Gördüğünüz üzere translate Spanish
431 parallel translation
Gördüğünüz üzere sağ kolum yok, yine de gördüğünüz üzere ayaklarımın üzerine dikilmiş duruyorum.
Mirad mi brazo derecho. Se ha ido. Y todavía me mantengo sobre mis dos pies.
Gördüğünüz üzere, bu konuda bir şey söyleyecek konumda değilsiniz.
De hecho, no creo que este en posicion de opinar al respecto.
Gördüğünüz üzere iki mahkum.
Como ve, son dos prisioneros.
Gördüğünüz üzere... Baş memur olarak, size haber veriyorum.
Verá... lo denuncié ante el Prefecto de Policía.
Gördüğünüz üzere sayın yargıç, şüpheye yer kalmadı.
Su Señoría, no hay dudas.
Gördüğünüz üzere... Sizin de gördüğünüz gibi kravatım düzgün takılmamış.
Es que mi corbata...
Gördüğünüz üzere fakir bir adamım, kendimden utanıyorum.
Soy pobre, como puedes ver, me da vergüenza.
Gördüğünüz üzere sizin iyi düşüncelerinize ihtiyacım yok. Ve böyle büyük bir algı probleminiz de olmasaydı... şu an sizi reddedişimi duymak zorunda kalmazdınız.
Mire, nunca me interesó su opinión,..... y si fuera más perceptivo, se hubiera ahorrado tener que oír mi negativa.
- Gördüğünüz üzere şu an boş. - Evet.
- Puede ver que ahora no está ocupada.
Sizin için çok iyi ancak gördüğünüz üzere
Eso me parece bien, pero, como puede ver,
Gördüğünüz üzere son perde yine de kapanmış değil.
Sí, Ramson. Como verá el telón no había bajado del todo.
Gördüğünüz üzere, Bay Peters, bankamız kesinlikle zaptedilemez.
Como ve, señor Peters, el banco es absolutamente inexpugnable.
Küçük ödüller, gördüğünüz üzere sahiplerini buldu.
Los premios menores, como ven, ya se han entregado.
Ama pimi çıkarsam, ve vites kolundan sökseydim, gördüğünüz üzere çok basit bir şekilde, vites koluyla ne yaparsanız yapın, ileri veya geri vites fark etmeksizin, mafsal olduğu gibi kalıyor.
Hacia atrás. Pero si quito esta chaveta y desengancho la varilla de la palanca de cambio, una operación muy sencilla, como puede ver, haga lo que haga con la palanca de cambio, el cigüeñal se queda donde estaba. En marcha, punto muerto o marcha atrás.
Üzgünüm bayım, gördüğünüz üzere kapalıyız.
Perdone, señor. Como ve, está cerrado.
Gördüğünüz üzere bu adam belli bir süredir burada.
Por un tiempo, este hombre fue como lo ven aquí.
- Şansınız varmış, gördüğünüz üzere.
- Por fortuna para usted, como puede ver.
Gördüğünüz üzere bana saldıran kişi,... trenlerin ne kadar dakik olduğuyla ilgili düşüncelerime karşı çıkan bir demiryolu çalışanı.
Como veran, mi asaltante fue un ejecutivo del ferrocarril, quien objeto algunas de mis observaciones sobre la puntualidad de los trenes.
Gördüğünüz üzere çok hastayım.
Como puede ver, estoy muy enfermo.
Gördüğünüz üzere, kız ne derse desin ortada bir gizem falan yoktu.
Como ve, no hay misterio diga lo que diga la joven.
Çünkü gördüğünüz üzere, kader ( Fate ) böyle işleyebilir. Alacakaranlık Kuşağında.
Porque, como ve, el destino puede funcionar así... en la Dimensión Desconocida.
Ama gördüğünüz üzere, intikam almaya odaklanmış.
Pero como ve, parece querer vengarse.
Gördüğünüz üzere işler değişti.
La situación ha cambiado.
Gördüğünüz üzere başrahip cübbesini giyen bendeniz Şemaya.
Tal como lo ves por la vestidura de sumo sacerdote.
