English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Gördüğünüz gibi

Gördüğünüz gibi translate Spanish

2,811 parallel translation
Gördüğünüz gibi zamanımız daraldı.
Así que usted dice que no tiene mucho tiempo.
Gördüğünüz gibi İsa'nın öğretileri ışığında, onları burada kalıcı bir şekilde tedavi ediyoruz.
Por lo tanto, al hacerlo, le hemos curado, De manera consistente con las enseñanzas de Jesucristo.
Gördüğünüz gibi parlaklık artınca nehir de yükseliyor.
Se ve que cuando el sol sube, el río sube.
Gördüğünüz gibi, yapmam gereken çok şey var.
Tengo un montón de responsabilidades, mire...
Gördüğünüz gibi, şu an arkamda gerçekleşen şey bir fuhuş ve uyuşturucu halkasına yapıldığı iddia edilen büyük bir polis baskını.
Como pueden ver, detrás de mí en este momento hay una gran detención, una red de prostitución y drogas.
Sizin haberlerde gördüğünüz gibi, Dünya korkunç bir yer. Özellikle "bildiğimiz uyuşturucularla"
Como habéis visto en las noticias, el mundo es un lugar horrible, especialmente para la gente que está involucrada con drogas drogas como parece que Ryan estaba.
Atmosferler ışığı emmezler, gördüğünüz gibi, çünkü Güneş'i görebiliyorsunuz.
Las atmósferas no absorben mucha luz visible, pueden verlo porque pueden ver el Sol.
- Gördüğünüz gibi kurban sol dördüncü kaburgasından. öyle bir darbe almış ki kaburgası çatlamakla kalmamış aynı zamanda kemiğinin bir kısmı yerinden çıkmış.
Como podeis ver, la víctima fue golpeada en la cuarta costilla izquierda con un golpe suficientemente fuerte no solo para fracturar la costilla, sino también para arrancar una parte del hueso.
Gördüğünüz gibi Eddie benim yeğenim olur.
Verás... Eddie resulta ser mi sobrino.
Gördüğünüz gibi, Indiana Jones heyecan ve maceralarla doludur ama bu herkesin harcı da değil elbette.
Ya ves, Indiana Jones tuvo un monton de aventuras y diversion, pero consiguio vencer un monton, lo que no es para todos.
Gördüğünüz gibi, delilden ziyade, olumsuz etki yapacak nitelikteler, Sayın Hâkim.
Como puede ver, son claramente más prejuiciosas que probatorias, señoría. - Denegada.
Gördüğünüz gibi, babam... inşaat işindeydi, dolayısıyla iş seçme şansım yoktu.
Ven, pero... mi padre... él trabajaba en la construcción, ¿ bien?
Gördüğünüz gibi, herkesin bir yükü vardır. Bu hayatın gerçeğidir.
Veran, todos tenemos alguna carga... es parte de la vida...
Gördüğünüz gibi.
Obviamente.
Gördüğünüz gibi, onun dersleri esnasında çok fazla piyano çalmazdık.
Como pueden ver, no se tocaba mucho el piano durante sus clases.
Gördüğünüz gibi, zerrelerin etkisi tarafından...
Como pueden ver, manipulando quarks...
Gördüğünüz gibi, parktan getirilen kurbanımızın cesedi burada.
Lo sé. Como puedes ver, tenemos el cadáver de nuestra víctima del parque justo aquí.
Gördüğünüz gibi bir sarkacı var.
Como podemos ver, hay un péndulo.
Gördüğünüz gibi.
Como tu ves.
Gördüğünüz gibi burada mavi renk yok yani böylelikle cismin tamamı ya uçmuş ya da buharlaşmış.
Podemos ver que no hay color azul, así que esencialmente todo el material se volatiliza o evapora.
küçük kutunun içinde enerji dolu tüm maddeler aslında enerjiden yapılır zerreciğin şekli onun içinde pıhtılaşmış gibi böylece görünmeye başlar nesneler ve biz en azından bildiğim kadarıyla şu an gördüğünüz gibi.
Toda la materia está en realidad hecha de energía que se ha coagulado en forma de partículas. Así que parece ser que de lo que estamos hechos... está por lo menos bastante lejos de poderse ver en estos instantes.
Çocuklar gördüğünüz gibi, suç kötüdür.
Bueno niños, como podéis ver, el crimen es malo.
Gördüğünüz gibi, fazla iyi değillerdi.
Como pueden ver, no iban muy lejos.
Gördüğünüz gibi beyler, herkesin korunması gereken sırları var.
Como ven caballeros, todos tienen secretos que necesitan proteger.
Tamam, evet, bu mantıklı zaman bunu açıklamak, ama en kısa zamanda, test gördüğünüz gibi Ben boş gidin.
