Getirdin mi translate Spanish
3,408 parallel translation
Getirdin mi?
¿ Lo has traído?
Aletleri getirdin mi?
¿ Trajiste el equipo?
- Başka kıyafet getirdin mi?
- ¿ Te has traído otra ropa?
Nick'in konuşma nüshasını getirdin mi?
¿ Trajiste el discurso de Nick para el equipo del teleprompter?
- Washington'dan Jane'i getirdin mi?
- ¿ Ya trajiste a Jane de Washington?
Ailenin yanında olmayı aklına getirdin mi hiç?
¿ No pensaste en estar allí solo por tu familia?
- Getirdin mi?
- ¿ Lo conseguiste?
- Prezervatif getirdin mi?
Oh, Nora. ¿ Trajiste protección?
Hediyeyi getirdin mi?
¿ Tienes el regalo?
Trenini getirdin mi?
- ¿ Llevaste el tren?
Getirdin mi?
¿ La has traído?
Söylediğim her şeyi getirdin mi?
Trajiste todo lo que te pedí, ¿ verdad?
- Evet. Her şeyi getirdin mi?
¿ Tienes todo?
- Getirdin mi?
¿ Lo trajiste?
- Telefonumu getirdin mi?
- ¿ Has traído mi celular?
Getirdin mi?
¿ Lo trajiste?
İstediğim şeyi getirdin mi?
¿ Trajiste lo que quería?
- İstediğim şeyi getirdin mi?
¿ Y lo que te pedí?
- Kurabiye de getirdin mi?
- ¿ Me trajiste más galletas?
Eldiven getirdin mi?
Me gusta. ¿ Te has traído el guante?
İstediğim şeyi getirdin mi?
¿ Conseguiste lo que te pedí?
Laptopu getirdin mi?
¿ Trajiste el laptop?
Onu getirdin mi?
¿ La trajiste?
Tamam, dinle, bu isi bitirmeliyiz, fikirlerini degistirmeden imzayi kapmaliyiz kitabi getirdin mi?
Tenemos que hacer que se entusiasmen y firmen pronto. ¿ Traes el libro? Está bien.
Güzel. Silahı getirdin mi?
Eso es muy bueno. ¿ Lo tienes?
Atları getirdin mi?
¿ Tú traer caballos?
Fresca mı getirdin mi?
¿ Trajiste mi Fresca?
Keller, şu vurduğun zavallı geyiği getirdin mi?
Keller, llevar esa pobre ciervo qué le disparaste?
Senden istediğim içeceği mi getirdin?
¿ Trajiste ese reabastecimiento de gaseosa que te pedí?
Yavru köpeği onunla oynaması için mi getirdin, yoksa,...
Ahora el cachorro es la distracción porque quiere jugar con él o...
Bunları bizim evden mi getirdin?
¿ Eso son cosas de nuestro apartamento?
Vince, polis mi getirdin?
¿ Vince, trajiste la ley?
Sırf bana çıkma teklifi etmek için mi yemek getirdin yani?
¿ Me has traído la cena para pedirme una cena?
Bu beyaz kar tavşanlarını neden partime getirdin?
¿ Por qué demonios has traído esos conejitos de nieve blanca a mi fiesta?
Getirdin mi?
¿ La trajo?
Bir gün içinde mağazamın altını üstüne getirdin resmen.
En un día, has conseguido dar la vuelta mi tienda.
Evime hiç tanımadığım bir adamı getirdin.
Has metido en mi casa a un hombre al que no he visto en mi vida.
Dale, beni buraya tecrübem için getirdin.
Dale, tú me trajiste por mi experiencia.
Bu yüzden mi beni buraya getirdin?
¿ Es por eso por lo que me has traído?
- Bize bir şey mi getirdin?
¿ Tenéis algo para nosotros?
Getirdin lordum.
Así es, mi señor.
Mellie'yi evimin kapısına getirdin.
- La llevaste a mi cabaña.
Bu yüzden mi ölen bir adamın son dileğini yerine getirdin?
Por eso decidiste conceder a... un moribundo su último deseo...
İnsan kurban etmenin gerektiğini bilerek mi beni buraya getirdin?
Me trajiste aquí sabiendo que el hechizo... requiere un sacrificio humano.
- Evime güvercin mi getirdin?
¿ Has traído una pichón a mi casa?
Çerez mi getirdin?
Últimamente a tu hija le encanta Gurumpang.
Seni avutmam için mi beni buraya getirdin?
Y usted me trajo aquí, entonces ¿ puedo consolarle?
Yanında savaşamayacağımı düşündüğün için mi bu çocuğu yanında getirdin?
¿ Trajiste a este chico porque crees que no puedo pelear a tu lado?
Eski sevgilisinin resimlerini getirdin, değil mi?
Trajiste las fotos de la ex, ¿ no?
Kardeşimi güvenle Kralın Şehri'ne getirdin.
Trajiste sano y salvo a mi hermano a Desembarco del Rey.
Gününü benimle harcıyormuş gibi davrandığında, benim meselem haline getirdin.
Bueno, usted lo hizo mi negocio cuando usted fingió pasar el día conmigo.