Iki gün translate Spanish
10,246 parallel translation
Diyeceğim şu, ya onları bıraktıktan iki gün sonra kıyamet kopsaydı?
Quiero decir, ¿ qué tal si las hubiera dejado salir... y hubiera sido el Arrebatamiento a los dos días?
Beyler bildiğiniz gibi yargıçlar iki gün içerisinde geri gelecekler. Geldikleri zaman takım olarak çalışıyor olmalıyız.
Caballeros, como saben, los jueces regresarán en dos días y cuando lo hagan, necesitamos trabajar como un equipo.
Plowman'lar iki gün sonra bir basın toplantısı düzenleyecek. Yetişmemiz gerekiyor.
Los Plowman van a dar una conferencia de prensa pasado mañana y tenemos que estar allí.
Cesedini iki gün önce East River'da bulduk.
Encontramos su cuerpo hace dos días en el East River.
Koca adam kendine bir iki gün ayırmalıymış.
Dijo que necesitaba unos cuantos días personales.
AG'nin acil arama emrini gören FISA yargıcı iki gün sonra buraya uçakla gelmeyi düşünüyor çünkü bulacağınız şey konusunda kendinizden bu kadar emin olup da aynı aynı zamanda tamamen hatalı olduğunuzu direk siz salaklardan duymak istiyor.
El juez de LVIG que está revisando la orden de búsqueda de Fiscal General ha dicidido que quiere viajar hasta aquí pasado mañana porque quiere oir directamente de ustedes idiotas cómo podías estar tan confiados de lo que encontrarían y aún así estar tan rotundamente equivocados.
Tamam, bu iki gün epey uzun geçecek. Bu yüzden kısa keselim.
Muy bien, esto va a ser un largo de dos días así que vamos a tratar de mantener las cosas en breve.
- Bir-iki gün.
- Un par de días.
Yirmi yıldır yüzünü görmedik şimdi gelip iki gün sonra tekrar kaybolacaksın, öyle mi?
No te hemos visto en 20 años ¿ y crees que vas a volver a desaparecer en dos días?
En az iki gün geçti.
Van al menos dos.
Sadece iki gün gidecektin güya.
Se suponía que estuvieses fuera dos días.
İşlediğin suçlar için infaz edileceksin. Amcan Papa Sixtus'un iki gün sonraki taç giyme yıl dönümünde.
Por los crímenes que habéis cometido, seréis sometido a muerte... dentro de dos días, en el aniversario de la coronación de vuestro tío... el Papa Sixto.
Satıştan sonraki iki gün içinde satılan tüm araçların listesini çıkarttıracağım.
Haré que verifiquen los listados de todos los vehículos vendidos un par de días después de que ella se deshiciera de la camioneta.
- Evet, ve bir Manitech elemanı Strauss'un mahkemesinden iki gün önce FBI sistemine sızmış aynı gün, Strauss'un avukatları Clark'ın e mailini buldu.
Resulta que un empleado de Manitech entró en el servidor del FBI dos días antes del juicio de Strauss, el mismo día que el equipo legal de Strauss recibió el correo de Clark.
Yerçekimsiz ortam antrenmanını geçtikten iki gün sonra sen ve iğrenç tırnakların hayatımı mahvetti.
Dos días después de que pasé mi entrenamiento en gravedad cero, tú y tu asquerosa uña arruinaron mi vida.
Ve iki gün önce, benim eskiden burada çalışmış olduğumu düşünüyorlardı.
Y hace dos días, pensaron de mí... como alguien que solía trabajar aquí.
Ve o sözü bir gün tutsan ya da iki gün.
Y mantendrías esa promesa quizá un día o dos.
Onu iki gün içinde gönderin, biz de size bizim kabileden bir gelin verelim.
Llevala los próximos dos días y Te dará una esposa de nuestra tribu.
Red Hook'u temiz ilan etmemize bir, iki gün kaldı.
Estamos a un día o dos de declarar a Red Hook - libre de infección.
Unut gitsin, Bam Bam iki gün önce kıza çakmaya çalıştığını söyledi bile.
Pues olvídalo, porque Bam Bam nos dijo... que tú ya intentaste tirártela hace dos noches.
Adam iki gün önce ilişkilerini öğrenmiş. Troy'u bu geceki maçta vurmakla tehdit etti.
