English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gördüğüm kadarıyla

Gördüğüm kadarıyla translate Spanish

1,721 parallel translation
Bill, Beyaz Saray'daki haberlerde gördüğüm kadarıyla Başkan Palmer Charles Logan'a bir çeşit izin vermiş.
Bill, veo en las actualizaciones de la Casa Blanca que el Presidente Palmer le dio a Charles Logan algún tipo de permiso.
Gördüğüm kadarıyla, tasarım mükemmel.
Hasta ahora puedo decirte que el diseño es sólido.
Çünkü gördüğüm kadarıyla yatak odasındaki gazlı... şömine hiç kullanılmamış gibiydi.
- Por lo que he visto, parece improbable que esa estufa del dormitorio alguna vez se haya usado.
Gördüğüm kadarıyla, istekler listenizde, resmi seçim ya da oy sandıkları yok.
En su lista de pedidos, no veo oficiales electores ni urnas para votos.
Gördüğüm kadarıyla kaymayı öğreniyorsun.
¿ Todavía jugando con monopatín, eh?
Gördüğüm kadarıyla değil.
- No. Según lo que he visto, no.
Gördüğüm kadarıyla, Boone ne istediğini biliyordu. Tablet için oradaydı.
Por lo que vi, Boone, sabía lo que quería.
Gördüğüm kadarıyla oldukça iyi korunuyorsunuz.
Veo que está bien protegido.
- Gördüğüm kadarıyla yok.
- No que yo haya visto.
Bilmem sadece korku filmlerinde gördüğüm kadarıyla
No lo sé. Lo que he visto en las películas de terror.
Benim gördüğüm kadarıyla, ortada bir tecavüz filan yoktu.
Según sé la tal violación, nunca ocurrió.
Gördüğüm kadarıyla yok.
No que yo sepa.
Gördüğüm kadarıyla tamamıyla tümleşikmiş.
Veo que estaba completamente integrado.
Gördüğüm kadarıyla, düşündüğüm kadar kötü yaralı değilmişsin.
Veo que no estás tan mal herido como pensaba.
Ama gördüğüm kadarıyla tüm odalarda ses kaydı için de tertibat var.
Pero veo que las habitaciones están cableadas para el sonido también.
Sör Thomas. Gördüğüm kadarıyla yeni gücünü göstermeye pek niyetli değilsin.
Sir Thomas, me he dado cuenta que elude el uso de los adornos que corresponden a su alto cargo.
Gördüğüm kadarıyla alış yapmadan satış yapamıyorsun.
Es para morirse. Bien, ya veo que no puedes cerrar una venta sin abrir otra cosa.
gördüğüm kadarıyla muhteşem.
Por lo poco que he visto parece increíble.
Eh gördüğüm kadarıyla... Aha, Dundy ödüllerin.
Bueno, vi- - ¡ Tus Dundies!
Gördüğüm kadarıyla ilişkimizin ikinci aşamasına geçmişiz.
Veo que ya hemos pasado a la siguiente etapa de nuestra relación.
Gördüğüm kadarıyla 127 kiloymuşun ve şimdi, hayatım
Asi que pesabas... 280 libras. y ahora... Oh, cielo!
- Gördüğüm kadarıyla çok meşgulsün.
- Que esperen.
Gördüğüm kadarıyla, kendini rahata erdirmişsin.
Te has puesto cómodo, veo. ¿ Cómodo?
Gördüğüm kadarıyla, hala bir yoğurt seversin.
Veo que sigues comiendo yogur.
Gördüğüm kadarıyla 15 saatimiz var.
Según mis cálculos, tenemos unas 15 horas.
Benim gördüğüm kadarıyla bir şeye uzanıyordu.
Lo que vi fue que el él intentaba tomar algo.
Ve gördüğüm kadarıyla duvarlar hala yerinde duruyor.
Y de lo que puedo ver, las paredes están todavía en pie.
