercihimdi, hadi biz geldik diye bağırmalıydım öyle mi? .. Burada yaşıyanları iyi tanırım, hepsi işe yaramaz pislik heriftir.
Ya me conoces, a mí no me interesa esa basura campesina, es para otro lugar, donde no hay nada que hacer.
Ne yazık ki Majesteleri felaketin eşiğine geldik.
¡ Ay, mi Señora, estamos sumidos en la catástrofe!
Çok hızlı geldik, değil mi?
Diablos, qué rápido llegamos, ¿ no?
Babama asla söyleyemeyeceğim şeyler yapmaya geldik çünkü beni hâlâ cici kız olarak görüyor.
Vinimos a hacer cosas que no puedo decirle a mi padre porque cree que soy una niña buena.
Neyse, eve geldik ve babam bana hakaret etmeye başladı.
Y cuando volvimos a casa, mi padre procedió a humillarme.
Eski karımla yeniden bir araya geldik de.
Mi ex esposa. Estamos intentando reconciliarnos.
İşte geldik. Holosuit hala müsait mi?
¿ Aún sigue disponible la holosuite?
Bayağı yol geldik, değil mi?
Hemos avanzado mucho, ¿ verdad?
Zaferimi kutlamak için buraya geldik.
Hemos venido a celebrar mi victoria.
- Buraya sizi kurtarmaya geldik. - Öyle mi.
Hemos venido a rescatarlo.
Pek bir araya geldik denemez aslında, değil mi?
Yo no diría que nos conectamos, la verdad.
Gecenin yarısı buraya aptal bir yumurta için mi geldik?
Espera un minuto. Llegamos aquí en el medio de la noche para un óvulo estúpida?
Bunun için buraya geldik değil mi?
Eso es por lo que vinimos aqui no?
Sevgililer gününde beraber bu romantik tatil yerine geldik, değil mi? Ben senin burada bana teklif... edecegini sanmıştım.
Estamos en este lugar tan romántico de vacaciones... y creí que ibas a... proponerme matrimonio.
- Bu yüzden mi buradan geldik?
- ¿ Por eso lo hemos elegido?
Benim eve geldik!
Mi hogar está aquí!
Sonunda geldik.Çok geç mi kaldık?
Por fin estamos aquí. ¿ No es vergonzoso llegar tan tarde? .
Otobüs zaten yeterince kötüydü. Dur biraz, Leorio. Mashu'nun dediği gibi, doğru yoldan geldik.
Y quiero saber de qué se trata el trabajo de Cazador que tanto le fascina a mi padre.
Doğru günde geldik, değil mi?
Hoy es el día de la fiesta, ¿ no?
Yarım saat önce Bay Waggles'ın sevgilisi bacağıma sarıldı ve Beş Ayaklı Yarış'ta üçüncü geldik.
Hace media hora, Yo tenía mi pierna izquierda atada de pata del Sr. agita'y quedó en tercer lugar en la carrera de cinco patas.
- Oğlumu görmeye geldik, Carlo Ricardo.
- Venimos a visitar a mi hijo, Carlo Ricardo.
Sonra birlikte evime geldik ve müthiş bir uyum sağladık.
Regresamos a mi casa y realmente nos entendimos
Las Vegas'a kadar bunun için mi geldik?
¿ Vinimos hasta Las Vegas por esto?
Oh, gene oraya geldik, değil mi?
Ahí está. ¿ No?
Top 5 ayrılıklar listesinin üc * üncü sırasına geldik.
La tercera de las 5 peores rupturas de mi vida :
Buraya bunun için geldik, değil mi?
A eso vinimos, ¿ no?
Buraya cesetleri incelemeye geldik, değil mi?
Estamos aquí para examinar cadáveres, ¿ no?
Kağıt oynamaya mı eski günleri yad etmeye mi geldik?
¿ Vamos a jugar o a hablar de los viejos tiempos?
Bir gün bir şekilde tekrar kardeşimle bir araya geldik. Mümkün olduğunca durgun ve sessiz kalmaya and içtim.
Estoy contento con quedarme aquí, trabajar las traínas y pensar en mi buena suerte.