El tipo se ha enterado de la aventura hace dos días, y amenaza con pegarle un tiro a Troy durante el partido de esta noche.
Bir iki gün bekle.
Espera un día o dos.
Bütün gün iki sandviç al, bir öde. Bütün gün iki sandviç al, bir öde.
Dos sándwiches por uno todo el día.
Bütün gün iki sandviç al, bir öde.
Dos sándwiches por uno todo el día.
Senin için saha işini reddettim hukuk fakülteni ödemek için her gün iki vardiya çalıştım, bana...
Rechacé trabajos por ti, hice doble turno a diario para pagar tus estudios de abogacía...
İki gün önce seni bir restorana kadar izledim.
Hace dos días, te seguí hasta un restaurante.
Birkaç gün önce iki işyeri bu çöplükten gelen kötü kokudan şikayetçi oldular.
Hace un par de días, dos negocios se quejaron porque... salía un olor nauseabundo de este contenedor.
İki gün yeter de artar bile.
Dos días son más que suficiente.
İki gün öncesi.
De hace dos días.
İki gün sonra Princeton'a döndüm.
Dos días después, regresé a Princeton.
İki gün içinde hapishaneye gitmem gerek.
Porque entro... entro en prisión en dos días.
Her gün seninkiler gibi önyargılara maruz kalan iki insan toplumunu ötekilşetirmeye mi cüret ettin sen?
¡ ¿ Te atreves a usar palabras que alienan a dos comunidades de gente que tienen que aguantar prejuicios verbales como los tuyos diariamente? !
İki gün sonra görüş günü.
Faltan dos días para el día de visitas.
İki gün önce Rjukan'dan geçen uçaktan.
Hace un par de días volamos sobre Rjukan.
İki gün sonra orada görüşürüz.
Nos vemos en la meseta en unos dos días.
At kılığına girmiş iki insandan arkada olan gibisin ve bu sırada Gina gün boyu yüzüne yüzüne osuruyor.
Pareces el trasero de un caballo en un disfraz de caballo de dos personas con Gina cagándose en tu cara todo el día.
Beni iki haftadır her gün reddediyorsun.
Me llevas rechazando cada día por dos semanas.
Elbette. Ödeme 35 dolar ve her gün ekstra iki puding.
El costo es de 35 dólares y dos budines extras por día.
İki gün önce sana "iyi geceler ve iyi şanslar" derdim.
No hace ni dos días... le habría dicho, "buenas noches y buena suerte".
İki gün önce İtalya'ya gitti.
Se marchó a Italia hace dos días.
- Önce iki aydı, şimdi üç gün oldu.
Así que, primero hace dos meses y ahora dice que hace tres días.
Ne zaman çekilmiş? - İki gün önce.
Hace dos días.
- İki gün öncesinden.
Hace dos noches.
İki gün sonra birileri döneklik yaptı.
Y dos días después, alguien cambió de parecer.
Merrick'in raporundan anlıyoruz ki o gün orada sekiz Kosovalı koruma sekiz Gizli Servis Ajanı, iki başkan yani aşağı yukarı ortada dolaşan yirmi kişi varmış.
de acuerdo al reporte que Merrick nos mostró, había ocho guardaespaldas kosovares, ocho del Servicio Secreto, dos presidentes, casi 20 personas corriendo al rededor.
İki gün sonra görüşürüz
Está bien, nos vemos en dos días.
İki gün boyunca senden haber alamadım.
Dos días, ni una palabra de ti.
İki gün önce, bir Amerikan casus uçağı Borneo ormanlarına indi. Senden yaklaşık 800 km uzağa.
Hace dos días, un avión espía Americano se calló en las selvas de Borneo como a 500 millas de ti.
İki gün içinde iki kız ölüyor, ikisi de senin kulübünle ilişkili.
Tengo a dos chicas muertas en dos días, ambas relacionadas con tu club.
Bu iki saatlik videoyu paylaştım ve 2 gün boyunca YouTube'da en çok izlenen şey olmuştu "gizemli" bir şekilde yok olmadan önce.
Posteé esta cosa de dos horas y fue el número uno en YouTube por dos días, antes de desaparecer misteriosamente.
İki gün sonra FBI diye bir şey kalmayacak.
En dos días a partir de ahora, el FBI no existirá.
iki gün sonra 30
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün içinde 17
iki gün mü 20
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün içinde 17
iki gün mü 20
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45