English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Hayât

Hayât translate Spanish

26 parallel translation
- Hayâtımı mahvettin!
- Has destrozado mi vida.
Hayâtımın dört yılını çaldı.
Me has robado cuatro años de vida.
Hayâtı yeniden keşfetmeniz gerek.
Debe de volver a encontrar las ganas de vivir.
Valeria, şimdi eğer buradaysam, ve bir hanımla... seninleysem bu yardım etmek içindir, hayâtı tekrar seveceksin, buna inanıyorum.
Valeria, si acepto estar contigo, digo con usted... contigo,... es para ayudarte, para que vuelvas a amar la vida, creo.
Gece gündüz gözüme uyku girmiyor. Hep seni düşünüyorum. Hayâtımı cehenneme çevirdin.
¿ He de decirte que pienso en ti, noche y día, que no como, que no duermo,... que mi vida se ha convertido en un infierno y que si tú has engordado, yo he perdido dos kilos y medio?
Aşkım, karar vermen gerekiyor o ve ben arasında. Tabii, hayâtını bir ikiyüzlü gibi sürdürmek istemiyorsan.
Amor mío, debes decidir entre Ella y yo,... si no quieres ser un hipócrita y vivir toda la vida así.
Hayâtımın geri kalanını onun beni bulmasını beklemekle geçirmeyeceğim.
No pienso pasarme la vida esperando a que me encuentre.
Lana, benim hayâtımı kurtarmak için kendi hayâtını tehlikeye attın.
Has arriesgado la vida para salvarme.
Bu silâh hayâtımı kurtardı.
Es el arma que me salvó la vida.
Bu kadını hayâtımda hiç görmedim.
No he visto a esta mujer en mi vida.
Hayâtım. Samantha'yı tanımıyorsun.
No conoces a Samantha.
Kızıldereli tombalası oynamaya giderken..... beni oraya bıraktılar Neyse.12 yaşındaydım ve hayâtımın anlamını arıyorum. Annemle babam seni kiliseye mi götürdüler yani? Hayır.
No, me dejaban y se iban al bingo.
Hayâtından, işinden ve hiçbir şeyden memnûn olmayan ve bu yüzden kimseyi suçlayamayan bir adam. Çünkü bu onun lânet olası kararıydı.
El tipo que que es infeliz con su vida, su trabajo, todo y no puede culpar a nadie más, porque tiene tantas opciones.
- Bu benim hayâtım.
- Esta es mi vida.
Ayrıca bu şekilde burada Matthew Burd'ün.. ... hayâtını kutlamak için de buradayız.
Sin embargo, también estamos aquí para celebrar... la vida de Matthew Burd,
Matthew her birinize.. ... kendisinin yaşamış olduğu hayâtı dilemek isterdi.
Y, al hacerlo, sabiendo que Matthew, querría que cada uno de ustedes viviera la vida como lo hizo.
Dolu dolu bir hayât.
Al máximo.
Hayât işte, bir dakika için.. ... sokakta yürüyorken, iki dakika sonra... Bam!
Así es la vida, un minuto se está caminando... por la calle, al minuto siguiente... ¡ Bam!
Adamım, âile hayâtına başlamak için.. ... hârika ilanlarım ve komşularım.. ... var eğer istersen.
Hombre, tengo opciones geniales, excelentes vecindarios para formar una familia, ese tipo de cosas.
Zayıf götlü adamlar olduğunuzdan.. ... hayât-değiştirici bir para var ortada. Haklı mıyım?
Y por el factor de que son endebles, mi conjetura es... que es una suma de dinero para cambiar la vida.
Pekâlâ, William Harrison, şu anda hayâtının.. ... nadir anlarından birindesin. Şimdi, ikinci fırsatını kullanıp..
Bueno, William Harrison, este es uno de esos... raros momentos en la vida, en que conseguirás una segunda oportunidad.
Yâni bu benim hayâtımın fırsatıydı.
Quiero decir, que es una oportunidad de una vez en la vida.
Farklı bir yolu seçseydin hayâtının nasıl olacağını hiç düşündün mü?
¿ Te has preguntado alguna vez como habría sido tu vida...? ¿ si hubieras elegido un camino diferente?
Baktığımız zaman, hayât aslında bir kazan ya da kaybet oyunu.
La manera en que yo lo veo, la vida es un juego de sumar ceros.
Bak, bu bir hayât memat meselesi.
Mira, esto es una verdadera línea de vida.
Hayâtımın dört yılını çaldın.
Eso es lo que me has hecho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]