Izin ver de translate Spanish
3,473 parallel translation
En azından şampanya getirmeme izin ver de kutlayalım.
Déjame al menos conseguir champán para celebrarlo.
İlk önce, izin ver de özrümü bitireyim.
En primer lugar, déjame terminar de disculparme.
Hilde, hastaysan, izin ver de Gaius sana yardım etsin.
Hilde, si estás enferma deja que Gaius te ayude.
Baba, izin ver de konuşayım.
Por favor, déjame hablar.
Lütfen izin ver de kalbini anahtarla kurayım
- No, déjame a mí. Tengo que darte cuerda.
İstersen izin ver de pislik orospu çocuğunun kim olduğuna ben karar vereyim.
Deja que yo me preocupe de quién es un hijo de puta sanguinario.
Susan'a izin ver de ona baksın?
¿ Por qué no dejas que Susan lo mire?
Onunla bir kaç dakika yalnız geçirmeme izin ver onu konuşturmayı başarabilirim.
Unos cuantos minutos a solas ahí, y puedo conseguir que hable de ello también.
Ellerini çözmeme izin ver.
Déjame sacarte de...
Biliyorum ben kötü bir şey yapıyorum, ama bunu Tae Joon'a benim söylememe izin ver.
Aunque es muy desvergonzado de mi parte, espero me permitas confesárselo a Tae Jun personalmente.
Öyleyse buraya neden geldiğini hatırlatmama izin ver. Babanın ölümünün intikamını almaya geldin.
Entonces déjame recordarte para qué viniste aquí... vengar la muerte de tu padre.
Seni arka odaya götürmesine izin ver.
Déjale llevarte a la habitación de seguridad.
Hiçbir şekilde yoluma engel çıkmasına izin vermem.
Deberías ir a ver un doctor. De ninguna manera, voy a dejar que nada se interponga en el camino.
İzin ver de bir nefes alayım, bir dakika.
Déjame recobrar el aliento por un segundo.
Ve bana söz ver arkadaşlarının ailelerinin önündeyken sana bilgisayarla bir saat izin veriyorum dediğimde bana yalancı demeyeceksin.
¡ Este año ha ido de hada! Bueno, este va a ser el último año que hemos elegido nuestros disfraces.
Henry'i görmek istedi ve sen de izin mi verdin?
Quiso ver a Henry, ¿ y tú la dejaste?
İzin ver tahmin edeyim kendi yaşam enerjinle beslenerek bir mağarada yaşıyorsun.
Déjame adivinar... vives en una cueva, alimentándote de tu propia fuente de energía.
Evet, sanırım artık güneş resmi olarak doğdu. Yani, şükran gününü kutlayan ilk kişi olmama izin ver.
Sí, bueno, creo que oficialmente ha salido el sol, así que, deja que sea el primero en desearle un feliz Acción de Gracias.
Yetkisizlerin ve maskot olmayanların buraya girmesine izin verilmez. Bu yüzden burada gördüklerini kimseye söyleme.
Bueno, no están permitidas las no-mascotas aquí... así que no le digas a nadie lo que estás a punto de ver.
Ormanın yapraklarını ve soluduğumuz havayı kutsa. Her gün eğitimin, kuvvetin ve hayatın birliğini anlamam yardımcı ol. Bütün yaratıkların seni yücelttiği gibi benim de her sabah seni yüceltmeme izin ver.
Benditas sean las hojas de los árboles y el aire que respiramos cada día me ayudan a darme cuenta que la simplicidad divina nutre, fortalece y vigoriza permitiéndome honrarte cada mañana como tú honras a todas tus criaturas.
Sadece havalimanına gidene kadar sanatımı icra etmeme izin ver.
Solo dame de aquí al aeropuerto para... exponer mi caso.
Teknelerin girmesine izin vermedikleri için çocuklarımızın açlıktan kıvranmasını izlemek zorunda kaldık.
Hemos tenido que ver a nuestros hijos morir de hambre porque ellos no permiten ingresar embarcaciones.
En azından, seni bekarlar masasında oturtmama izin ver.
Al menos déjame sentarte en la mesa de los solteros.
Evet, bize biraz izin ver.
Sí, sí. Danos un poco de intimidad, ¿ de acuerdo?
Elmasları ver ben de gitmene izin vereyim!
¡ Solo dame los diamantes, y te dejaré ir!