Gördüğünüz üzere, hiç de hoş olmayan rüyalar.
Como pueden comprobar, se trata de una desagradable pesadilla.
Gördüğünüz üzere meşgul bir adamım.
Soy un hombre ocupado.
İlk kazımızı gördüğünüz üzere şurada yaptık.
Ahí hicimos la primera, ¿ lo ven?
Ben körüm, gördüğünüz üzere...
Soy ciego, como puedes ver...
Gördüğünüz üzere çoğu satıldı.
Como puede ver, la mayoría se han vendido.
Gördüğünüz üzere, bir radyo.
Sólo una radio.
Sizi bayağıdır bekliyorum gördüğünüz üzere.
Como verán, les estaba esperando.
- Gördüğünüz üzere gidemedim.
- Como puedes ver, estoy muy ocupada.
Gördüğünüz üzere, kısaca aktarmam gerekirse...
¿ Sabe usted? Si me deja explicárselo brevemente...
Gördüğünüz üzere, Stiller bir bilim adamı.
¿ Sabe usted? Stiller es un científico.
Gördüğünüz üzere hanımlar ve beyler muhabirlerimiz burada bulunuyor.
Damas y caballeros, aquí pueden ver a nuestros reporteros.
Gördüğünüz üzere, Doktor, etobur hayvanların olduğu kadar vampirlerin de bir çok türü vardır.
Hay tantas especies de vampiros como de depredadores.
Kaspar Hauser bu güzel şehrin meydanında bulundu ve bugün, gördüğünüz üzere, karşımızda duruyor.
Gaspar Hauser... apareció en la plaza Unschlitt de esta ciudad... tal como lo ven ahora.
Gördüğünüz üzere, biz sadece büyüleyici güzelliklerin.... ihtiyaçlarını karşılayan özel bir salonunuz.
Vereis... Somos un salon privado que escoge solo bellezas selectas.
... gördüğünüz üzere, 3 haftadan önce... gelebilmemiz mümkün değil.
No podremos hasta dentro de tres semanas.
Gördüğünüz üzere dolmakalemim çok iyi yazıyor.
Mi pluma-fuente funciona muy bien, como pueden ver.
Gördüğünüz üzere kofullarda hem pozitif hem de negatif parçacıklarımız bulunmaktadır.
Así que ya ven... Tenemos tanto partículas positivas como negativas en la vacuola.
Gördüğünüz üzere, hepsini yırtıyorum.
Ved, amigos, cómo lo rompo todo.
Son olarak, gördüğünüz üzere, aramız pek iyi değildi.
Bien, a decir verdad, nosotros no fuimos amigos.
Gördüğünüz üzere Hercule Poirot'u ölü bir dilde bile olsa... kandırmaya çalışmak pek kolay değil.
Ya ve que es una locura intentar engañar a Hércules Poirot, ¡ incluso en una lengua muerta!
Bebek gibiler, gördüğünüz üzere.
Todas unas joyas como pueden ver.
Gördüğünüz üzere bir ya da iki tanesini içeriğini incelemek üzere açtık.
Hemos abierto un o dos, como puede ver, para chequear el contenido.
Ve şimdi gördüğünüz üzere...
Y ahora, puedes ver.
Yani gördüğünüz üzere... Evet, gerçekten de görüyorum.
¡ Oh, sin duda!
Ama, gördüğünüz üzre, hazinenin envanterini çıkarmak üzere... burada bırakıldım.
Pero, como Ud. ve, he estado confinado a bordo de este barco haciendo el recuento de todo el tesoro.
Hayır, gördüğünüz üzere tamamen kendinden geçmiş durumda.
Sí, como puedes ver.
Gördüğünüz gibi kamyoncular az sonra Rubber Duck'a son bir kez saygılarını sunmak üzere, tabutun önünden geçmeye başlayacak.
Como pueden ver, estos camioneros comenzarán a pasar... para rendirle sus respetos a su último camarada,
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüm onları 17
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördüğün üzere 21
gördün işte 29
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüm onları 17
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördüğün üzere 21
gördün işte 29