English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Izin veriyorum

Izin veriyorum translate Spanish

1,344 parallel translation
O adamlarla tanışıp canımı yakmalarına izin veriyorum. Sonrasında ise...
Conozco a esos hombres y les dejo que me hagan daño.
Kardeşimin arkadaşlarını getirmesine izin veriyorum çünkü ispiyonlamakla tehdit etti.
Dejé que mi hermano invitara a sus amigos porque amenazó con delatarme.
Yargılamanıza izin veriyorum.
Dejaré que ustedes lo juzguen.
Şaka mı yapıyorsun, sadece onların hayatımı mahvetmesine izin veriyorum.
¿ Estás bromeando? Son las únicas a las que dejo arruinarme la vida.
Bana ait alanı kullanmana izin veriyorum.
Te permito usar mi espacio.
Bilgi karşılığında çalışmalarına izin veriyorum.
Le permito operar a cambio de información.
Burada sessizce durup bedava... yelken dersi almana izin veriyorum.
No, no hay otra forma. Y sí, te permitiré quedarte allí callada y aprender un poco de navegación.
Bu adama dersini vermen için sana izin veriyorum.
Bueno, tienes mi permiso para darle una lección a ese hombre.
Yaşamana izin veriyorum, kurtarıyorum.
Te estoy dejando vivir, salvando tu trasero.
Bazen, bütün ışıkları söndürmeyi düşünüyorum ve onun gelip beni almasına izin veriyorum.
A veces pienso en apagar las luces y dejar que venga y me lleve.
Neden buna izin veriyorum?
¿ Por qué lo dejo pisotearme así?
- Garajda çalışmanıza izin veriyorum. - Anne!
Anna, te dejo practicar en el garaje.
Eğer yattığınız yerden memnun değilseniz, güvertede uyumanıza izin veriyorum.
Si usted no está satisfecho por su camarote Usted tiene mi permiso de dormir sobre la cubierta.
Dini liderin olarak... ve arkadaşın olarak... hiçbir suçluluk ya da pişmanlık hissetmeden ondan ayrılmana... izin veriyorum.
Como tu pastor... y como amigo... te doy permiso para separar tu vida de la suya. Sin culpas, ni arrepentimientos.
Onu bırakmana izin veriyorum.
Te doy permiso para dejarle.
Öpmene izin veriyorum.
Voy a permitir los besos.
Bir kereliğine izin veriyorum.
Lo permitiré, solo por esta vez.
- Ateş etmenize izin veriyorum.
- Tienen mi consentimiento para disparar.
Gitmene izin veriyorum ama bir şeyi bilmen lazım. Hafıza kaybına uğrayan tek CIA ajanı sen değilsin.
Estoy permitiéndote que vayas, pero debes saber que no eres el único agente de la CIA que ha experimentado pérdidas de tiempo.
Değiş tokuşa izin veriyorum.
Autorizo el intercambio.
- Hadi, öne oturmana izin veriyorum.
Una hermosa muchacha. Bien, vamos. Te dejaré sentar adelante.
- Gülümsüyorum, merhaba diyorum. İyi kurabiyeleri yemesine izin veriyorum.
Sonrío, saludo, le dejo comer las galletas más buenas.
Dairesini kaybettiğinden beri, Elliot'ın yerde yatmasına izin veriyorum.
Cuando se quedó sin casa, le ofrecí a Elliot el suelo de la mía.
Bazen iş için duyduğum heyecanın duygularımı aşmasına izin veriyorum.
A veces mi entusiasmo supera mi sentido común.
Ve market kuyruğunda önüme geçmeye çalışanlara izin veriyorum.
Y dejo pasar a la gente en la cola del supermercado.
Bak sana gitmen için şu an da izin veriyorum yoksa bu işi başka şekilde hallederiz.
Oye, voy a dejar que te vayas ahora mismo o será de la otra forma.
Dışarı çıkmana izin veriyorum.
Te dejaré salir de aquí.
Çünkü işleri benim için idare etmene izin veriyorum.
Porque dejo que manejes las cosas por mí.
Dinle ufaklık beni ve arkadaşımı iyi günümüzde yakaladın sadece bir uyarıyla gitmene izin veriyorum.
Escúchame pequeño mi amigo presente y yo, nos atrapaste con buen humor entonces te dejare ir pero con una advertencia.
Davulları çalın küçüklerim ve ona saldırın, izin veriyorum. "
Toquen el tambor, mis pequeños, y atáquenlo. Tienen mi permiso. "
Sana izin veriyorum - eğer onlardan biri olursam, bana bir iyilik yap ve lanet olası kafamı uçur.
Tienes mi permiso - si llegara a convertirme en una de esas cosas, vuélame la puta cabeza.
Arkadaşlarının önünde iyi görünesin diye kazanmana izin veriyorum.
Sabes que te dejo ganar para que quedes bien delante de tus amigos.
Senin arkadaşlarınla görüşmene izin veriyorum!
Siempre te dejo ver a tus amigos.
Onu saat bire kadar tutmana izin veriyorum.
Tienes mi permiso de azotarlo..
Buradan geçmene son kez izin veriyorum.
Es la última vez que te dejo pasar.
İzin veriyorum. Tabii Bayan Cabot ilgisi olmadığını kanıtlarsa.
La admitiré, suponiendo que la Srta. Cabot me convencerá de su relevancia.
Söz veriyorum, yarın gece yapmana izin vereceğim.
Prometo que dejaré que me la chupes mañana por la noche.
- İzin veriyorum.
Adelante.
Bay Massey haklı. İzin veriyorum.
El Sr. Massey tiene razón.
- İtiraz ediyorum. - İzin veriyorum.
- ¡ Protesto!
- İzin veriyorum!
¡ Adelante!
İzin veriyorum.
Adelante.
Ama sizi ikna etmem için bana izin verin. Size şimdi burada söz veriyorum hiçbir konu tabu olmayacak.
Pero permitidme que os convenza y os prometo que ningún tema será nunca tabú.
Bitirmeme izin verirsen, bu kapıdan hemen çıkarsın... ve sana söz veriyorum seni bir daha rahatsız etmem.
Sólo déjame terminar. Luego puedes salir por la puerta... y te juro que no te molestaré nunca más.
Adamlarıma ölmeleri için izin veriyorum.
Deseo dejar morir a mis hombres.
Söz veriyorum, size bir zarar gelmesine izin vermeyeceğim.
Te lo prometo. No dejaré que te hagan daño.
Yaşamasına izin veriyorum.
La dejo vivir.
- İzin veriyorum.
Dios te bendiga.
- İzin ver de tutayım. - Unut bunu. Söz veriyorum geri vereceğim.
Vamos, prometo devolvertelo, mi tesoro.
- İzin veriyorum.
Tienes mi permiso.
Hayır, bunun gitmesine izin vermeyeceğim, söz veriyorum.
No, no dejaré que llegue tan lejos, lo prometo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]