Hepsi orada translate Spanish
724 parallel translation
Mektup geldiğinde hepsi orada olmayacak zaten.
No estarán todos allí cuando llegue la carta, de todos modos.
Hepsi orada mı?
¿ Está todo?
" Kısaca, bilgilerimin hepsi orada.
" En resumen, todos mis conocimientos tal como están.
Hepsi orada.
- Está todo.
- Hepsi orada.
- Sí señora, todos.
Hepsi orada işte, 50.
Todo está ahí, 50.
Herkesin öyküsü bu ve hepsi orada anlattı.
Es la historia de todo el mundo Y ya no les digo más "
Hepsi orada değil.
No está todo allí.
Hepsi orada.
¿ Qué hago? - Vaya con ellos.
ve hepsi orada ölmüş...
Y están todos muertos allí...
Hepsi orada.
Todo listo.
Yüzündeki en ufak ayrıntıyı bile biliyordum ve hepsi orada var.
Conocía hasta su más mínima expresión y están todas ahí.
Hepsi orada, Metellus Cimber'den başka. O da seni evinde aramaya gitti.
Todos menos Metelo Címber, que fue a buscarte a tu casa.
Hepsi orada. Mesele şu :
- Mire, la cosa es así.
Gazete muhabirlerinin hepsi orada olurlar.
¿ Habrá reporteros de Ia prensa?
Hepsi orada.
Están todos.
Hepsi orada.
Está todo ahí.
" Şimid hepsi orada.
"Ahora todo está en calma."
- Hepsi orada.
- Está todo aquí arriba.
Toprak sahiplerinin hepsi orada bağrışıyordu.
Todos lo terratenientes estaban allí gritando.
Hepsi orada, her anı bir Skaro tarihi.
Está todo aquí, cada momento de la historia de Skaro.
Suvan, Altay, Kaltay, hepsi orada. Üstelik kapılarda kilit yok.
¿ Qué será de Shuvan, Altai, Kaltai...?
Aile kütüğüne bakın, hepsi orada yazıyor.
Mire el árbol genealógico. Lo pone.
Küçük tahtalarin hepsi orada.
Todas esas tablitas.
Zaten hepsi orada oturuyorlar öylece. Bu şey için biletiniz var mı?
Con esto basta.
Haydi gençler. Genç bayanların hepsi orada.
Vamos chicos, las señoritas estan todas allí.
Hepsi orada.
Están ahí.
O gece orada binlerce insan vardı, hepsi beni gördü!
¡ Allí había miles de personas esa noche! ¡ Todos le vieron!
Orada yazanların hepsi doğru.
Lo que dice allí es cierto.
Orada Marceau gibi serserilere ne yapacağımızı çok iyi biliriz. Gece, ormanda tek bir mermi! Hepsi bu kadar!
Allí, a los cazadores furtivos, a los golfos como Marceau... les damos su merecido, ¡ les pegamos un tiro!
Orada altı cinayet olmuştu, hiçbiri çözülemedi... ayrıca hepsi köyün önemli insanlarıydı.
Ha habido seis, todos sin resolver, y todos eran hombres de importancia en el pueblo.
Hepsi sabahtan beri o dul için, şık üniformalarla orada, kim var bilseydin -
Cada uno va vestido de forma impecable. - Si supiera quién está ahí -
Hepsi orada gazetede.
Está en el periódico.
Orada olanın hepsi buydu.
Y no hay más que decir.
Hepsi orada kalsın.
¿ Deberíamos arriesgarlo todo?
Spink ve Robson'da aradığım şey yoktu hani şu içinde barometre filan olan şu hepsi bir arada saattlerden ama Broadham şubelerini aradılar, ve orada bir tane varmış dediler ben de 13 : 30 trenine atlayıp almaya gittim.
En Robson's no tenían lo que quería... uno de esos relojes con barómetro y esas cosas. Pero les quedaba uno en la sucursal de Broadham y allí fui.
Mektup önünüzde. Orada hepsi var.
Todo está en la carta.
Hepsi kötü. Hendricks'in adamları akıntının orada, ikinci tepeyi aşmak üzere.
Los hombres de Hendricks están por la segunda colina.
Yüzlercesi orada kıpırtısız duruyor hepsi bu yöne bakıyor, bekliyor.
Son cientos esperando de pie, sin moverse todos viendo hacia acá, esperando.
Hepsi orada uyuyor!
Qué suerte.
Hepsi orada ölür.
Allí es donde nos metieron.
Orada olursan, arkanı dönmeni isterim hepsi bu. Diğer tarafa bakmalısın.
Si está ahí, vuelva la cabeza, simplemente vuelva la cabeza.
Şimdi hepsi emekli oldu ve orada başka yaşlı insanlarla salon oyunları oynuyorlar.
Juegan cartas con los demás vecinos.
Orada bazı ayak izleri var. Hepsi develerin etrafında!
Hay huellas de camellos entre las palmeras, pero ya se han ido, no he visto a nadie.
Hepsi tümüyle orada, yüzünde.
Lo llevas en la cara.
Onların hepsi yok oldu. - Orada size ait hiç bir şey yok.
- Ya no hay nada que le pertenezca.
Halliwell, Denison, Hughes, hepsi de orada.
Halliwell, Dennison, Hughes, todos están aquí.
Buradan şatodaki biri arandığında orada alt kademe bürolarda telefonların hepsi birden çalar. Daha doğrusu, hepsi birden çalardı eğer zilleri çıkarılmamış olsaydı.
Cuando se llama desde aquí a alguien del castillo, allí suenan todos los aparatos de los departamentos subalternos, o más bien sonarían en todos ellos si no fuera por que en casi todos se ha desconectado el sonido.
Orada ilk pozisyonda görüyoruz ve hepsi çıkmaya hazır...
La carrera por el oro. En primera posición y listo para salir está Peter Thorndyke en su Thorndyke Especial. Afuera.
Eski mahkeme binası. Orada hepsi...
Están en el edificio del viejo juzgado.
Hepsi sizi bekliyor Senyor, yarın öğlen orada olacaklar.
Todos ellos a cumplir Superior, van a estar allí mañana al mediodía.
orada 2281
oradaki 168
orada mısın 598
oradaydım 213
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
oradaki 168
orada mısın 598
oradaydım 213
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
orada dur 223
orada ne var 123
orada olacağım 346
oradadır 18
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada olurum 25
orada neler oluyor 224
orada duruyor 22
orada ne var 123
orada olacağım 346
oradadır 18
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada olurum 25
orada neler oluyor 224
orada duruyor 22
orada biri mi var 55
orada mısınız 104
orada kal 348
oradaki kim 37
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada durun 51
orada olduğunu biliyorum 100
orada değil 122
orada kalsın 17
orada mısınız 104
orada kal 348
oradaki kim 37
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada durun 51
orada olduğunu biliyorum 100
orada değil 122
orada kalsın 17