Hava soğuk translate Spanish
1,277 parallel translation
Bugün hava soğuk.
Hace mucho frío.
- Hava soğuk, değil mi, Rusty?
- Frío, ¿ eh, Rusty?
Nehirde hava soğuk olabilir.
Podría hacer frío en el río.
Hava soğuk. Gidelim.
Hace trío. ¡ Vamos!
Sınıfta beklemeliydin. hava soğuk.
Deberías haber esperado en el aula.
Hava soğuk mu, ya da beni gördüğüne sevindin mi?
¿ Tienes frío o es que te alegras de verme?
Hava soğuk.
Esta frio.
Dağda hava soğuk.
Hace frío en la montaña.
"Hava soğuk, evden çok uzaklardayız." Söyle hadi, söyle!
¡ Canta, Rud! "Tengo frío y estoy lejos".
Hava soğuk.
¡ Hace frío!
Beni ilk kez kütüphanede gördüğünde hava soğuk olduğu için oraya gelen bir evsiz olduğumu düşündüğünü söyledi.
Me dijo que la primera vez que me vio entrar en la biblioteca... pensó que era un vagabundo resguardándome del clima.
- Hava soğuk.
Hace frío.
Hava soğuk.
Hace frío.
Bence sen paragöz, şöhret meraklısı ve kusura bakma ama orta karar bir yazarsın. Ayrıca kalbinin olması gereken yerde soğuk hava deposu var.
Lo que creo es que es... una escritora hambrienta de dinero y fama y, perdón por decirlo, mediocre... que tiene un congelador donde debería tener el corazón.
Soğuk bir hava oluştu burada.
Hay corriente aquí.
4'te gölden soğuk hava esiyor.
A las cuatro sube una brisa helada del lago.
Hava çok soğuk ve göğsüm desteksiz.
Está helando y nada sostiene mis pechos.
Hava çok soğuk.
Está demasiado frío.
Hava çok soğuk.
Hace frío.
Hava it gibi soğuk.
Hace un frío del copón.
Bu sabah yarım saat soğuk hava deposunda tıkılı kaldıktan sonra fakat itfayeciden aldığım kan ve dokulara örneklerine daha iyi bakabildim.
- No pensaba. Pero pude examinar mejor las muestras que saqué del bombero.
Aslında ben gecenin bir yarısı, eski bir soğuk hava deposunda, bir kaç yabancı ile konuşuyor olduğuma inanamıyorum.
Lo que no puedo creer, es que estoy en una habitación fría con extraños en la media noche.
Misk öküzü karda yürümek için geniş toynaklarla ve kaşmir yünü benzeri, kuzununkinden daha yumuşak soğuk hava geçirmez bir palto ile bezelidir.
El ciervo almizclero esta equipado con anchas pezuñas para poder caminar en la nieve, y para protegerse del invierno una primera capa de piel que asemeja cachemira de lana que es más suave que un cordero pero impenetrable para el frío.
Hava buz gibi soğuk.
Se muere de miedo!
Hava soğuk, Renee.
Hace frío, Renee.
Soğuk hava dalgasının hiçbir yere gittiği yok.
Los residentes de Sunnydale no deberían esperar ver el sol en todo el día. El frío no irá a ninguna parte.
Bu gece hava biraz karanlık ve soğuk gibi.
Está un poco frío y oscuro aquí.
Şafakta hava hala çok soğuk.
Bueno, al amanecer todavía hace frío.
Hava çok soğuk!
¡ Vámonos!
Sıcak hava yükselir ve soğuk hava alçalır.
El aire caliente se eleva y el aire frío baja.
Benzer şekilde, soğuk hava yüksek basınç alanının etrafına yayılarak iner.
El área de presión baja se desliza cubriendo la de presión alta.
Hava çok soğuk.
Hace mucho frío.
Dışarıda hava çok soğuk.
No te estropees el peinado.
Soğuk hava deposunda sakladığım bir cesedi verdim.
- Le di un cuerpo que tenía helado.
" Dışarıda hava mı soğuk?
" ¿ Hace frío fuera?
İyi günler.Bugün hava çok soğuk değil.
Buenas tardes. Hoy no hace tanto fresco, ¿ no cree?
Hava b * k gibi soğuk!
Está helando, maldición.
Rocky dağlarında soğuk hava dalgası varmış.
Se acerca un frente a las Rocosas.
Hava hala soğuk.
Hace un frío que pela.
Burada hava kötü ve oda soğuk. İç donmadan kurtulmak için sana gereken şey sayılmaz.
El aire esta rancio aqui, y el cuarto esta frio, no es exactamente lo que necesitas... para tu recuperación de un termal-interno.
Çorapsız... Soğuk hava, çorapsız.
Día frío, sin calcetines.
Hava çok soğuk.
Me estoy congelando.
Hava da soğuk değil mi?
Y fuera hace frío, ¿ verdad?
Hava soğuk.
Esto es seguro.
Bir soğuk cephe, biraz nemli hava ve bam!
Solo un frente de aire frio, humedo y pequeño, y... Bam!
Evet, tamam soğuk hava cepheleri vardır ve sıcak hava cepheleri vardır.
- Bien - Bien, de acuerdo, te dire... tienes frentes frios y frentes calurosos... hablando de la presion barometrica...
- Hava çok soğuk.
- Hace un frío que pela.
- Hava soğuyor. - Evet soğuk.
¡ Está helando!
Hava bugün çok soğuk değil
Hoy no hace tanto frío.
Bugün hava çok soğuk. Katırlara dört şişe alkol ver.
Hoy hace mucho frío, así que dales 4 botellas de alcohol a las mulas.
Hava beklediğimden soğuk olacak gibi.
Creí que haría frío, y ahora vuelve a nevar.
soğuk 387
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32
hava çok sıcak 61
hava güzel 25
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32
hava çok sıcak 61
hava güzel 25