Gördüğüm kadarıyla ikimizde de senin istediğin bir şey var.
Tal y como yo lo veo, los dos tenemos algo que tú quieres.
Gördüğüm kadarıyla dövme yaptırmışsın.
Veo que fuiste y te hiciste tatuar.
Gördüğüm kadarıyla bayağı bir kaynaşmışsınız.
Ya os conocéis bien, por lo que veo.
Gördüğüm kadarıyla internetle oldukça vakit geçiriyorsun.
Pasas mucho tiempo en internet, lo comprendo.
Gördüğüm kadarıyla, Shirley Turner'a yaltaklanıp duruyordu.
Casi adulaba a Shirley Turner, desde mi perspectiva.
- Gördüğüm kadarıyla yok.
- Por lo que se ve, no.
Gördüğüm kadarıyla, cinayetlerden altı ay sonra Alplerdesiniz ve üniversite öğrencisi kızlarla falan takılıyorsunuz.
Pareciera que, digamos, seis meses después de los asesinatos, usted estuvo en los Alpes con niñas que terminaban la escuela y demás.
Düşünüyordum da... ve senin ne düşündüğünü bilmiyorum, ama gördüğüm kadarıyla,...
Así que estaba pensando... y no sé tú, pero la manera en que yo veo...
Gördüğüm kadarıyla sende doğal bir yetenek var.
Por lo que veo, tienes talento natural.
Gördüğüm kadarıyla 2 seçeneğiniz var.
Como yo lo veo, usted tiene dos opciones.
Onu tüm kalbimle severdim ve gördüğüm kadarıyla sen de birazını hatırlıyorsun.
Lo amé con todo mi corazón y puedo ver que estás recordando algo.
Gördüğüm kadarıyla, harika bir kıza benziyor.
Bueno, por todo lo que he visto parece una gran chica.
Gördüğüm kadarıyla ortak bir ilgi alanımız var.
Veo que compartimos una fascinación.
Gördüğüm kadarıyla, sarışınlara karşı hâlâ bir zaafın var.
Bueno, veo que todavía tienes debilidad por las rubias.
Bir dakika önce Hackney'deyim... bir dakika sonra ise çölün ortasında. Gördüğüm kadarıyla, muhtemelen ya hipnotize filan edildim... ya da büyük bir şaka neticesinde beni buraya getirdiniz.
un minuto, estoy en Hackney y soy la siguiente, estoy en el desierto la manera en la que lo mire, probablemente eh sido hipnotisada o algo y ustedes me trajeron aquí, como una gran broma
Ve gördüğüm kadarıyla cevap verecek kimse de yok.
Y por lo visto, a nadie a quien rendirle cuentas.
Gördüğüm kadarıyla kızımın muhteşemen göğüsleri tarafından baştan çıkarılmışsın.
Veo que estás interesado en las increíbles mega tetas de mi hija.
Gördüğüm kadarıyla Lex'in güvenliği polis departmanı ile işbirliği içinde değil.
Hasta donde puedo decir, la seguridad de Lex no está cooperando con la policía para avanzar con la investigación.
Gördüğüm kadarıyla önünde iki seçeneğin var.
Según lo veo, tienes dos opciones por delante.
Gördüğüm kadarıyla ilk engel şu duvar yürümeyi sonra düşünürüz.
Por lo que sé, el primer desafío es sobrepasar ese muro. Y luego podremos preocuparnos de cruzar el piso... sin tocarlo...
Gördüğüm kadarıyla, tanıdığım birçok insan daha insan.
Por lo que vi, es más humana que mucha gente que conozco.
Gördüğüm kadarıyla annesi için endişelenmiş birine benziyor.
Parece estar muy preocupado por su madre.
Gördüğüm kadarıyla şu ana kadar işini iyi yapmış.
Desde mi punto de vista, por ahora, él parece estar actuando correctamente.
Gördüğüm kadarıyla yok.
No que yo vea.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]