Izin vermem translate Spanish
2,655 parallel translation
Fakat adamlarımın tecavüzcü olmalarına izin vermem.
Pero no permitiré que mis hombres sean violadores.
Bu işi batırırsanız, bana bulaşmasına izin vermem.
Has jodido esto, No voy a dejar que me afecte.
İdrarıma dokunmama izin vermem.
No te permitiré tocar mi orina.
Bana anlatmazsan, gitmene izin vermem ben de gitmem.
Hasta que no me lo digas no te dejaré marchar.. .. ni yo me iré.
Kalpsiz görünmeme izin vermem.
Nunca podría llegar a parecer tan desalmado.
Asla ortağımın tüm işleri yapmasına izin vermem.
Nunca dejo a mi compañera hacer todo el trabajo.
Birinin hayatıma o şekilde girmesine izin vermem.
No he salido con nadie. No voy a dejar a nadie entrar en mi vida de esta manera.
Onları ölümüne tutarım, asla gitmelerine izin vermem.
Agarrarlos en el lecho de muerte, no dejarles irse nunca.
Bir şey hissetmemem diğer herkesin aşağılanmasına izin vermem anlamına gelmez.
Bueno, solo porque yo no sienta nada no significa que todos los demás tengan que pasar por una humillación.
Çünkü ben izin vermem.
Porque no le dejaré.
Sana zorbalık etmesine izin vermem.
No voy a dejar que te intimide.
Sana bir şey olmasına izin vermem.
Y no dejaré que nada te pase.
Sana bir şey olmasına izin vermem.
No dejaré que te pase nada.
- Belli ki bunun olmasına izin vermem.
Y por supuesto yo no podía permitir que sucediese.
Sana bir şey olmasına izin vermem.
No dejaré que te pase algo.
Ve ben, bu işin dışında bırakılmama izin vermem. Efendim?
Y nunca debí dejarme arrastrar a eso.
Jake'in topluluğun bir parçası olmasına hayatta izin vermem.
No hay manera de que deje a Jake ser parte de este círculo.
Sana bir şey olmasına asla izin vermem.
No dejaré nunca que te pase nada.
Bunun olmasına asla izin vermem.
Nunca lo permitiría.
O adamın bırak bu tesisi Marcus Alvarez'in 500 metre yakınına gelmesine izin vermem.
De ninguna manera voy a permitir, a ya sabes quién, que se acerque a menos de 500 yardas de Marcos Alvarez, por no hablar de estas instalaciones.
- Ama kızımın bir hainle çıkmasına asla izin vermem.
Pero de ninguna manera voy a dejar que un traidor salga con mi hija.
Bunu yapmasına izin vermem.
No se lo permitiré.
Bunun olmasına izin vermem.
Nunca permitiré que ocurra eso.
Bunun bana olmasına izin vermem.
Jamás dejaré que eso me suceda a mí.
Ailemin pet şişeden su içmesine bile izin vermem.
Sabes, Ni siquiera dejo a mi familia beber de botellas de plástico.
Buna asla izin vermem, tamam mı?
Me oyes? No voy a permitir que eso pase.
Buna izin vermem. Merak etme sen.
No voy a permitir que eso pase.
Bu virüsün kimsenin eline geçmesine izin vermem.
Juré no dejar nunca a nadie tener este virus, no importa lo que tenga que hacer.
Dinim kişiliğimin temelini oluşturuyor ve buna saygısızlık etmene izin vermem!
¡ Mi religión dice mucho sobre quién soy yo y no dejaré que le faltes al respeto!
Hizmetçime bütün gün izin vermem gerekiyordu.
Tuve que darle el resto del día libre a mi criada.
Sana bir sey olmasina izin vermem.
No permitiré que nada te pase.
Orayi elinden çikaramazsin, izin vermem.
- No puedes dejar que te la quiten.
Sana söyledim, sana bir şey olmasına izin vermem.
Te dije que no dejaré que te pase nada.
Böyle bir şey olmayacak, buna izin vermem.
Eso no va a pasar, no si yo tengo algo que ver en ello.
Ayrıca kardeşine dokunmalarına izin vermem.
No les permitiré que le hagan nada a tu hermana.
Beynimin içinde orayı burayı dürtmene izin vermem.
No voy a dejar que te metas en mi cabeza
Buna izin vermem.
No lo permitiré.
Kimsenin ya da hiçbir şeyin sana zarar vermesine izin vermem.
Nunca dejaría que alguien o algo te haga daño.
Beni bu işte böyle kazıklamana izin vermem.
No dejaré que me arruines.
Yani bütün ebeveynler çocuklarını mahvediyor ama benim kızımın gidip gitmemesine izin vermem büyük fark mı yaratıyor?
Así que todos los padres malogran a todos los hijos pero ¿ hace una gran diferencia si conservo a mi hija acá o la dejo ir?
Yani kısacası her ikiniz de duyarlı insan rolünü oynayarak size izin vermem için beni yönlendirmeye uğraşıyorsunuz.
¿ Entonces me están intentando manipular con el doble "policía bueno"?
Bu soysuzların paçayı kurtarmasına izin vermem.
No se me escaparán esos hijos-de puta.
Biz hükümet kaynaklı bir kurumuz ve senin bilgisayara dokunmana izin vermem suç olurdu.
Somos una organización con fondos gubernamentales y sería ilegal que le dejara tocar mi terminal.
Bunu yapmana izin vermem. Şimdilik.
No puedo dejarte hacer esto... aún no.
Nikita, sana zarar vermelerine izin vermem.
Nikita, no dejaría que te lastimaran.
Azcık eterin bunu bozmasına izin vermem.
No voy a dejar que un poco de éter arruine eso.
Ve kimsenin incitmesine izin vermem, asla.
Y nunca dejaría que alguien te lastimara, jamás.
Sana bişey olmasına izin vermem
- No dejaré que te pase nada.
Zarar görmene izin vermem.
No dejaré que te lastimen.
Annemi öldürmene izin vermem.
¡ No te permitiré matar a mi mamá!
Gitmene izin vermem.
No voy a dejarte escapar.
vermem 64
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin ver de 17
izin verir misin 192
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin vermeyeceğim 39
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin ver de 17
izin verir misin 192
izin vermiyorum 20
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin vermeyeceğim 39