Está bien, si, tiene sentido cuando tu lo explicas, pero en cuanto vea el examen, me pongo en blanco.
arabanın sürücüsünün kimliği şu anda belirsiz, ama gördüğünüz gibi, otoriteler sorunu oldukça ciddiye almış görünüyorlar.
No tenemos nada aún en cuanto a la identidad del conductor del coche, pero como pueden ver, las autoridades parecen estar tomando esta amenaza muy en serio.
Gördüğünüz gibi koşucular hâlâ ısınıyor yarışa hazırlanıyorlar.
Como ven, los corredores están calentando y preparándose.
Gördüğünüz gibi, aslında hasta değilim.
Verá, no tengo la enfermedad realmente.
Gördüğünüz gibi durum bayağı tehlikeli bir hale geldi.
Como pueden ver la situación en el exterior, se ha vuelto caótica.
Gördüğünüz gibi ben ona hiçbir şey yapmadım.
Verás, en realidad no le hice nada.
Ama gördüğünüz gibi, ikinci dereceden denklemle başlamış ancak Newton-Raphson metoduyla çözümüme cila çekmeye karar vermişim.
Pero, ves, empecé con una ecuación cuadrática... pero decidí limpiar las raíces con el método Newton-Raphson.
Şey, gördüğünüz gibi...
verás...
Gördüğünüz gibi... Diş izleri köpek dişine uyuyor ve Dyson'ınkilere de.
Como puedes ver, las marcas de dientes son consistentes con mordedura canina, y no son consistentes con la forma de lobo de Dyson.
Gördüğünüz gibi burada kurban benim.
Miren, yo soy la víctima aquí.
Gördüğünüz gibi, hakikat, savaşın ilk zayiatının verilmiş olmasıdır.
Verás, la verdad es la primera víctima de la guerra.
Gördüğünüz gibi, kötü bir gece geçiriyorum.
Como puedes ver, estoy teniendo una mala noche.
Gördüğünüz gibi, boynum fena tutulmuş.
Tengo una terrible tortícolis en el cuello, ve usted.
Gördüğünüz gibi zihin özgür olduğunda başaramayacağınız bir şey yoktur.
Verán, si la mente está libre no hay nada que no puedas alcanzar.
... ve gördüğünüz gibi hastalarımız meşgul tutmak için dinlenme salonumuzda birçok aktivitemiz var.
Y como puede ver, la sala de día está llena de todo tipo de actividades que mantienen ocupados a nuestros pacientes.
Daha önce gördüğünüz gibi bu makine gelişmiş bir ısı ışını tarafından güçlendirilmiştir ve bu elmas sayesinde bir güneş ışığı yaymaya başlayacak.
Esta máquina que veis aquí es un sofisticado rayo de calor. Potenciado por estos diamantes únicos, capaces de intensificar la luz del sol.
Gördüğünüz gibi Sherlock Holmes'ı yanlış yola sürükledim.
Sabéis, he enviado a vuestro querido Sherlock Holmes a la caza del ganso.
Gördüğünüz gibi, ben dev bir kahve çekirdeğiyim.
Como verán, soy una semilla gigante de café.
Gördüğünüz gibi, annelik yapacak adam değilim ben.
Como puedes ver, no soy la típica mamá.
Gördüğünüz gibi küçük oyunumuz, bunu yapmanızı istemesek bile, Sen geç kaldığında, Mia kendini önemsiz biriymiş gibi hissediyor.
Como has podido ver en nuestra actuación, incluso cuando no lo haces a propósito, cuando llegas tarde, haces sentir a Mia como si no te importara.
Gördüğünüz gibi hala taşınma aşamasındayız.
Como pueden ver, aún estamos instalándonos.
Gördüğünüz gibi burası Daniel'in kitabından bir sahne,... Eski Ahit'in dış tarafı.
, aquí hay una escena del libro de Daniel sacado del Viejo Testamento,
Gördüğünüz gibi meşgulüm.
Estoy ocupado con el incidente.
Bu varyasyonlar ses dalgalarını ateşledi, tıpkı burada gölde gördüğünüz dalgalanmalar gibi.
Estas variaciones desencadenaron ondas sonoras, muy parecidas a estos rizos que ves aquí.
Belki bu biraz şey gibi onu bir yerde görüyorsunuz, ama aslında onu gördüğünüz yerde birçok olasılık tayfı var.
Tal vez es más agradable pensar que la verás en un lugar o en otro, pero en realidad, hay todo un espectro de probabilidades de dónde verás la partícula.
Tower Prep'te gördüğünüz her şeyi görmek istediğiniz gibi görürsünüz.
Como todo lo demás en Tower Prep, ves lo que quieren que veas.
Ama bu gördüğünüz adam ninja gibi çıkageldi.
Pero este hombre salio de la nada como un ninja

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]