Tanrım, bu adamın günahlarından arınmasına izin ver.
# Nadie puede hacerme como Jesús... # Señor, dejad que mis oraciones laven los pecados de este hombre.
İzin ver Hodgins'i ben düşüneyim.
Deja que yo me encargue de Hodgins.
Hamile biliyorum ama izin ver iyi bir yumruk savurayım.
Sé que está embarazada pero sólo me dejaron de llegar un buen golpe pulg
İzin ver de sana yardım edeyim.
Déjame ayudarte.
Lütfen sana inanmayı reddeden Wood adına, senden özür dilememe izin ver.
Déjame ser el primero en pedir disculpas en nombre de Wood, que se negó a creer en ti.
O zaman izin ver size uygun bir savaş alanı hazırlayayım. Ve de uygun bir rakip!
Entonces, déjame proporcionarte un campo de batalla despejado y un oponente digno.
İzin ver sana Asgard'ın oğlunun neyden yapıldığını göstereyim!
¡ Te voy a enseñar de lo que está hecho el hijo de Asgard!
Gerçekten işini bilen adamın nasıl olduğunu göstermeme izin ver.
Te haré saber de una vez cómo debería hacerse.
İzin ver de gideyim. Bu muazzam güç gösterisine tanık olduktan sonra yine de onu yenebileceğini mi düşünüyorsun?
Déjeme ir. sigues creyendo que puedes vencerlo?
Colby halkı ve dostlarım bugün sizi buraya çağırmamın nedeni, Tanrı'nın izin verdiği en önemli girişimi ilk elden görebilmenizdir.
Amigos y ciudadanos de Colby los he citado hoy aquí para que puedan ver de primera mano y bajo Dios, lo que creo que es el proyecto más importante.
Bir gün sana bir bira ısmarlamama izin verirsin ve o kutuya birlikte bakarız.
Me perdones y me dejes invitarte una cerveza y podamos ver esa caja de zapatos juntos.
İzin ver de... İzin ver de bir soluklanayım. Gitme olur mu?
Por favor déjame respirar, no te vayas.
İade mi istiyorsun, o zaman kalmama izin ver.
Quieres un poco de vuelta, entonces déjame levantarme.
İzin ver ona tekrar sorayım.
Se lo pediré de nuevo.
Ölmeden önce müzik sesi duymama izin ver.
Déjame escuchar música antes de morir.
Lütfen, ölmeden önce müzik sesi işitmeme izin ver.
Por favor, déjame oír música antes de morir.
Kutsal Baba, Francesco'nun ruhunun kutsal Cennet'ine yükselmesine izin ver.
Padre celestial, permite que la alma de Francesco suba. Hacía Tu Paraíso divino.
İzin ver de ikimizin de düşüncelerini basit bir hâle getireyim.
Permíteme que aclare lo que los dos estamos pensando.
Ambrós, dışarı çık ve onu götürmelerine izin ver. Baksana yüzüne ne yapmışlar!
Ambrós, Ambrós, joder, sal de ahí y deja que se lo lleven.
Haftada iki kere televizyon izlemene mi izin veriyordu?
¿ Te dejaba ver televisión un par de veces a la semana?
İzin ver de işimi yapayım.
Déjame hacer mi trabajo.
# TV izlemelerine izin veriyor musun? # ve onları cips ve kekle mi besliyorsun?
( LAS MUJERES CANTAN ) les dejas ver la tele y alimentarlos chips y pastel de te?
Yani, kısaca diyorsun ki ; "yaşa ve yaşamaya izin ver"?
Así que eres una especie de decir, "vivir y deja vivir", ¿ es eso?
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver... bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizim suçlarımızı bağışla... ayartılmamıza izin verme, kötü olandan bizi kurtar.
Danos hoy nuestro pan de cada día, y perdónanos nuestras ofensas... como nosotros perdonamos a los que nos ofenden... y no nos dejes caer en la tentación, y líbranos del mal.
- İzin ver de, eşin cevaplasın.
Deje que ella conteste.
İzin ver de bakayım.
¡ Deja que mire!
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39
izin vermem 29
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39
izin vermem 29
izin verildi 70
izin verilmiştir 32
izin ver açıklayayım 22
izin verin 236
izin ver gideyim 18
ver dedim 29
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
izin verilmiştir 32
izin ver açıklayayım 22
izin verin 236
izin ver gideyim 18
ver dedim 29
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332