Istemez misin translate Spanish
2,206 parallel translation
Bir psikiyatriste görünmek istemez misin?
¿ No quieres ir a ver a un psiquiatra?
Donald'ın evinin önünde gecenin bir yarısı elimde kamerayla ne yaptığımı bilmek istemez misin? Pek sayılmaz.
¿ No quieres saber por qué estoy frente a la casa de Donald en mitad de la noche con una cámara?
Bir erkeğe her şeyi vermek istemez misin?
¿ No quieres darle a un hombre todo?
Hikayemi duymak istemez misin?
¿ No quiere oír mi historia?
Madem bu yöntemi kullanacak, neler yapabileceğini görmek istemez misin?
Si va a hacer esto regularmente... ¿ No te gustaría saber si puede despedir a alguien?
Yani, o büyük ring alanının atmosferinin kokusunu bir daha istemez misin?
Digo, ¿ no quieres volver a sentir esa atmósfera especial?
Kendi çocuğunu istemez misin?
¿ No quieres tener hijos propios?
Hadi ama, Dugan. İşindeki şu son iki dakikanda faydalı bir şey yapmak istemez misin?
Vamos, Dugan. ¿ No quieres hacer algo útil durante tus últimos dos minutos en el trabajo?
Bir erkekle içki içmek istemez misin?
Con un chico... ¿ No quieres?
Biraz oturmak istemez misin?
¿ No quieres sentarte?
Benimle sonsuza kadar birlikte olmak istemez misin?
¿ No quieres estar conmigo por siempre?
- Sen arabayı çalıştırmak istemez misin?
- ¿ Quieres apartar el auto primero?
Şimdi... Biliyorum sadece oral seks için para verdin ama biraz daha fazlasını istemez misin?
Ahora, sé que sólo pagó para un oral, pero, ¿ qué es lo que más quiere?
- Daha iyisini istemez misin?
¿ No quieres algo mejor?
Başka bir şey izlemek istemez misin?
¿ Quieres ver otra cosa en lugar de- -
Burada oturmak istemez misin?
¿ No prefieres sentarte aquí?
Hepsinin bitmesini istemez misin?
¿ No quieres simplemente detener todo esto?
Şu an dikkatinin dağılmasını istemez misin?
¿ Sí? ¿ No quieres que te distraiga ahora?
Ailenle kutlamak istemez misin?
¿ No celebrarás con tu familia?
Her köşe başında bir fast food açılmadan önce görmek istemez misin?
¿ No quieres verla antes de que existan Starbucks en cada esquina?
- Düşünmek istemez misin, Don? - Hayır.
- ¿ Quieres pensar acerca de eso, Don?
Peki bir şişe şampanyayı almak istemez misin?
Entonces ¿ no querrá esta botella de champaña?
İki haftanı Paris kitap fuarında ve beş yıldızlı bir otelde kalarak geçirmek istemez misin yani?
¿ Incluso estando dos semanas en la Feria del libro en París mientras te hospedas en un cinco estrellas?
Çizelgelerine bakmak istemez misin?
- ¿ No quiere revisar sus historias?
Tanrıyı bulmama yardım etmek istemez misin?
¿ Me ayudas a encontrar a Dios?
Son günlerini özel bir şekilde geçirmek istemez misin?
Quieres pasar tus últimos días de forma especial, ¿ sí?
Benimle oynamak istemez misin? Buradayım.
¿ No quieres estar conmigo?
Hoşlandığın biriyle birlikteyken, onları neyin iyi hissettireceğini bilmek istemez misin?
Cuando estás con alguien que te gusta ¿ no quieres saber qué hace que se sientan bien?
Leon, yeni devlet okulundaki ilk günlerini ailenle de paylaşmak istemez misin? Hayır mı?
Leon, tal vez quieras compartir con la familia como te has adaptado... a la escuela pública...
Gelip, midillimize binmek istemez misin?
¿ Te gustaría venir a mi casa y montar nuestro poni?
Çocuklarına anlatamayacağın, çok uygunsuz hikâyelerin olsun istemez misin?
¿ No quieres tener historias tremendamente inadecuadas que puedas contarle a tus hijos?
Çıkmak ister misin istemez misin?
¿ Quieres ser mi novia o no?
Bunu bilmek istemez misin?
Pero no preferirias estar abajo de esto?
Yeni arkadaşların hakkında konuşmak istemez misin?
- De nada. Es una de las ventajas de tener tu propio restaurante.
Annenle beraber şöyle bir gezinti yapmak istemez misin?
¿ No quieres pasear como un grande, con tu madre?
Sacha, yeniden çello çalmak istemez misin?
Sacha, ¿ quieres volver a tocar el violonchelo?
Geri dönmelerini istemez misin James?
¿ No quieres que regresen, James?
Geri dönmesini istemez misin?
¿ No quieres que ella regrese?
Bunun bizden olmasını istemez misin?
¿ No quieres que este sea de parte de las dos?
Çocuklarının senin sahip olduğundan daha iyi bir hayatlaarı olsun istemez misin?
¿ No quieres que tu hijo tenga una vida mejor que la tuya?
- Gelmek istemez misin?
– ¿ Irás o no?
Bunu yapmak istemez misin?
¿ No quieres hacerlo?
Peki başka bir iş yapmak istemez misin?
Pero ¿ no le gustaría hacer otra cosa?
Roman okumak istemez misin?
¿ Qué tal una novela?
O zaman onu öldüreni yakalamamızı istemez misin?
¿ No quieres que atrapemos a su asesino?
Adalet istemez misin?
¿ No quieres justicia?
Bu aldığın hamstera bile etki etmez. Biraz daha istemez misin?
Eso fue un bulto del tamaño de un hamster. ¿ No quieres más?
Mesela Pfizer bebeği yapmak istemez misin?
, No sé, ¿ Una muñequita Pfizer?
- İstemez misin?
- No.
İstemez misin?
Yo no te pediría que esperaras.
Abin gibi olmak istemez misin?
¿ No quieres ser como tu hermano?
misin 24
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16